Olay Gazetesi Bursa

Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar’dan ders niteliğinde mesajlar; ‘Cumhuriyet olmasaydı kul olurduk’

Halk TV'de 'İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah' programına katılan Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar, siyasilere "Türk halkı yoruldu, kavga etmeyin barışın" mesajı verirken, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in sağladığı nimetlerin unutulmamasını istedi...

Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar, Halk TV’de “İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah” programına katılarak, Türkiye ve dünya gündemiyle ilgili çok önemli mesajlar verdi.

Araştırmacı-Yazar Hulusi Turgut’un kaleme aldığı “Cavit Çağlar: Fırtınalı Bir Yaşamöyküsü” isimli kitabından bölümlerin de konuşulduğu yaklaşık 1 saatlik program, Cavit Çağlar’ın Türkiye için ne kadar önemli bir Devlet Adamı olduğuyla ilgili, milletvekilleri başta olmak üzere birçok izleyiciden mesaj yağmuruna tutuldu…

Uzun yıllar sonra ilk kez bir programa katılan Çağlar’ın açıklamaları başta İsmail Küçükkaya olmak üzere izleyiciler tarafından dikkatle takip edildi…

BEN DE HELİKOPTER KAZASI YAŞADIM 

İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin helikopter kazası sonrası yaşamını yitirmesiyle ilgili sözlerine başlayan Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar, “Bana göre normal bir kaza. Uçulmaması gereken hava şartlarında maalesef uçuyor. Bu kazanın bir benzerini biz de 27 Mayıs 1988 yılında yaşamıştık. Doğru Yol Parti Genel İdare Kurulu üyeleri olarak Bursa’dan Ankara’ya Cumhurbaşkanı Kenan Evren’i ziyaret etmek için helikopterle havalandık. Abdülkadir Cenkçiler’le beraberiz. Hava çok kötü, bir anda bulutun içine girdik ve düştük. Reisi’nin içinde bulunduğu aynı marka helikopter Amerikan Bell yapımı. Bizi kurtaran Mezitler bölgesindeki ağaç dalları oldu. O dönem büyük bir olay. Allah korudu bizi. Abdülkadir Cenkçiler’e -hakkını helal et, ölüyoruz- diyerek helalleştim. Bir baktım, bizim kaptanlar ayakta. Sonuç itibariyle bu tür helikopterler sisli ve yağmurlu hava uçmamalı. Fazla rüzgarın zararı olmaz, fayda sağlar. Biz neticede kurtulduk, bir iki gün hastanede yattık” dedi.

TÜRKİYE’NİN TAKDİR EDİLMESİ GEREKEN BAŞARISI

İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin düşen helikopterinin yerini Türk markası Akıncı TİHA’nın bulmasını “Türkiye’nin büyük başarısı” olarak değerlendiren Çağlar, “Ülkemiz bu konuda büyük hamle yaptı. Eskiden İsrail’den zorla destek alınıyordu. Çok başarılıyız. Cumhurbaşkanımızın damadı Bayraktar takdir edilecek bir iş yapıyor. takdir etmeliyiz” diye konuştu.

ADNAN MENDERES’İN ARABASINI NEDEN DURDURDU, VERDİĞİ MEKTUPTA NE YAZIYORDU?

İsmail Küçükkaya’nın, kitapta da yer alan “Muhacirlik” ve “Çağlar” soyadını almasıyla ilgili sorusunu da detaylı bir şekilde anlatan Cavit Çağlar, şu ifadeleri kullandı: “İlkokuldayken arkadaşlarım beni -muhacir- diye kızdırırdı. Anneme sorduğumda, -Biz bu topraklardan Balkanlar’a göç etmişiz. Biz esasında Türk’üz, üzülme, arkadaşların da seni zamanla tanır-  derdi. Tabii, ortaokul dönemine gelince Akhisar’da yeni belediye binası açılışı yapılacağını ve açılışa da Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile Başbakan Adnan Menderes’in geleceğini öğrendim. Biz de Türkiye’ye geleli 6 sene olmuş ama nüfus kağıdımız yok, ikametle oturuyoruz. Bu benim ağrıma gidiyordu. Evdeyken bir şeyler karaladım ve o törene gittim. Konuşmalar yapıldı, Başbakan Adnan Menderes, arabasına binince ben de bir anda önüne attım kendimi. Ortalık karıştı bir anda. Menderes camı açtı -dokunmayın çocuğa- dedi. -Efendim mektup yazdım, muhakkak okumalısınız- dedim. -Okuyacağım- dedi ve yanağımı okşayarak gitti. Tabii, herkes merakta mektupta ne yazdığını öğrenmek istiyor. Kimseye söylemedim. Sadece anneme söyledim o da -nasıl yaptın- dedi. Tabii aylar geçti, Menderes’in uçağı Londra’da düştü. Babam bunu bize söyleyince Menderes’in öldüğünü zannedip çok üzülmüştüm ama kazadan kurtulmuştu. 3 ay sonra bir baktım, Resmi Gazete’de Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığımızın kabul edildiği ilan edildi. Dünyalar benim oldu. Bizim Gümülcine’de soyadımız Mollaydı. Benim dedem Molla Hasan din alimi ünlü biri. Behçet Kemal Çağlar’da okula, gelip konferans vermişti. Hitabetine hayran kalmıştım. Anneme ve babama gidip, -bizim soyadımız Molla Hasan olmak zorunda mı?- dedim, -değil- dediler. -Çağlar olsun- dedim annem ve babam da kabul etti. Böylelikle soyadımız Çağlar oldu.”

