Daha önceden belirledikleri vatandaşların kimlik bilgilerini ele geçiren dolandırıcılar, icra dairelerine giderek, ilamsız icra takibi için başvuruda bulunuyor.
Bu tür başvuruların kabul edilmesi için herhangi bir belge, borç kağıdı, fatura veya mahkeme kararına gerek duyulmadığını bilen dolandırıcılar, yaklaşık 40 liralık masrafla hiçbir şeyden haberi olmayan vatandaşların adreslerine ödeme emri yollatıyor.
Bu emri alan vatandaşlar, borçları olmadığını veya bir yanlışlık yapıldığını düşünerek, icra takip işlemine itirazda bulunmuyor.
İcra ve İflas Kanunu’na göre 7 gün içinde itiraz yapılmadığı takdirde borcu kabul etmiş sayılan vatandaşlar, 500 liradan 2 bin liraya kadar değişen para cezalarını ödemek zorunda kalıyor. İlgili icra dairelerinde yasal süresinde itiraz eden vatandaşlar ise herhangi bir ücret ödenmeden mağduriyeti giderebiliyor.
Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Mehmet Ayvaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dolandırıcıların artık icra dairelerini de kullanmaya başladığını söyledi.
Kurbanlarının kimlik bilgilerini ele geçiren dolandırıcıların yaklaşık 40 liralık masrafı ödeyerek, ilamsız icra takibi başlatabildiklerini ifade eden Ayvaz, “İlamsız icra takibinde takip dayanağı olarak herhangi bir belgeye veya mahkeme kararına gerek duyulmuyor. Ödeme emrinde borçlu gösterilen vatandaşın adres kayıt sistemindeki adresine bir ödeme emri gönderiliyor. Postacı ödeme emrini getirdiğinde evde yoksanız bile kapınıza bir haber kağıdı yapıştırıp, tebligatı muhtarlığa teslim ediyor” diye konuştu.
Ayvaz, bu işlemde muhtarlıklar ile adreslere yapılan tebligat arasında kanunen hiçbir farkın olmadığını vurguladı.
7 gün içinde itiraz hakkı
“Ödeme emrinin size tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itirazda bulunmazsanız yasal olarak borcu kabul etmiş sayılıyorsunuz ve takip kesinleşiyor” diyen Ayvaz, şöyle devam etti:
“Ödeme emri tebligatını alıp süresi içerisinde itiraz edildiği takdirde icra müdürlüğünce takip durduruluyor. Alacaklı tarafın, alacağını ispat etmek adına itirazın iptali ve takibin devamı talebiyle mahkemede dava açması gerekiyor. Dolandırıcılar, gerçek alacakları olmadığından, bunu ispat edemeyeceklerinden veya deşifre olmak istemediklerinden dolayı itirazın iptali davası açmıyorlar.”
Ayvaz, vatandaşların bu tür dolandırıcılık olaylarıyla karşılaşmamaları için kimliklerini kaybetmesi durumunda ilgili birimlere hemen başvurması gerektiğini kaydetti.
Avukat Zeki Arıtürk ise ilamsız ödeme emirleri kullanılarak yapılan dolandırıcılığın Türkiye’de sıkça görülmeye başlandığını söyledi.
Bu tür ödeme emirlerinde herhangi bir evraka gerek duyulmadığını hatırlatan Arıtürk, “Halkımızın anlayacağı tarzda söylersek burada çek, senet, bono gibi kıymetli evraklara gerek duymadan kişi icra takibi başlatabilir. Herhangi bir kişi adına, kimlik bilgileri ele geçirilmişse bu yapılabilir” diye konuştu.
Türkiye’de bazı kimlik bilgilerinin kötü niyetli insanların elinde olduğunu dile getiren Arıtürk, bu bilgiler kullanılarak, ilamsız ödeme emirleri düzenlenebildiğini belirtti.
İcra takibinde borca ilişkin kanıt ya da ispat beklenmediğini ifade eden Arıtürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolandırıcılar, genelde 500 lirayla 2 bin lira arasında değişen ilamsız ödeme başvuruları yapıyor. Böylece halkın ‘Yeter ki borçtan kurtulayım” diyerek ödemesi isteniyor çünkü ücret yukarı çıktığında insanlarda mutlaka bir tepki oluşur. Böylece bu kişi ya itiraza gider ya da bir avukata sorabilir. Dolandırıcılar, ödemelerle ilgili psikolojik sınırı çok iyi biliyorlar. Bunun neticesinde de ona göre bir ilamsız ödeme emri gönderiyorlar.”
Arıtürk, davalarla uğraşmak istemeyen kişilerin adreslerine gelen ödeme emrini yerine getirdiğini aktararak, bu tür davranışların dolandırıcıların işine geldiğini anlattı.
Avukat aracılığıyla gelmeyen evraka dikkat edin
Vatandaşların mağdur olmaması için mutlaka evraktaki ödeme emirlerinin kaynağını ve borcun niteliğini kontrol etmelerini tavsiye eden Arıtürk, avukat aracılığıyla gelmeyen borçlara çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Arıtürk, borcu olmadığını düşünen bir vatandaşın buna itiraz hakkının elinde olduğunu bildirerek, “Bunun haricinde sahte bilgi, belge ve adreslerle işlem tesis edilmişse vatandaşlar hemen icra dairelerine gitmeli. Orada “Benim böyle bir borcum yoktur” şeklinde beyanla imza atılması yeterlidir. Bu işlem, icrayı durdurur” değerlendirmesinde bulundu.
Arıtürk, vatandaşların resmi dairelerden gelen ödeme emirlerindeki itiraz prosedürlerine mutlaka uyması gerektiğini de sözlerine ekledi.