Adanur’dan isitifa açıklaması;
“Amacımız Bursaspor’u hayatta tutmaktı.
Özellikle son birkaç yıldır içerisinde bulunduğu durum hepimizi çok üzmüştü ve Bursaspor’u hayatta tutmak için elimizden ne geliyorsa yapacağımıza söz vermiştik. Herkesin sorumluluktan kaçtığı, insanların gelişen olaylar ve durumlar karşısında sadece yorum yaptığı, Bursaspor ve ülke ekonomisinin zorluğunun en yüksek olduğu dönemde göreve talip olduk. Göreve talip olurken seçilmemiz durumunda kesinlikle Bursaspor’dan maddi hiçbir kazanç elde etmeyeceğimizin, gayri resmi yollarla kulübümüze zarar vermeyeceğimizin ve bizim dönemimizde kulübümüzün hayatta kalması, Süper Lig’e çıkması için gerekli tüm adımları atacağımızın sözünü verdik. Genel Kurulda büyük çoğunluğun oylarıyla seçildik. Hemen çalışmaya başladık. Kurumlarla iletişime geçtik. Yetkililerle masaya oturduk, pazarlık ve taksitlerle UEDAŞ+Bursagaz’a olan toplam 5.074.000 borcu ödedik. Bu bir marifet değil, asli görevim, kendi dönemimde yaktığımı öderken övünecek değilim, fakat bunlar GEÇMİŞ DÖNEM borcuydu. Ardından, Bursaspor’un kapalı olan Transfer Tahtası’nı açmak için yola koyulduk, sadece 6 ay geriye dönmenizi ve bütün şehrin Transfer Tahtasını açtığımız sürede verilen emeği düşünmesini rica ediyorum. Önümüzde FİFA’nın asla açamayacağımızı iddia ettiği 45 dosya, 155.000.000 tahta borcu ile dünyanın çok farklı ülkelerinde yaşayan ve kulübümüzle uzun yıllardır sorun yaşayan ki bunların içerisinde 2010 yılından kalan dosyalar var, bütün mesaimizi harcamaya başladık. Yaptığımız görüşmeler ve pazarlıklar sonucu 52.000.000 lira bedelle tahtayı açtık. Başta ailem, yönetici arkadaşlarım ve yola çıktığım insanlar, ardından bütün şehir Transfer Tahtası’nın açılması için maddi-manevi neler yaptığımızı gördüler o yüzden tekrar vaktinizi almayacağım. Transfer Tahtası sorunu o kadar büyüktü ki ligimizin başlamasına 1 hafta kala gibi bir sürede açtık ve neredeyse birçok transferi de yine bu süre zarfında yapmaya çalıştık. Yapılan transferlerin birçoğuna tek tek baktığınızda Süper Lig seviyesinde oyuncu olduğunu hepimiz söyledik fakat takımımızı oturtamadık, takım olmayı başaramadık. Adanaspor maçı ligin ve başkanlık dönemimizin ilk maçıydı, farklı bir sonuç beklerken beni çok üzdü ve o anki heyecan ile hatalı bir tweet attım, Teknik Ekip ile yollarımız ayrıldı, bu ayrılmanın sebebi muhtemelen o tweet değildi, fakat yine de atmamalıydım.
2. hafta Erzurumspor maçına Ali Hocamızla çıktık, hızlı karar verip yanlış bir teknik ekiple yola çıkmak istemedik. Penaltı kaçırdık. 85. dakikada biz karşı karşıya atamadık ve karşı atakla gol yiyerek 2-1 mağlup olduk, işte o gün “Yönetim İstifa” sesleri duyulmaya başlandı.
Teknik Direktörlük anlaşması için başta Tamer Tuna Hocamız olmak üzere birçok isimle görüşme yaptık. Teklimizi yalnızca Fatih Tekke hocamız kabul etti.
Ardından gittiğimiz henüz 3. maç olan Altınordu maçında bir tık yükselerek “Toplayın Bavulu Defolun gidin” sloganları atılmaya başlandı. Bugün bize “Sportif başarı olmadığı için istifa etmenizi istiyoruz” diyenler, 2.haftadan yönetim istifa diye bağırmaya başlayanları unuttular sanırım.
Ardından 21.haftaya kadar bu sesler şiddeti daha da artarak çoğaldı ve demokratik bir istifa çağrısının dışına çıkılarak, kulüp başkanımızın evinin basılacağı tehdidi yapıldı. İstanbul’da deplasmandayken ve kendisinin evde olmadığını bilmelerine rağmen evinin önünde eylem yapıldı, eşi ve çocukları rahatsız edildi. Bu hiçbir vicdana sığmayacak kepazeliğe tüm şehir göz yumdu.
