Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar’da Toplu Açılış Töreni’nde halka hitap etti.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
İstanbul Türkiye’nin bir özetidir. İstanbul’a yapılan her yatırım, aynı zamanda Türkiye’ye yapılmış demektir. 15-20 yıl önceki Üsküdar’ı bir hatırlayın. Bunun adı AK Parti belediyeciliğidir. Bu CHP belediyeciliğine benzemez. Temizlik dedim işte Ümraniye. O çöplüğün patlamasını hatırlıyorsunuz değil mi? CHP’li belediye vardı. 39 vatandaşımız orada öldü. Bunun hesabını daha önce olduğu gibi vatandaşımız 31 Mart’ta sormayacak mı? Nüfus cüzdanlarını babalarımız gösterirdi. Gaz yağından Sana yağına kadar hepsi mühürlü. Diyorlar ki, bu seçimin dev projeleri ne olacak. Millet kraathaneleri dedik, kumarhane açacaklar dediler. Bunların meşrebi bu. Bunlar kumar kağıtlarıyla malum okey masalarındaki tuğlalarla yatıp kalkarlar. Ey CHP kıraathane okuma yeridir. Atatürk Havalimanı’nın olduğu yeri de millet bahçesine çeviriyoruz. Şu andaki kapalı alanları fuar merkezi haline getiriyoruz ve yine bir pistini de oranın, uygun bir pisti de yine tekli bir iniş kalkışa çeviriyoruz.
Biz belediyeciliğin okulunu kurduk. Bu bizim işimiz. CHP’nin belediyecilik vesaire yok. İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman İstanbul’daki otobüsleri hatırlayın İkarusları. Binince mazot kokardı, pislik içinde. Biz geldik Mercedes otobüsleri aldık. Her geçen yıl bunları daha da geliştirdik. Duraklarımızın sayısını artırdık. Mercedes de herhalde çok farklı bir kıyak İstanbul’a yapar. İstanbul’un en merkezi yerlerinden biri olarak Üsküdar. Artık burası toplama ve dağıtma merkezi haline geldi. Üsküdar’ı merkez haline getiren bir belediyecilik anlayışını getirdik.
Ben İstanbul aşığıyım, İstanbul dertlisiyim. Bu seçime Cumhur İttifakı ile giriyoruz İstanbul’da. İstanbul’da CHP zulmünden kurtaralım her yeri. Milletimizin iradesi öyle güçlüydü ki tüm engelleri aştık ve ülkemizi yönetme sorumluluğunu üstlendik. Hangi göreve gelirsek gelelim milletimizin günlük hayatına dokunan belediyeciliği ihmal etmedik.
“ONLARLA NE KONUŞTUN, ANLAT BAKALIM”
Türkiye İstanbul başta olmak üzere tüm şehirleriyle güçlendikçe birileri rahatsız oluyor. Bay Kemal Almanya’ya gittin yanındaki o hanım o neyin nesiydi? O YPG paçavralarıyla Alman parlamentosunda görüntü veren kadınla senin yan yana ne işin var? Bunlar PKK’nın Almanya’daki uzantıları. Onlarla ne konuştun, anlat bakalım. Çıkmışlar diyorlar ki Almanya’da bunlar seçilmiş olanlar. Bay Kemal bizim bunlarla yürüyecek yolumuz yok. Bay Kemal’in rahatsızlığını anladınız mı? Bunlardan biri de ben son Arjantin G20 zirvesinden sonra Paraguay’a Venezula’ya gittim. Sosyal demokrat bir lider var. 1 milyon 49 bin çocuğu yetiştiriyorlar. Bizi İstiklal Marşı ile karşıladılar. Bize asker İstiklal Marşı’nı okudu. Bir yavru Türk bayrağını düşürdü Maduro çocuğa verdi. PKK’lılar kongrelerinde bir tane Türk bayrağı bile asmadılar. Zar zor bir tane koymaya çalıştılar. Milletim de bunu yutmuyor. Bu topraklarda bu milletin kutsallarıyla oynayamayacaksınız.
“BİR SAVCI ÇIKMIŞ, SEN KİMSİN YA?”
Ülkemizi yıllarca yere gereksiz yere meşgul eden başörtü meselesinde böyle bir anlayışın izlerini görüyoruz. Başı açık başı örtülü ayrımını kaldırdık. Bugün artık tüm kurumlarda hanım kardeşlerimiz nasıl istiyorlarsa öyle giyiniyor. Bir savcı çıkmış, sen kimsin ya? Her şey yasalarla bir yere oturulmuşken sana ne oluyor da bunlara aykırı bir şekilde uygulamanın iptalini istiyorsun. Bunlar eski Türkiye’den kalma ürünler. Danıştay’ın ilgili dairesi bunu boşa çıkardı. Bu tartışmayı yeniden açmanın kime ne faydası var?
Paris başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinin sokakları karışmış durumda. Bizim polisimizle alay edenler, zulmettiğini söyleyenler, kendi polisleri şimdi neler yapıyor. Bizim polisimiz insaflı. Her türlü düşünce ve talep demokrasi içinde dile getirilebilir. Avrupa sokaklarındaki görüntüleri endişe ile takip ediyoruz. Umarım Paris sokaklarındaki duvarlarda “zulüm 1789’da başladı” yazılarını da görmeyiz. Avrupa demokrasi dersinden, insan hakları dersinden sınıfta kalmıştır. Üzerine çok titredikleri güvenlik ve refah duvarları bizzat kendi vatandaşlarınca sarsılmaya başlanmıştır.