Anadolu Ajansı Enerji Masası’na konuk olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, enerji piyasası gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Belirli fiyat unsurlarının, özellikle zamlar gibi söylentilere ve dedikodulara sebep olacak hususların gizlenmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Yılmaz, “Şunu net olarak söylüyorum. Gizlediğimiz herhangi bir husus yok. Zam yüzde 6,8. Fakat birileri çıktı yüzde 20-30 diyen oldu yüzde 250-300 diyen de oldu. Bu iddianın yalan olduğu şuradan belli; rakam veremiyorlar. Eğer bizim yüzde 6,8’e ‘yanlış’ diyorsanız, ‘bu gerçekle bağdaşmıyor’ diyorsanız bunun karşılığında şunu söylersiniz: Yok bu değilse yüzde 20 dersiniz ve neticede bu bir matematik hesabı olduğu için herkes ona inanır. Biri 20 diyor, biri 30 diyor, 250 diyen var. Bu gerçekten insafsızlık” diye konuştu.
Yılmaz, faturaların değişmesinin olağan olduğunu, her fatura değişikliğinin zam anlamına gelmediğinin altını çizerek, “Şimdi bu ay kendi evimde 36 liralık enerji tüketebiliyorum. Gelecek ay bu 70 liraya çıkabilir. Ne kadar enerji kullanırsam o kadar bedel geliyor. Şimdi iki faturayı, ödenecek miktarı karşılaştırarak, bakın işte zam yüzde 200, yüzde 20, yüzde 30 demek adil değil. Yani ne kadar tüketirsen tüket 60 lira, 100 lira diye bir husus söz konusu değil. Ne kadar tüketirsen o kadar enerji bedeli ödeyeceksin. Önemli olan, geçtiğimiz ayda alınan bedelle tüketim miktarını bölerek, birim fiyatı bulduktan sonra (güncel faturanızda bulduğunuz birim fiyatla) iki birim fiyat arasındaki fark eğer yüzde 6,8’i aşıyorsa bununla ilgili her türlü şikayete açığız. Zerre kuruş farkı çıksın, biz bunun hesabını bütün dağıtım şirketlerinden sorarız ” değerlendirmesinde bulundu.
“Biz, tüketicinin tek kuruş hakkını hiçbir şirkete yedirmeyiz”
Yılmaz, EPDK’nın hesaplama sistemindeki fatura ile tüketiciye gelen faturanın farklı olması durumunda kendilerini başvurulması çağrısında bulunarak, “Biz bu hususta tüketicinin tek kuruş hakkını hiçbir şirkete yedirmeyiz. Bizim varlığımız zaten biraz da tüketiciler içindir. Bütün şirketler kar amaçlı kurulan şirketlerdir. Kar amaçlı kurulan şirketlerin tüketiciyi 50 kuruş da olsa 1 lira da olsa ezmesine müsaade etmemiz mümkün değildir. Çünkü 38 milyon abone var. Her birinden ayda bir lira fazladan bedel alınsa 38-40 milyon eder. Biz bunun hesabını veremeyiz. Bu çok ağır bir şey. Biz bunun hesabını buradaki denetimlerde de Allah katında denetimde de veremeyiz” diye konuştu.
“Tüketiciyi mağdur edecek zammı yapmak ne kadar doğru?”
Dağıtım şirketlerinin yükselen dolar kuru nedeniyle finansal açıdan zor durumda kaldığı ve daha yüksek bir zam beklediği yönündeki soruya ise Yılmaz, “Bu zamların hepsi dağıtım şirketlerine giden bir zam değil. İletimden kaynaklanan zam var, dağıtımdan kaynaklanan zam var. Bir de enerji fiyatlarından TETAŞ’tan dolayı gelen zamlar var. Bunlar yaklaşık olarak hepsi 3’te 1 oranında” diye yanıt verdi.