Seçim günü, ahlaksızca Türk-Kürt polemiği yapıldı, bu polemiği yapanlar ile 2.hafta bağırmaya başlayanlar maalesef aynı ekipti, bu ekip soyguncu başkanların güzellemelerini en iyi yapan gruptu ve 20 yıldır Bursaspor’u yok eden asıl zihniyet buydu. Avanta para alacağım diye, başkan seçip başkan deviren bu zihniyete, ne yaptığını bilmesine ve görmesine rağmen kimse ses çıkarmadı, aksine savunuldu ve bugünlere gelinmesine göz yumuldu.
Gelelim bu zihniyeti kullananlara!
En iyi Teknik Direktör geldiğinde bile “Senin gelmene çok şaşırdım, gelmeden önce beni arayıp sorsaydın, sana gelme derdim” diyebilecek kadar düşmanlar.
Divan Kurulu Başkanımıza “O koltukta O oturduğu sürece Bursaspor’a asla destek olmam” diyecek kadar düşmanlar.
Yönetici kardeşlerimin ve büyüklerimin hepsine kefilim.
Hiçbir yanlışa imza atmadılar, Bursaspor’u zarara uğratacak hiçbir eylemin içerisinde bulunmadılar. Hatalarımız oldu ama asla art niyetli olmadık, tüm emekleri için kendilerine, ailelerine sonsuz şükranlarımı sunuyorum, onlarla yol yürümek benim için şerefti.
Bu yola beraber çıktığım, Bursaspor Başkanlığı gibi kutsal bir görevi kabul eden ve ailesinden, işinden, sağlığından feragat ederek Bursaspor için taşın altına elini koyan, bu yolda bana ve yönetim kurulu arkadaşlarıma yoldaşlık, ağabeylik yapan Hayrettin Gülgüler başkanıma ve ailesine ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum.
Yine bu süreçte bizleri kırmayarak göreve gelen başta Tamer Tuna olmak üzere tüm ekibine çok teşekkür ediyorum. Kendisi Bursaspor için çok güzel bir fırsattı ama benimle olmadı maalesef.
Kulüp Genel Müdürümüz Nihal Ferik ve ailesi başta olmak üzere, tüm emekçi arkadaşlarımıza ve ailelerine çok teşekkür ediyorum. Sizlerle vakit geçirmek ve aynı davada yürümek benim için onurdu, hepinize minnettarım. Lütfen haklarınızı helal edin.
Bizlere güvenip oy veren üyelerimize, bugüne kadar desteğini hiç esirgemeyen Bursaspor taraftarına, Amatör kulüplerimizin yöneticilerine, destek kampanyamıza maddi-manevi destek veren herkese teşekkür ederim.
Gelinen 6 aylık süreçte;
Bursaspor Futbol Okullarımız tekrar kulüp bünyemize geçti ve aylık ciddi bir gelir elde etmeye başladı.
Stadyum İsim hakkımız tarihinde ilk defa satıldı.
Yine Stadyum altı dükkânların kiralama işlemleri yapıldı.
Transfer Tahtası açıldı.
Kurumlara olan borçlar kapatıldı.
Büyük Bursaspor’un kıymetli emekçilerinin hakları ödendi.
Amatör Branşlarda faaliyetler başladı.
3 yıllık görev süremizin 6. ayına kadar, bugüne kadar olmamış tüm baskıları üzerimizde hissettik. Bu baskıları kuranların Bursaspor camiasına uzun yıllardır verdiği zararı hepimiz biliyoruz. Bursaspor çok büyük bir camiadır. Bize gelene kadar nice başarılar elde etmiştir ve bizden sonra da mutlaka edecektir. Fakat milyonlarca insanın gönül verdiği, yüzbinlerce insanın takip ettiği, onbinlerce insanın peşinden koştuğu ve binlerce insanın hayatı olan Bursaspor, birkaç kişinin egosu yüzünden bu duruma geldi.
Vakıfköy’den Teksas’a, oradan da başkanlığa kadar gelen bu yolda şunu gördüm;
Bursaspor bu şehirde bir avuç insan dışında hiç kimsenin umurunda değil ve hatta birçoğu tamamen kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ediyorlar. Aksine kesinlikle inanmayın.
Bizim görev süremizce bırakın maddi destek vermeyi, tek bir maça dahi gelmeyen, ben buradayım diye destek vermeyen şehrimizin dinamiklerini ve istifa etmem için elinden geleni yapanları Bursaspor’a sahip çıkmaya davet ediyorum.”