Şimşek, NTV-CNBC-e ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
HDP binalarındaki patlamalara ilişkin soruyu yanıtlayan Şimşek, bunların seçimi sabote etmeye yönelik, provokatif eylemler olduğunu söyledi.
Saldırıları kınayan Şimşek, “Vatandaşlarımızı da HDP’li kardeşlerimizi de sağduyulu olmaya davet ediyorum. Çünkü toplumun bu tür önemli seçim dönemlerinde veya önemli dönüş noktalarında zaman zaman provokasyonlar, eylemler olabiliyor. Eminim, güvenlik güçlerimiz hızlı bir şekilde bunun faillerini bulur ve gereğini yapar” diye konuştu.
Finansal istikrarı korumanın, siyasal istikrarla mümkün olabileceğine dikkati çeken Şimşek, Türkiye’nin bölgesel istikrarsızlıklara rağmen güçlü bir hükümet ve siyasi istikrarla yoluna devam ettiğini ifade etti.
Bakan Şimşek, öncelik verilecek alanların büyüme, istihdam, yatırım ve ihracat olduğunu vurguladı. Mikro reformlarla sağlanacak verimlilik artışının, enflasyonu kalıcı olarak düşüreceğini belirten Şimşek, “Mikro reform yeni bir konu. Burada atacağımız adımlarla Merkez Bankasının elini daha da güçlendireceğiz. Merkez Bankası ile ekip olarak çalışıyoruz. Türkiye enflasyonu, yüzde 5’in altına indirecek. Bu hem bizim büyüme potansiyelimizi yükseltecek hem de rekabet gücümüzü artıracak” ifadelerini kullandı.
“Muhalefet bol keseden vaatte bulunuyor”
Muhalefet partilerinin seçim vaatlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Şimşek, şunları kaydetti:
“Onların yarışı 90’ların zihniyeti, biz ise Türkiye’yi küresel yarışta nasıl güçlü tutarız, daha ileri taşırız, daha yüksek büyüme hızına kavuştururuz onun peşindeyiz. Muhalefet her seçimde olduğu gibi bol keseden, yapamayacağı bir sürü vaatte bulunuyor. Bu güne kadar somut hiçbir şey yok, doğrusu ben de vazgeçtim. Bu kadar gerçek dünyadan, realiteden kopuk, içi boş neredeyse fıkralık bir noktaya gelmişiz. Muhalefetin vaatleri, ‘acaba birkaç kişinin kafasını karıştırır mıyız’ ona yönelik.”
Şimşek, Türkiye zenginleştikçe, katma değer zincirinde yukarılara çıktıkça asgari ücreti artıracaklarına dikkati çekerek, “Biz geldiğimizde asgari ücret 184 liraydı. Bugün temmuz ayı itibarıyla bin lirayı aşacak. 2002’de 110 dolardı, asgari ücret şimdi 400 civarı. Dolar cinsinden asgari ücret neredeyse 4’e katlanmış. Tabii bu da yetmez daha da artırmamız lazım” diye konuştu.
“Mazotun vergisini kaldırdığınız zaman tüketim artar”
Motorinden alınan vergilerin yüksekliği konusunda getirilen eleştiriler üzerine de Şimşek, buradan vergi almaya devam edeceklerini söyledi.
Söz konusu alandan elde edilen gelirin eğitime, Ar-Ge’ye, yatırımlara gittiğini belirten Şimşek, “Siz mazotun vergisini kaldırdığınız zaman tüketim artar. Geçen sene biz 55 milyar dolar enerji ithal ettik. Tüketim artarsa belki bu ithalat 80 milyar dolara çıkacak. Peki bunun finansmanını nasıl bulacaklar? Bakın Sayın Kılıçdaroğlu, yani bir ana muhalefet liderine yalan atıyor demek, inanın bana zor geliyor. Meydan meydan dolaşıyor, diyor ki, ‘elmastan, yakuttan vergi almıyorlar’, külliyen yalan” dedi.
“İkiz açığa izin veremem”
Bir ülkede cari açık varsa, bunun üzerine bütçe açığı da büyürse, ikiz açık oluşacağını, bunun sonucunda da kriz olacağını belirten Şimşek, “Hangi ekonomisti getirirseniz getirin, dürüstse, ikiz açık hep krizlere yol açmıştır. Biz şimdi ikiz açığa izin vermemeye çalışıyoruz” ifadesini kulandı.
Harcamaların hesapsız artırılması halinde enflasyonun ortaya çıkacağını ve açığı yükselteceğini anlatan Şimşek, yapısal reformlar hazırladıklarını ve bunları uygulamak için kaynak gerektiğini söyledi. “Yapısal reformlar ucuz değil” diyen Şimşek, bütçe dengelerini sağlam tutacaklarını ve ortaya çıkacak kaynağı bu reformlara harcayacaklarını bildirdi.
