İslam hukukunda bir satış türü olan ‘murabaha’ yöntemini kullanan katılım bankalarının, vatandaşların alacağı ev ya da arabayı alarak kendilerine sattığını belirten Akar, şunları kaydetti: ”Bizim üzerinde durduğumuz konu katılım bankalarının, satıcı gibi sorumlu olması. Siz, müteahhitten ev alabilirsiniz ama burada paraya ihtiyacınız var. Para ihtiyacınızı katılım bankası karşılıyor. Eğer, katılım bankası doğrudan para verirse faizli yöntemden farkı kalmıyor. Biz diyoruz ki; katılım bankası bu evi alacak ve size malın sahibi gibi satacak. Biz bunu öneriyoruz. Burada bazı sıkıntılar var. Bunları karşılıklı tartıştık”
KURUL’DA DİYANET DE OLACAK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) faizsiz finans sistemleriyle ilgili hazırladığı yasa tasarısına da değinen Akar, ”Bu yasa tasarısı hazırlanırken, katılım bankalarıyla ilgili bir üst kurul oluşturuldu. Faizsiz Finans Standartlar Kurulu, müstakil bir kurul olacak. Burada katılım bankalarının bütün işlemleri dini açıdan denetlenecek. Söz konusu kurulda Diyanet İşleri Başkanlığımız da yer alacak” dedi. Toplumu yönlendirmede, ekonomik davranışlarının oluşmasında kurulun fetvalarının önem taşıdığını vurgulayan Akar, ”Faizsiz Finans Standartlar Kurulunun Din İşleri Yüksek Kurulu ve Diyanet İşleri Başkanlığımız ile istişareli olarak çalışması, bu alanda önemli gelişmelere katkı yapacak” diye konuştu.