Milyonları eğitmek için milyarlar harcıyoruz.

Ama aileler de genelde memnun değil sonuçtan işverenler de!

Üniversite mezunu işsizler bir yana mesleki eğitim alanların iş bulmakta zorlandığını görüyoruz.

Demek ki önemli olan sadece parayı akıtmak değil!

Türkiye’yi küresel bir oyuncu olarak öne çıkaracak insanları yetiştirmek üzere eğitim sisteminin kurgulanması şart.

Okulların da ileri teknoloji laboratuarlarıyla yani en modern imkanlarla donatılması da elzem.

Ama en önemlisi öğretmenler.

Öğretmen kalitesinin yükseltimesi ve hak ettikleri gelirin sağlaması şart!

Yani hem çağın şartlarına uygun zihinsel bir dönüşüm…

Hem de ciddi bir ekonomik kaynağın eğitim için seferber edilmesi gerekiyor.

Aslında giderek artan bir para bu alana yönelmiş durumda.

TÜİK verilerine göre 2016’da eğitim harcamaları yüzde 17’lik artışla 160,87 milyar TL‘ye çıkımış görünüyor.

Milli gelirdeki pay da 2015’e oranla 0,4 puan yükselerek yüzde 6,2’ye çıkmış durumda.

Ama unutmayalım ki eğitimin milli gelir içindeki payı yüzde 6 seviyesinde olduğu 2012’den bu yana gerilemekteydi!

Yani eski düzeylere ancak geçen yıl ulaşılarak az da olsa yukarı hareket gerçekleşmiş.

Öğrenci başına 7 bin 449 TL’lik harcama rakamı da zirveyi temsil ediyor.

Ancak enflasyon arındırıldığında bir artıştan söz etmek mümkün değil.

Keza dolar bazında öğrenci başına harcama 2 bin 461 dolarla 2013 ve 2014’ün gerisinde bir görünüm sergiliyor!

Toplam eğitim harcaması 53 milyar 151 milyon dolar seviyesinde.

Yani zirve rakam değil.

Mesleki eğitim ıskalanmasın

Dağılımlara bakıldığında ağırlıklı olarak yükseköğretime büyük harcama yapılması sevindirici.

Ama artık anaokulunda başlayıp ortaokul ve lisede perçinlenmesi gereken bir eğitim seferberliğine ihtiyacımız var.

Yoksa yükseköğretim mezunlarının işe yararlığını daha fazla sorgulamak zorunda kalırız!

Bir de acil biçimde mesleki ve teknik eğitimde üst seviyede okullara ihtiyacımız var.

Bu yönde Bursa’da olumlu örnekleri az da olsa görüyoruz.

Ama sayıları hala çok az.

Ve mesleki ortaöğretime ayrılan paranın 14,8 milyar TL’den 18,9 milyar TL’ye yükselmiş olması da önemli.

Ancak genel eğitim harcamaları içindeki mesleki ortaöğretim payı yüzde 12’nin hala altında!

Özel sektörün sadece 3,4 milyar TL’lik payı da düşündürücü.

Prim ödemelerini kaçırmayın

SGK Bursa İl Müdürlüğü’nden uyarı mesajı var.

Nedir bu uyarı?

Uyarının özünde “sigorta primlerinizi yasal ödeme süresi içinde ödemenizde fayda var” deniyor.

Primlerden kasıtsa hem Kasım 2017’ye dönük tahakkuk etmiş olanlar.

Hem de işvereni rahatlatmak üzere ertelenen 2017 Şubat ayına ilişkin sigorta primleri söz konuus.

Yani çifte prim ödeme dönemindeyiz.

Ve bu döneme ait prim borçlarının en geç 26 Aralık 2017 tarihine kadar ödenmesi gerekmekte.

Peki zamanında ödemelerin yapılmaması halinde hangi sonuçlar ortaya çıkar?

Ödemeleri zamanında yapmayan işverenler sigorta prim teşvik ve desteklerinden yararlanmaya devam edemezler.

Süresinde ödenmeyen primler nedeniyle gecikme cezası ve gecikme zammına maruz kalmaları da söz konusu.

Yani kalan kısa sürede prim ödemesi yapmamış olanların fırsatı kaçırmamalarında fayda var.

Bu arada borçlarını yapılandıranlara dönük de bir uyarısı var SGK’nın.

“İşverenlerimizin taksit son ödeme tarihlerinde herhangi bir değişiklik bulunmamakta olup, ödemelerin ödeme planlarındaki tarihler baz alınarak yapılması gerekmektedir”.