Bazı hastalıkların bozulmuş bağırsak florasının onarımı ile tedavi edilebilir olması, tıp dünyasının son yıllardaki önemli gelişmelerinden biri olarak gösteriliyor. Bu gelişme, bağırsak mikrobiyotası ve bu mikrobiyotanın sinirler, insan davranışları ve psikiyatrik hastalıklar üzerine olan etkilerinin ortaya konmasıyla daha da önem kazanmış durumda.
İnsan vücudundaki 100 trilyonu aşan mikroskobik canlıların, yani mikrobiyotanın önemli bir kısmının bağırsaklarda bulunması ve sağlıklı yaşamda “vücudun ikinci beyni” olarak nitelendirilen bağırsaklara düşen rol, gaita nakline olan ilgiyi de arttırıyor.
DHA’da yer alan, Antalya’da yaşayan iş insanı Ali Bıdı’nın, bağırsak hastalarının tedavisinde kullanılmak üzere özel bir kliniğe düzenli olarak dışkı bağışladığı ve dışkı bağışı karşılığında özel klinik tarafından üniversite öğrencilerine burs verilmesini sağladığı şeklindeki haber, dışkı nakli ile ilgili merak edilen noktaları bir kez daha gündeme getirdi.
“HASTALIKLAR BOZULMUŞ BAĞIRSAK FLORASININ ONARIMI İLE TEDAVİ EDİLEBİLİR”
Bağırsak florasının ve gaita naklinin hastalıkların tedavisinde nasıl kullanıldığını ntv.com.tr’ye anlatan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, dışkıda yer alan mikropların bir canlıdan diğer canlıya naklinin lavman veya endoskopi yardımıyla yapılabildiğini söyledi. Sağlıklı bir insanın dışkısının alınıp bağırsak mikrobiyotası bozuk olan birine verilmesi ile bağırsak florasının güçlendirildiğini, bu yöntemle sadece bağırsak hastalıklarının değil, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik hastalıkların da tedavi edilebileceğini söyleyen Doktor Metin Başaranoğlu, bu mekanizmayı şöyle anlattı:
“Henüz embriyo iken bölünen hücre topluluğunun bir kısmı beyni oluştururken diğer kısmı bağırsaklara gider, orada “2. beyin” dediğimiz sinir ağını yapar. Bu kompleks yapı, vagus siniri ve beyinle bağlantı halindedir. Beyin ve bağırsaklar arasında yerleşik olan ve 2 yönlü hereket eden sinir yolakları vardır. Bağırsaklardaki bağışıklık sistemi ve bu iki yönlü iletişimin, metabolik hastalıklar olan obezite ve diyabeti de kapsayacak şekilde psikolojik davranışlarla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu işleyiş beyin gelişimi, otizm ve sinir gelişim hastalıklarını da içersine alacak şekilde kapsamlıdır. Yani son yıllarda ortaya konan bir gelişme de bağırsak hastalıkları gibi nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların da bozulmuş bağırsak florasının onarımı ile tedavi edilebilir olmasıdır.”
Dışkı naklinin oldukça ucuz, düşük-teknolojilerle elde edilebilen ve verici sıkıntısı (donör) bulunmayan bir işlem olduğunu aktaran, bu konuyla ilgili “İkinci Beyin Bağırsak” adlı kitabı bulunan Başaranoğlu, dışkı nakli ile ilgili sık sorulan soruları şöyle yanıtladı:
1- Dışkı nakli hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?
Özellikle clostridium difficile adlı mikrobun neden olduğu bir bağırsak hastalığı olan pseudomembranous enterocolit üzerinde tam bir başarı sağlamasıyla gündeme gelmiştir. Bugün ise kronik iltihabı bağırsak hastalıkları, spastik kolit, kronik kabızlık, kronik ishal durumları, dışkı naklinde çalışma alanlarını oluşturmaktadır. Bağırsak hastalıklarını tedavi etmek amacıyla yola çıkılmıştır ancak dışkı nakli transportunda şimdi diğer bir çalışma alanımız nörolojik hastalıklar olan otizm, myoklonik distoni ve kronik yorgunluk sendromudur.
