Olay Gazetesi Bursa

Dışişleri Bakanı Fidan: ‘Trump’ın kabinesi, İsrail’in emellerini destekleyecek’

Ankara'da gazetecilerle bir araya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD seçimlerini değerlendirdi. Trump'ın yeni dönemine işaret eden Fidan, "Görülen emare, bu kadar İsrail yanlısı bir kabinenin Netanyahu'nun bütün yayılmacı emellerini destekleyeceği yönünde" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’da medya kuruluşlarının temsilcilerini kabul etti.

Bakan Fidan, ABD seçimlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Trump döneminde bazı konulardaki belirsizliğin kalkacağı algısı olduğunu söyledi.

“Trump jeopolitik sorunlarda bekle-gör politikası izleyebilir” diyen Fidan şunları ekledi: “Trump’ın kazanmasıyla beraber şu anda gündemimizi meşgul eden birtakım jeopolitik krizlerin biraz daha netleşeceği söylenebilir. İyi veya kötü yönde olmasından bağımsız, belli konularda belirsizliğin kalkacağı algısı var. Tabii bu bizim ne kadar lehimize olur, ona da bakmamız gerekecek.”

“ABD İSRAİL’E DAHA NE KADAR DESTEK VERECEK?”

Rusya-Ukrayna savaşını durdurmayla yönelik Trump’ın ne türden bir adım atacağının merak edildiğini söyleyen Fidan, şunları ekledi: “Gazze meselesinde ABD İsrail’e daha ne kadar destek verecek? Savaşı durduracak mı yoksa yaygınlaşmasına mı destek verecek? Bu konuda açıkçası, ‘Yüzde yüz şunu yapar’ dememizi mümkün kılacak fazla bir veri yok.”

“İSRAİL YANLISI KABİNE”

Temelde iki husus var. Birincisi, eğer Kabineye bakarsanız, görülen emare, bu kadar İsrail yanlısı bir kabinenin Netanyahu’nun bütün yayılmacı emellerini destekleyeceği yönünde. İkincisi ise Trump’un “Ben savaşları bitirmeye geliyorum, yeni savaş çıkarmaya değil” diyor olması.

Bu sözünü esas alırsanız, buradan hareketle tam aksi yönde bir emareden söz etmek de mümkün. Şimdi bu iki farklı, iki tezat emeranin birbirini ne kadar dengeleyeceğini, bunun bölgeye nasıl yansıyacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Bu esnada tabii Gazze savaşıyla, Lübnan’daki savaşla ve İran’la muhtemel gerilimle ilgili devam eden görüşmeler, konuşmalar, stratejik analizler var. İşte bölgede muhataplarımızla yaptığımız istişareler var. Onları da belki ilerleyen dönemlerde paylaşırız.”

SURİYE İLE İLİŞKİLER

Bakan Fidan, Suriye ile ilgili basın mensuplarının sorduğu soruları da yanıtladı.

Suriye konusunda ABD’nin masasında şu anda birkaç konu olduğunu ifade eden Fidan, “Bu DEAŞ ne olacak? Al Hol kampındakiler ne olacak? Bunlara yönelik ne yapılacak?” sorularını dile getirdi.

Fidan, şöyle devam etti: “Bir diğer husus İsrail’in bölgede girdiği aktif savaş kapsamında Suriye’nin durumu. Biliyorsunuz, ABD’nin Orta Doğu’daki en önemli varlık sebeplerinden biri İsrail’in güvenliği. Dolayısıyla, İsrail’in güvenliğiyle ilgili konularda Suriye’nin bir etkisi olur mu olmaz mı? Bunu da çok ciddi biçimde gündeme alacaktır diye düşünüyorum.

PKK/PYD ile olan ilişkiyi gözden geçireceklerini değerlendiriyorum. Çünkü, biz bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu kendilerine her fırsatta iletiyoruz.

Bizim bu konudaki mesajımız net. Biz, bölgede terörle mücadele operasyonlarına mutlaka destek veririz. Her zaman söylediğimiz gibi, bölgede DEAŞ’la mücadele etmek için Amerika’nın bir başka terör örgütü ile iş tutması yanlış.”

OLASI ERDOĞAN-ESAD GÖRÜŞMESİ

Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la olası görüşmesine ilişkin sorulan soruya, şu ifadelerle yanıt verdi:

“Cumhurbaşkanımızın bu konuda önemli bir teklifi oldu. Ancak Suriye tarafı, özellikle şu süreç içerisinde belli konuları çok fazla değerlendirmeye hazır ve açık gözükmüyor. Yani kendi muhalefetiyle görüşmeye bile açık değil.

Ben bunları anlattığım zaman, ‘Türkiye, Esad’ın muhalefetle anlaşmasını ön şart koşuyor’ diyenler oluyor. Hayır, bu bir ön şart olarak değil. Ama benim sorunumu halletmesinin yolu pratikte bu türden bir şeyden geçiyor. Yani bana şöyle demesi çözüm değil: ‘Ya biz seninle anlaşalım, sen bana güven. Ben terörle mücadele edeceğim, sen de benim sınırlarımdan çık, gerisine karışma’.

Çünkü bunun gerçeklikte hiçbir bir karşılığı yok. Benim elimdeki veriler şunu gösteriyor. Ben orada olmadığım zaman, orada yaşayan insanlar da mülteci olarak benim ülkeme gelecek. Şam rejiminin belli grupların üzerine gitmesi sadece daha fazla mülteci, daha fazla istikrarsızlık üretecek.”