Yılmaz, Türkiye’deki tüm dağıtım şebekesinin yenilenmesi hususunda ne kadar zam yapılırsa o kadar yatırımın yapılacağı yönündeki yaklaşımların ise çözüm olmadığı değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin yaşlanan bir elektrik şebekesi olduğunun altını çizen Yılmaz, “Burada rehabilitasyona gitmek lazım, bir kısmında iyileştirme yapıp, bir kısmını değiştireceğiz. Gerçekten ömrü tükenmiş olan, 70 yaşında olan şebekelerimiz var. Bunları değiştirirken de birden bire Türkiye’nin ekonomisini sıkıntıya sokabilecek, enflasyonu zora sokup, tüketiciyi mağdur edecek zammı yapmak ne kadar doğru? Biz bunların hepsini dikkate alarak, uzmanlarımız, tarife dairemiz, elektrik dairemiz ve yatırımlarla ilgili gruplarımız bu konuda bir senedir yoğun olarak çalıştılar. Gerçekten adil bir nokta bulduğumuzu düşünüyoruz” dedi.
5 yılda 18 milyar liralık yatırım
Yılmaz, gelecek 5 yılda yaklaşık 18 milyar liralık bir yatırımla mevcut şebekenin iyileştirileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Yapmış olduğumuz zamla ilgili kimsenin kafasında herhangi bir negatif unsur oluşmasın. Bazı vatandaşlarımız şikayetçi oluyor fiyatlara niye yüzde 6,8 yaptınız diye. Dağıtım şirketlerine yüzde 6,8 zam yapmadık. Bakın geçen sene, Türkiye’nin iletim sistemi çöktü. Burada birtakım altyapıda eksiklikler de var. Yatırımların zamanında yetişmemesi gibi birçok sebepler olabilir. Neticede iletim yatırımlarının eksik kaldığı hususlar oldu. Burada yaklaşık yüzde 2 civarında iletime para veriyoruz. İletim sistemini, hatlarını rehabilite ettiğimiz takdirde inşallah geçen yıl yaşadığımız problemleri yaşamayacağız. Bunun gibi TETAŞ’ın da sıkıntısı vardı. 2 senedir yapılamayan zamlardan dolayı devletin karşıladığı bütçe vardı. Neticede bu şirketlerin de yaşaması lazım. Aksi takdirde kendi evimizde elektrik tüketemeyiz. Biz bunların hepsini dikkate alarak dağıtım için 2-2,5 oranında zam yaptık. Bu para da dağıtım şirketlerinin ceplerine gitmiyor. Bununla 18 milyarlık yatırım yapacaklar, işletme giderini karşılayacaklar. Türkiye çapında 10 binlerce çalışan var”
“Şimdiki doğalgaz santrallerimiz ciddi bir şekilde verimli”
Doğalgazdan elektrik üretiminde verimliliğin ve genel üretim içerisindeki payının düşürülmesinin en önemli iki unsur olduğunu söyleyen Yılmaz, sözlerini şöyle sonlandırdı;
“Uzun zamandan beri Türkiye’nin elektrik ihtiyacının belirli bir bölümü doğalgaz santralleri ile karşılanmakta. Eski doğalgaz santrallerimiz verimsiz doğalgaz santralleriydi. Teknolojik gelişmeyi verimliliğe yansıtamıyorsan, bu dinamik piyasada devam etme şansın yok. Dolayısıyla şimdiki doğalgaz santrallerimiz ciddi bir şekilde verimli santraller. Eski santrallerimiz, yenilenme ve verimlilik artışı için bize müracaatlarını yapmakta. Bu hususta lisansların askıya alınması gündemde. Yıkıp yeniden santral yapmak istemektedirler. Bu da çok doğal bir şey. Yerli kaynaklarınızla enerji arz güvenliğinde ne kadar çok mesafe alırsanız, uluslararası arenada enerji alanında o kadar dimdik durup başarılı olursunuz. Bizim durmadan, hiç zaman kaybetmeden doğalgaz santrallere bağımlılığı mümkün olduğu kadar azaltmak ve yerli kaynaklarımızı da o derece aktif hale getirmemiz lazım.”