Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM grup toplantısındaki açıklamaları nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun 11 Şubat’taki partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalarına yer verildi.
Kılıçdaroğlu’nun asılsız ve dayanaksız ithamlarla Erdoğan’ın kişilik haklarını ağır şekilde itham ettiği belirtilen dilekçede, şu ifadeler kullanıldı:
“Davalının konuşmasında ileri sürdüğü hususların tamamı gerçek dışıdır. Bu iddialarla ilgili olarak daha önce çeşitli vesilelerle açıklama yapılmış, iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğu vasat zekaya sahip bir kişinin anlayabileceği şekilde izah edilmiştir. Ancak aynı iddiaların tekrarlanmasından anlaşılacağı gibi davalı, gerçeklerle yüzleşmek yerine, inandığı yalanların konforunda yaşamayı sürdürmeyi tercih etmektedir. Gerçeklerin bu ölçüde çarpıtılması, yalanın bu kadar rahat ifade edilebilmesi, hakaret ve iftiranın bu denli olağanlaştırılması geçmişte örneklerini pek çok kez müşahade ettiğimiz bir FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) ahlakıdır. Bu ahlakın ana muhalefet partisi liderinde, şahsında tecessüm etmesi ülkemiz için büyük bir talihsizliktir.”
– “Cumhurbaşkanımıza ve milletimize borçlu”
Dilekçede, FETÖ ile mücadele edenleri haksız ithamlarla itibarsızlaştırmanın, hele hele FETÖ ile ilişkilendirmenin örgütün yöntemlerinden biri olduğu vurgulanarak, “Davalı bugün FETÖ’nün egemen olmadığı özgür bir ülkede yaşıyorsa bunu öncelikle Cumhurbaşkanımıza ve ona destek veren milletimize borçlu olduğunu unutmamalıdır.” denildi.
Türk Milletinin birliğini temsil ve TBMM adına başkomutanlık sıfatını deruhte eden Cumhurbaşkanının, Fetullahçı Terör Örgütü ile bağlantılı olduğuna, hatta baş FETÖ’cü olduğuna ilişkin beyanların, eleştiri sınırının çok ilerisinde, hakaret içeren ve gerçeklikten çok uzak, iftira niteliği taşıyan nitelikte olduğu ifade edilen dilekçede, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Davalının, Cumhurbaşkanımızı FETÖ ile ilişkilendirmeye yönelik bu açıklamalarını, suçluluk telaşıyla yapılmış artık gizlenmesi mümkün olmayan CHP-FETÖ iş birliğini örtmeye ve dikkatleri dağıtmaya yönelik bir çaba olarak değerlendirmek gerekmektedir. Bilindiği gibi, söz konusu yapılanmaya ilişkin FETÖ tabiri, 17-25 Aralık yargı darbesi girişiminden sonra yani anayasal düzeni cebir ve tehdit ile değiştirmeye yönelik girişiminden sonra kullanılmaya başlanmıştır. Davalı özellikle bu tarihten itibaren FETÖ ile iş birliğini gizleme dahi ihtiyacı duymadan artırarak sürdürmüş adeta siyasi bir partner olarak birlikte çalışmaya başlamıştır. Belirtilen tarihten sonra davalının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik tüm söylemleri, FETÖ’nün söylemleriyle birebir örtüşmektedir. Cumhurbaşkanımıza yönelik tüm saldırılar önce FETÖ tarafından planlanmakta ve icra edilmekte daha sonra da davalı ve genel başkanı bulunduğu siyasi parti tarafından siyaseten sahiplenilerek yaygın bir şekilde dile getirilmektedir.”
Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’a “vatan haini” yakıştırması yapmasının ve Cumhurbaşkanını vatana ihanetle itham etmesinin hukuken himaye edilemeyecek ve eleştiri olarak kabul edilemeyecek bir açıklama olduğu vurgulanan dilekçede, “Vatanseverliği, millete ve devlete hizmetleri, taraflı ve tarafsız vicdan sahibi herkes tarafından takdir edilen Sayın Cumhurbaşkanımızı vatana ihanetle itham etmek, kişilik haklarına ağır bir saldırının ötesinde açık bir kışkırtma ve provokasyondur.” ifadeleri kullanıldı.
Manevi tazminat talebinin yasal koşullarının oluştuğu kaydedilen dilekçede, Kılıçdaroğlu’ndan TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 500 bin lira manevi tazminat talep edildi.