Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün düzenlediği ve edebiyat tutkunlarının ilgiyle takip ettiği Edebî Kazılar pandemi döneminde de devam ediyor. Çevrim içi gerçekleştirilen etkinliğe yazar Nermin Yıldırım konuk oldu. Deniz Yüce Başarır’ın da sorularıyla eşlik ettiği programda Nermin Yıldırım’ın edebiyat serüveni ve “Ev” isimli son romanı, karakterleriyle beraber konuşuldu. Ev adlı romanının, önceki romanlarını kapsayan bir yapısı olduğunu belirten Nermin Yıldırım, “Ev, adından da anlaşılacağı üzere diğer romanlarımın çatısı ve duvarları gibi. Müstakil bir eser bu. Kendi hikâyesi var. Ancak bunun dışında kapsayıcı ve belki de geriye dönüp baktığımızda o hikâyeleri yeniden anlamlandıran bir yanı da var. Bütün romanlarda takıntılı şekilde aynı konuları işleyen biriyim ben. Fakat farklı hikâyeler var ortada. Benzer temaların etrafında dönen hikâyeler var. Her roman benim gözümde perspektif meselesi. Bütün bu perspektifleri bir yapboz gibi düşünürsek, söylemek istediğim bu konudaki her şeyi Ev’le birlikte söylediğimi, hepsini evin içine yerleştirip, kapısını da kilitlemiş gibi hissediyorum kendimi” diye konuştu.
Bütün romanlarında psikoloji konusunda yoğun mesai harcadığını ifade eden Nermin Yıldırım, Ev romanında da terapi sahneleri olduğunu söyledi. Edebiyatın iyileştirici bir yönünün olduğunu dile getiren Yıldırım, “Hiçbir roman, bilimsel bir eser değildir. Eserin psikolojiyle ilgili olması, onun edebî karakter tahlilleriyle ilgili kısmı güçlendirmeye yarar. Edebî eserden okuma hazzı dışında bir beklentimiz olmamalı” dedi.