Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5’nci Muhammed Sarayı’nda Gine Devlet Başkanı Alpha Conde ile gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek soruları yanıtladı.
İmzalanan anlaşmaların hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın davetini geri çevirmesine ilişkin sorusu üzerine, Kahraman’ın parlamentodaki parti genel başkanlarına yaptığı davetin kendisiyle alakalı olmadığını söyledi.
Yapılan davetin sadece yeni anayasanın görüşülmesiyle ilgili olduğunu belirten Erdoğan, “Bu yeni anayasanın görüşülmesi, müzakeresi ve mutabakat sağlanabilirse alınacak netice ülkemi̇zi̇n geleceği̇ i̇çi̇ndi̇r ve burada şahsımla ilgili ‘olur mu, olmaz mı’ böyle bir değerlendirme söz konusu değil” dedi.
“Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın yaptığı ipe un sermek”
“Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın şu andaki tavırları ipe un sermekten başka bir şey değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Eğer dürüstseniz masadan kaçmazsınız. Bakın bundan önce bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, ilk defa halka gitmek suretiyle yapılan bir cumhurbaşkanlığı seçimiydi ve bu cumhurbaşkanlığı seçimine bir genel başkan olarak siz kendiniz katılmadınız. Dışarıdan bir ısmarlama aday çıkardınız, üzerinde 14 siyasi parti birleştiniz ama milletim sizde ittifak etmedi, milletim şahsım üzerinde, yüzde 52 ile ittifak etti ve bizi cumhurbaşkanı olarak görevlendirdi. Şimdi meydanlarda söz verdiğiniz yeni anayasanın yapımıyla ilgili dört siyasi partinin üçer tane temsilcisi var, burada iktidar partisinin 317 milletvekili var, 317 milletvekili 3 kişiyle temsil ediliyor ama bunun karşısında, 233 milletvekili var. 233 milletvekili ise 9 milletvekiliyle temsil ediliyor.”
“Burada yine nihai kararı verecek olan iktidar partisi vasıtasıyla millettir”
Bunun adil bir yaklaşım olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama iktidar partisi, benim dönemimde de biz bunu uyguladık, burada ‘üzümü yiyelim, bağcıyla işimiz yok’ anlayışından hareketle ‘gelin çalışalım, şu işi bitirelim’ dediler ama yine kaçtılar gittiler. Hiçbir zaman sorun çözmek için değil, tam aksine sorun meydana getirmek için varlar” ifadelerini kullandı.