2- Kimler dışkı nakli için donör olabilir?
Herkes donör olabilir. Donör olmak için iki aşamalı kan ve dışkı testinden geçebilmek şarttır. Donörde özellikle bulaşıcı bir hastalık olmamalıdır.
Hepatit A, B ve C, HIV 1-2 (AIDS), HTLV 1 ve 2 (kanser nedeni), sifiliz negatif olmalıdır. Ayrıca dışkıda colostridium defficile, parazit ve E. Coli O157:H7
bulunmamalıdır.
“DIŞKI NAKLİ KRONİK VE DİRENÇLİ İSHALDE KESİN ETKİ GÖSTERİYOR”
3- Dünyada ve Türkiye’de dışkı nakli konusu ne durumdadır ve hastalıkların tedavisinde başarı oranı nedir?
Dışkı nakli işlemi ciddiye alınması gereken, belirli kuralları, ahlaki, yasal değerleri ve zorunlukları olan bir durumdur. Hastalar kendilerine uygulanan güncel tedavi yaklaşımlarından hiçbir şekilde vaz geçmemelidir. Dışkı naklinin kesin faydalı olduğunun gösterildiği tek hastalık, clostridium difficile mikrobunun neden olduğu pseudomembranous enterocolit isimli kronik ve dirençli ishal durumudur. Diğer hastalık alanlarında elde edilen sonuçlar henüz yeterli bilimsel kanıt düzeyine maalesef ulaşmamıştır ve bu nedenle de dışkı nakli günümüzde güncel tedavilerin yerini kesinlikle alamaz.
4- Kimlerin bağırsak florası iyi yapıdadır, vegan beslenenler bağırsak florası açısından daha mı şanslı?
Her ne kadar hayvan hakları örgütlerince veganlığın yaygınlaşması için dışkı naklinde en iyi verici adaylarının vegan olduğu söylenmekteyse de yukarıda bahsedilen mutlak taranması gereken bulaşıcı (hepatitler, AIDS, kanser yapıcı virüsler ve parazitler) hastalıkların varlığı her verici adayında başlangıç aşaması olarak hem kanda hem de dışkıda test edilmelidir. Veganlar beslenme tarzı olarak günlük 35-40 gram lif içeriğine kolayca ulaşabildikleri için bağırsak floralarının iyi bakterilerce kolonize olduğu bir gerçektir. Yani dışkı bankaları için vegan beslenenler en uygun adaylar arasındadır. Çünkü iyi bakteriler özellikle bol lifli beslenenlerin bağırsaklarında daha fazla olur.
“GÜÇLÜ BAĞIRSAK FLORASI İÇİN EV YAPIMI TURŞU, YOĞURT VE PEYNİR TÜKETİN”
5- Bağırsak florasını düzenleyen ve güçlendiren besinler nelerdir? İyi bir bağırsak florasına sahip olmak için neler yapılmalı, beslenme ve yaşam tarzında nelere dikkat edilmeli?
Un ve şekerden fakir, taze sebze ve meyve gibi doğal gıdalardan zengin bir diyet bağırsak florasına destek olur, fermantasyon ürünleri olan evde yapılan turşu, kefir, yoğurt, peynir ve sirke gibi yiyecekler bağırsak florasında bulunan probiyotikleri artırır. Günlük lif ihtiyacımız en az 30 gramdır. Bunun için sebze, meyve, kepekli ürünler ve kuru baklagiller yenmelidir. Bunlarda doğal olarak bulunan lifler, bağırsaktaki yararlı bakterileri uyarak prebiyotik etki sağlamaktadır. Fiziksel aktivetinin yapılması ise sadece bağırsak sağlığı için değil, tüm beden sağlığı için gereklidir.