EN BÜYÜK ÜZÜNTÜSÜ

Programda İsmail Küçükkaya’nın hatırlatması sonrası en büyük üzüntüsü ve pişmanlığını bir kez daha anlatan Devlet eski Bakanı Çağlar, “En büyük üzüntüm; NTV’yi satmak zorunda kalmamdı. O dönem, bankamıza el konmuş, sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Nuri Çolakoğlu’na dedim ki, -Reklam gelirleriyle burayı idare edebilir misin?- Kendisi o günün şartlarında zor olduğunu söyledi. Benim en büyük özelliklerimden biri de, yanımda 28 bin çalışanım oldu, ayın 7’si geldiğinde maaşını ödemek. -Ceketimi satarım yine de öderim- diye bir söz vardır ya, benimki de o misal. Benim NTV’de maaşları, dışarıdan katkıyla vermem zordu. TMSF her şeye el koymuş, kilitlemişti. Nuri Çolakoğlu’na -Müsaade edersen NTV’yi satmak zorundayım- dedim ve Ayhan Şahenk Bey’le konuşup devrettim. Her zaman yaşamasını istiyorum. Türkiye’ye güzel bir hediyeydi. Çok üzüldüm. NTV benim evladım gibiydi.”

EN BÜYÜK PİŞMANLIĞI

“En büyük pişmanlığım ise; DYP Genel Başkan adayı olmamamdı. Rahmetli Alparslan Türkeş, Cumhurbaşkanı Demirel’e gidiyor ve -Cavit Çağlar’ı partinin başına getirin. Biz de rahat ederiz, sizin kontrolünüzde olur, Türkiye de rahatlar- şeklinde önerisini iletiyor. Rahmetli Demirel de, -Su yolunu bulur albayım- cevabını verdikten sonra, Türkeş de, -Su fazla gelirse taşkın olur- diyor. Rahmetli Türkeş ve arkadaşlarım o dönem çok baskı yaptı bana. Demirel’in bize yol vermesini beklerdim. -Ben bir şeye karışmam- dedi, karışması lazımdı. Tansu Hanım Türkiye’nin şanssızlığıdır. Doğru Yol Partisi’ni perişan etti. Merkezde iki parti vardı; ANAP ve DYP.  Halkın partisiydi bunlar, yok oldular gittiler.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BÜYÜK BİR GÜÇ AMA BUNU HALKIN GÜCÜYLE BİRLEŞTİRMESİ LAZIM

Merkezde oluşan boşluğa Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün kurduğu AK Parti’nin girdiğini belirten Çağlar, “Ancak, AK Parti’nin tam merkezde olduğunu söyleyemem. Türkiye’de bu oturmadı hala. Şu anda Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bazı kararlar verecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iyi bir siyasetçi. 22 senedir kimseye nasip olmadı. Bana göre büyük bir güç. Fakat bu gücü halkının gücüyle birleştirmesi lazım. Belirli bir tarafa değil. 31 Mart seçimlerinde millet birleşti. Mesela, Meral Hanım yanlış yaptı. -Tek başımıza gireceğiz- dedi ama olmadı. İlk önce 6’lı masaya girerken bunu düşünecekti. 6 tane cumhurbaşkanı yardımcısı olur mu? Yok bir böyle bir şey. Sen seçimi atlat ondan sonra yapacağını yap” dedi.

TÜRK HALKI YORULDU, İÇ BARIŞA İHTİYAÇ VAR

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in iyi bir çıkış yaptığını vurgulayan Cavit Çağlar, “Barış var kavga yok. 1991’de ben Hikmet Çetin’le beraber Süleyman Demirel ile Erdal İnönü’yü ikna edip bir araya getirdik. Türkiye nefes aldı. Biz barışı sağlamıştık. Şu an da Türk halkı artık yoruldu, iç barışa ihtiyacı var. Güneydoğu sorunu çok çabuk çözülür. Oturup konuşacağız. Onlar da anlayacaktır. Ülke hepimizin ülkesi. Savaşa giderken hepimiz Türk’üz. Kimliğe bakınca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazıyor, Çerkez misin, laz mısın, kürt müsün diye sormuyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a düşen görev, attığı adımı diğer siyasi partilere de atmak olmalı. Devlet Bahçeli’yi de kutluyorum. O da Özgür Özel’le görüştü. Diğer partilerle oturulup bir yere gelinmesi lazım. Kavga kimseye yaramıyor.”

