Olay Güzetesi Ekonomi Yazarı Feridun Eyüpoğlu da bugünkü yazısını konuya ayırdı. Eyüpoğlu yazısında, ekonomideki büyümenin vatandaşa yansımasının koşullarını da belirtti.
Rekorun hissedilme meselesi
TÜİK’in açıkladığı 2017 üçüncü çeyrek verileri Türkiye’yi dünya şampiyonu ilan etti.
2016’nın aynı dönemine göre yakalanan yüzde 11,1’lik büyüme hızı takdire değer!
Çünkü son 6 yılın bu rekor rakamı ekonominin ciddi zorluklarla start aldığı bir yılın eseri.
Yani zoru başarma sendromu asıl gurur kaynağımız olmalı!
Ve bu yılın tamamında da yüzde 7 gibi hayli yüksek bir büyüme rakamı tarih sayfalarındaki yerini alacak.
Oysa ihracatın sıfırlandığı ve 15 Temmuz’un iç piyasa faturasıyla da boğuştuğumuz 2016’nın ağır yüküyle başlamıştık 2017’ye!
Neticede verilen mücadelenin pozitif yansıması büyüme cephesinden kendini gösteriyor.
Alınan tedbirlerin iç piyasayı olduğu kadar dış pazarları da büyüttüğünü görüyoruz.
Yüzde 17,2 artan ihracatın büyümeye katkısı dikkate değer.
Bu anlamda özellikle KGF kredilerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmakta!
Keza esnaf kredileriyle beraber vergi indirimlerinin ve istihdam desteklerinin de…
İç pazar üstündeki olumlu etkisi büyümenin kompozisyonuyla karşımıza çıkıyor.
Sanayi sektörü yüzde 14,8, inşaat sektörünün ise yüzde 18,7 büyüdüğü bir ortamda… Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler ana sektörünün yüzde 20,7’lik büyümesi…
Ekonominin hareket kazanmasında alınan tedbirlerin işe yaradığının net bir kanıtı!
Kısacası şırınga edilen para sisteme hayat vermekle kalmayıp 3. çeyrek itibarıyla rekor milli gelir artışı sağlamış görünüyor.
Aslında 2016’nın aynı dönemine göre bir baz etkisi de var rekorda.
Ama canlanmanın somut göstergeleri de ortada!
Şampiyonun geleceği
Sürdürülebilir bir büyüme rakamı olmadığı gerçeği var karşımızda öncelikle.
Çünkü Keynes tarzı bir kamu ağırlığıyla gelen canlanmanın ilelebet gündemde kalması beklenemez!
Yani olağanüstü koşullarda devletin tüm olanaklarını zorlayarak sağladığı bir büyüme söz konusu.
Bu yılın son çeyreğinden itibarense normalleşme sürecini yaşamaya başladık.