Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Prof. Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş gariplerin babası olarak tanınır. Ortaya hem buram buram tarih kokan hem de vatandaşlarımıza şifa vesilesi olacak bir eser ortaya çıktı Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş, gençliğimizde şahsen tanıdığımız, desteğini ve teşvikini gördüğümüz bir büyüğümüzdür. Eser güzel olunca isminin de bununla mütenasip olmasını istedik ve böylece Dr. Niyazi Kurtulmuş Hastanesi’ne kavuşmuş olduk.
Perşembe günleri tüm hastalara ücretsiz bakar. İhtiyaç sahiplerinin cebine de harçlıklarını koyardı. Gariplerin babası denmesinin sebebi de işte budur.
İsmail Niyazi Kurtulmuş nöbetçi oldukları zaman gelir yurtta geceleri bizim yatakhaneyi dolaşır kimin üstü açık kimin üstü kapalı gelir bakardı. Bizim oradaki babalığı da biz onlardan görmüş olduk. Merhum Kurtulmuş’un bir önemli özelliği de iyi bir gençlik yetiştirmek için çalışmak olmuştur.
Ortaya hem buram buram tarih kokan hem de vatandaşlarımıza şifa vesilesi olacak bir eser ortaya çıktı. Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş, gençliğimizde şahsen tanıdığımız, desteğini ve teşvikini gördüğümüz bir büyüğümüzdür.
Ecdadımız fethi sadece toprakların ele geçirilmesi değil asıl gönüllerin kazanılması olarak görürdü. Son günlerde bazı kendini bilmezler fethi işgal olarak tanımlamaya çalışıyor. Bunlar inanın dört dörtlük cahil cühela. Sorun bunlara fethin manası nedir bilmezler. Fetih açmaktır, fetih gönülleri özellikle kazanmaktır ama bunlar bunu bilmezler.
Ayasofya dini bir husumetle yerle yeksan edilmek yerine daha da güzelleştirilerek fetih hakkı olarak Müslümanların hizmetine sunulmuştur. Hükümete geldiğimizde sadece 460 eserin restorasyonunun yapıldığını gördük. Biz 18 yılda 5 bin 60 eseri restore ederek milletimizin ve insanlığın hizmetine sunduk.
Atina’da bir camimiz yok ama biz İstanbul gibi şehirde böyle bir yola gitmedik.
İşte Fatih’in surlardan içeri girerken Rum bayanlarının başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz demesi işte bunun bir neticesidir.
BAKAN KOCA
Bakan Koca, “Burada bulunmamız sadece bir hastane açılışının değil, tarihimize, kültür mirasımıza sahip çıkışın, vefanın bir nişanesidir. Hadımköy Askeri Hastanesi, Sultan Abdülhamit Han tarafından başlatılan imar hareketinin o zamanki İstanbul taşrasına bir yansımasıdır” açıklamasında bulundu.