Şu anda Türkiye’nin en büyük sorunun cari açık olduğuna işaret eden Şimşek, “Bunun sebebi ne, düşük tasarruf. Tasarrufları artırmak için ne yaptık, Bireysel Emeklilik Sistemini (BES) güçlendirdik ve dedik ki vatandaşa, ‘Kim 100 lira tasarruf ederse, biz 25 lira hesabına yatıracağız’ dedik ve yatırıyoruz. Bu sene bütçenin, 2,4 milyar lirası, tasarrufları artırmak için bizim verdiğimiz destek. Evet, bütçemiz sağlam, bütçemizde manevra alanı var ama ikiz açığa izin veremem. İkincisi, enflasyonist süreci yeniden başlatmamak lazım. Üçüncüsü de reformlara kaynak lazım” diye konuştu.
“Türkiye bugünleri mumla arardı”
Türkiye’nin bölgesindeki ülkelerin büyük karışıklıklar yaşadığına dikkati çeken Şimşek, “Ekonomide son bir kaç yıldır bir yavaşlama var, doğru ama şunu sormak lazım. Türkiye’de siyasi istikrar olmasa, güçlü bir hükümet olmasa, bu reformları yapmasa, Türkiye bu rüzgarlar karşısında nasıl sallanırdı? Türkiye bugünleri mumla arardı” dedi.
Bakan Şimşek, reformları güçlü hükümetlerin yapabileceğini vurgulayarak, siyasi istikrarın kaybolması halinde ne çözüm sürecinin devam edebileceğini ne de ekonomide reformların yapılabileceğini ifade etti.
“Bu ülke popülizmden çok çekti”
Bu sabah, Avrupa’nın en büyük 50 şirketinin üst düzey yöneticileriyle görüştüğünü anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
“Özellikle bu 25 yapısal dönüşüm ve hükümetimizin önceliklerini anlattım. Tüm samimiyetimle söylüyorum, bugün G20 dönem başkanıyız. G20 ülkeleri arasında bugüne kadar en kapsamlı reform programını Türkiye üretmiştir ve şu anda en kapsamlı reform programını Türkiye uyguluyor. Biz işin kolayına da kaçabiliriz. Bakın ben Maliye Bakanıyım. AK Parti seçim kazanmak istemez mi? Biz de çıkıp, ‘Bunlar ne diyorsa biz 5 fazlasını veririz, hatta sözünü de vermiyoruz, hemen yapıyoruz’ diyemez miyiz? Yarın sabah, örnek olarak söylüyorum, Bakanlar Kurulu kararıyla, istesek vergileri indiremez miyiz? Biz niye yapmıyoruz, madem bunlar yapılabiliyor. Yani AK Parti seçim kazanmak istemiyor mu? Ben Maliye Bakanı olarak bu seçimin kazanılmasına yardımcı olmak istemiyor muyum? İsterim, çok basit. Peki niye yapmıyoruz? Çünkü bu ülkenin uzun vadeli geleceğini, kısa vadeli popülist söylem ve eylemlere kurban etmek istemiyoruz. Bu ülke, bu popülizmden çok çekti.”
“Emekliye 12 ikramiye verebilirdik”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yanlış kararların, ekonomiyi çok hızlı bir şekilde başka patikalara götürebileceğini belirterek, Türkiye’de geçmişte bunun yaşandığını söyledi. Türkiye’nin 1980’lerin sonunda güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu ancak 1990’larda bu durumun bozulduğunu hatırlatan Şimşek, şöyle devam etti:
“1990’da SSK’nın fazlası vardı. Ben bu sene SGK’ya eski parayla 80 katrilyon para aktarmam lazım ki emekli maaşı ödensin. Sayın Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürüydü. Gelmeden önce SSK’da fazla vardı, geldiğinde SSK sürekli açık verdi. Kendi suçu mu? Sayın Demirel’le ortak yönetimi. Sayın Demirel geldi, emeklilik yaşını kaldırdı ve bugün ortalama yaşı 44 olan 11 milyon emekli var. Bugün eğer Avrupa’da olduğu gibi emeklilik yaşı 60 ve üzeri olsaydı, bizim en fazla 5,5 milyon emeklimiz olurdu ve bugün biz bırakın emekliye 1-2 ikramiyeyi, 12 ikramiye verebilirdik.”
“Merkez Bankası bağımsızdır”
Seçimlerden sonra Merkez Bankası’nın faiz konusunda nasıl bir yol izleyeceğine ilişkin soru üzerine de Şimşek, Bankanın bağımsız olduğunu söyledi. Para politikası konusunda bugüne kadar hiçbir zaman öngörüde bulunmadığını anlatan Şimşek, “Merkez Bankamızın, enflasyona odaklanıp, enflasyon hedefini gerçekleştirmeye yönelik güçlü bir duruş sergilemesi lazım, açık ve net. Bu konuda da hükümetin desteği var. Sayın Babacan’ın, benim, hükümetimizin diğer üyelerinin, bu konuda Başbakanımızın… Hiç tereddüt yok. Çünkü enflasyon düşerse büyüme yükselecek, şirketlerimiz daha ucuza kaynak bulacak, vatandaşımız daha ucuza konut, araba edinebilecek. Bu kadar basit. O nedenle tereddüt yok. Enflasyonda kalıcı bir düşüş trendi yakalanırsa, o zaman Merkez Bankamız tabii ki istihdamı, yatırımı, büyümeyi desteklemeli. Bunu zaten söylemeye gerek yok, görevi bu” diye konuştu.