BİR DEVİN YANINDA YETİŞTİM

Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in çok büyük bir lider olduğunu kaydeden Devlet eski Bakanı Çağlar, “Ben bir devin yanında yetiştim. Demirel bir devdi. Bana göre, Atatürk’ten sonra en büyük lider odur. Bugün konuşmak çok kolay. 1991’de aldığımız Türkiye’ye bakmak lazım. Bursa’da 700 küsur köy vardı.Otomatik telefonu, elektriği yoktu birçok yerin. Türkiye’nin şu an en büyük sıkıntısı, orta sınıfın kaybolması. Bunu yeniden oturtmak lazım. Enflasyonu indirdiğimiz takdirde, toplumsal barış daha da artar” ifadelerini kullandı.

RUSYA İLE KRİZ NASIL ÇÖZÜLDÜ?

Küçükkaya’nın programda, 2015 yılında Türkiye ile Rusya arasında yaşanan uçak krizinin ardından barış sürecindeki önemli rolünü hatırlatması üzerine Cavit Çağlar, şunları söyledi: “Uçak düşürülünce bir anda Rusya ile ilişkilerimiz bir anda koptu. Putin, Atina’da ağır bir beyanat verdi, “Misliyle ödeteceğiz” dedi. İlişkiler ve ticari olaylar kesildi. Hulusi Akar, benim 1992 yılından bu yana tanışıklığım olan dostum. O dönem bir görüşmemizde, -Rusya olayının halledilmesi- gerektiğini söyledi. Ben de -Rusya işini hallederiz- dedim. Bu sözlerini -Cumhurbaşkanımıza da arz edebilir miyim- dedi. Kısa bir süre sonra, Cumhurbaşkanımızla Tarabya’daki çalışma ofisinde bir araya geldik. Bana, -Hulusi Paşa’ya sorunu çözebileceğinizi söylemişsiniz, nasıl olacak- diye sordu. Ben de, Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev Bey’in Türkiye’ye  getirilmesi olayında çok büyük rolüm olduğunu söyledim. Kazakistan eski Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in dostum olduğunu ilettim.”

8 SAAT HAVAALANINDA BEKLETİLDİM

“Bu işi çözebileceğimi Cumhurbaşkanımıza söyledim. Bana sadece -Özür dilemem, tazminat ödemem- diyerek yetki verdi. Atladım Rusya’ya gittim. 8 saat beni havaalanında beklettiler, -Hangi yüzle geldiniz buraya- dediler. Dostlarımı aradım ve beni gelip aldılar. Ancak, uçak düşürme olayıyla ilgili kesinlikle beni konuşturmak istemediler. 2-3 gün ayrılmadım Rusya’dan, ısrar ettim. O dönemin Dağıstan Cumhurbaşkanı Ramazan Abdulatipov ile Azerbaycan’ın eski Başbakanı Abbas Abbasov benim çok yakın dostlarım. Sonuç itibariyle ısrarlar sayesinde durumu bir yere getirdik. Sonunda 24 Haziran günü mektuplar hazırlandı, Özbekistan’da bulunan Putin’e mektubu teslim ettik. Rusya, ya siyah ya beyazdır. Gri yoktur. Dostluklarına güvenebilirsiniz. Çok dostum benim orada. Devletim için her olayda varım. Her olayda, zaman zemin fark etmez.”

CUMHURİYET OLMASAYDI KUL OLURDUK

Program sonunda çok anlamlı sözler kullanan Çağlar, “Bu kitap, 5 yaşında Türkiye’ye gelen bir çocuğun Akhisar’a yerleşmesini, 15 sene orada yaşayıp, çıraklık, tezgahtarlık yaptıktan sonra bir imparatorluk kurmasını anlatıyor. Peki bunu nasıl gerçekleştiriyor; Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde. Bu Cumhuriyet olmasaydı, bu duruma hiçbirimiz gelemezdik. Çıraklık yaptım, simit sattım, patron oldum. Bursa denince akla gelen 2-3 isimden biriyim. Kimse unutmasın, Türkiye fırsatlar ülkesi. Padişahlık olsaydı, kul olacaktık, Cumhuriyet olunca hepimiz vatandaş olduk. Cumhuriyet’in nimeti bu.”

DİN BEZİRGANLIĞI YAPILMAMALI

“Hepimizin dini var, o Allah ile bizim aramızda. Dinsiz yaşanmaz. Ancak, din bezirganlığı yapılmamalı. Her şeyin aşırısı ziyan. Bu kitapta Hulusi Bey’in emeği oldu. 30 yılı buldu kitabın hazırlanması. Çok ünlü bir yazar. -Senin hayat hikayene ambargo koyuyorum- dedi ve çok güzel bir eser ortaya çıktı. Şunu herkesin bilmesi lazım; yaşananlar var burada. İtiraz edecek kimsenin bir şeyi yok. Hepsinin şahitleri mevcut. Sizlere de teşekkür ediyorum, bizleri ağırladığınız için.”