Dikkatler ise iki yılı aşkın süredir ilk kez yüz yüze görüşecek olan ABD Başkanı Barack Obama ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’de olacak.
Moskova’nın önce Suriye’deki askeri varlığını artırması, ardından da Irak’ın başkenti Bağdat’ta Suriye, İran ve Irak’ın katılımıyla IŞİD’i hedef alan bir istihbarat merkezi oluşturulacağını açıklaması, Putin-Obama görüşmesi öncesinde Rusya’nın bölgedeki ağırlığını artırdı.
İki liderin bugün BM Genel Kurulu’ndaki konuşmalarının ardından Suriye’de siyasi çözüm için nasıl bir koordinasyon sağlanabileceğini görüşmesi bekleniyor.
Görüşme öncesinde ABD’de yayın yapan CBS televizyonuna mülakat veren Putin, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a desteğini bir kez daha dile getirdi ve “Suriye’de meşru hükümeti destekliyoruz. Bir şeye çok derinden inanıyorum: Meşru hükümeti yok etmeye yönelik atılan her adım Libya’dakine benzer bir tablo yaratır ve devlet kurumlarının yıkılmasına yol açar” dedi.
Suriye’deki sorunun çözümü için tek yolun Esad hükümetinin desteklenmesi ve güçlendirilmesi olduğu görüşünü bir kez daha vurgulayan Putin, “Ama aynı zamanda hükümeti reforma ve diyaloğa itmeliyiz” dedi.
Rusya’nın Suriye krizi için bir diğer girişimi ise Moskova’dan geldi. Dışişleri Bakan yardımcısı Mikhail Bogdanov; Rusya, İran, ABD, Suudi Arabistan, Türkiye ve Mısır’ı kapsayan uluslararası temas grubunun Ekim ayı içerisinde toplanabileceğini söyledi.
Washington her ne kadar Esad’ın Suriye’deki geleceği konusunda aynı fikirde olmasa da son zamanlarda gelen açıklamalarda bir yumuşama görülüyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry geçen hafta Esad’ın Suriye’de siyasi çözüm görüşmelerinin başında gitmesi gerekmediğini, müzakerelerin ilerleyen safhalarında da iktidardan gidebileceğini söylemişti. Benzer açıklamalar Almanya ve İngiltere’den, ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da geldi.
Ancak ABD, Esad konusunda fikir değiştirmiş olsa da Rusya’nın bölgede artan askeri ve diplomatik etkisinden de rahatsız görünüyor. Amerikalı Bakan John Kerry dün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştü.
Kerry görüşme sonrasında yaptığı açıklamada “Nasıl ilerleyeceğimiz konusunda çekincelerimiz var. IŞİD’e karşı birlikte hareket etmeliyiz. Şu anda bunu yapamıyoruz” dedi.
Associated Press haber ajansına bilgi veren bir ABD Dışişleri yetkilisi ise “Rusya’nın hem askeri hem de siyasi alanlarda artan etkinliğiyle ilgili sert görüş alışverişleri oldu” dedi.
Davutoğlu: Esad gitmeli
Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ise Esad’ın Suriye’deki geçiş döneminde rol üstlenmesinin kabul edilemeyeceği görüşünde. BM Genel Kurulu için New York’ta bulunan Ahmet Davutoğlu dün gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Esad’lı bir çözümün yürümeyeceğine karar verdik ve şu anda da kanaatimizi koruyoruz” dedi ve çoğulcu bir Suriye yönetiminin şart olduğunu vurguladı.
Davutoğlu ABD’nin duruşundaki değişikliği ise şöyle yorumladı:
“İlginç bir şey, Esad ile reform yapalım dediğimiz günlerde ABD Esad’ı tümüyle reddediyordu, son gittiğimde iki haftalık süre istedik, Esad’ı hemen gayrimeşru ilan etmeyin diye. İki hafta çok, bir hafta bekleriz dediler. Esad’sız formülü gündeme getirdiler. DEAŞ ortaya çıktıktan sonra, ABD’de Esad’ı da bu mücadelede kullanabilir miyiz kanaatinin yaygınlaştığını gördük ama bir kötülük başka kötülükle izale edilemez.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen haftaki Rusya ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalarda “Geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme gibi bir şey olabilir” demişti.
Ruhani: “Artık herkes teröristlerle mücadele için Esad’ın görevde kalması gerektiğini kabullendi.”
BM Genel Kurulu’na katılan liderlerden birisi de İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani. Bağdat’ta kurulan IŞİD karşıtı istihbarat merkezine katılmayı kabul eden Ruhani hükümeti, Esad’ın desteklenmesi gerektiği konusunda Rusya’yla aynı fikirde. CNN televizyon kanalına bir mülakat veren Ruhani, “Artık herkes teröristlerle mücadele edilmesi için Cumhurbaşkanı Esad’ın görevde kalması gerektiğini kabullendi” dedi.
İngiltere Başbakanı David Cameron da dün Esad’ın Suriye’nin geleceğinde yeri olmadığını, ancak kısa vadede kurulacak geçici hükümette rol alabileceğini söylemişti.