MHP lideri Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle; Güçlü bir devlete, tarihi ve kültürel birikimiyle öne çıkmış bir millete sahip olmanın önemi daha iyi görülecektir. Devletini kaybetmiş toplumlarla, iç barışını sağlayamamış devletlerin yol açtığı vahim karmaşa dünya genelinde büyük krizlere davetiye çıkarmıştır. Meselenin can alıcı noktası, çözümün bir parçası olabilmektir. Yapmak yerine yıkmayı tercih edenlerin bu düşüncemizi anlamasını beklemesek de üzerinde biraz tefekkür etmelerini beklemek en tabii hakkımızdır.
Sinekten yağ çıkarmak için eleştiri kuyruğuna girenler sorunun değil, çözümün parçası olmalıdır. Milli mücadele yıllarında, mesela Antepliler muazzam bir vatan savunması yapmışlardır.
Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde, Atatürk’ü anlamak konulu ders verdiği medyaya yansımıştı. Acaba anladığı neydi? Bilmediği bir kişiyi anlatmaya çalışmak cahillere özgü bir durumdur. Kaldı ki bugün CHP’nin neresi Atatürk’ün partisidir. Atatürk milli mücadeledir. Zillet ittifakı gayri millidir. Atatürk inanmış bir Türk milliyetçisidir. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı köksüzdür. Kılı kırk yaran tecrübeyi akıldan yoksun kalmışlar. Zilletin kurduğu tuzakları işaret ediyoruz.
Zilletin kurduğu tuzakları işaret ediyoruz. Dünyayı okuyamazlar, Türkiye’nin nereden nereye ulaştığını fark edemedikleri için gerçekleri küstahça çarpıtırlar.
“FİYAT ARTIŞLARI, ZAMLAR GELİP GEÇİCİDİR”
Haksızlıklar elbet bir gün telafi edilir, ekonomik sıkıntıları da aşarız. Mağduriyet yaşayan varsa devlet ve millet dayanışmasıyla hak ettiği seviyelere mutlaka çıkartırız. Ters propagandalara aldırış edemeyiz. Bugün yoksa yarın olacaktır. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti var olsun. Fiyat artışları, zamlar, hayat pahalılığı hepsi gelip geçicidir. Müslümana karamsarlık haramdır. Mübarek Ramazan günlerinde hüsnü zandan taviz vermemek esas olmalıdır.
Biz bir tas hoşaf, kuru ekmek yiyerek Çanakkale’de direnen bir milletiz. Kılıçdaroğlu Türkiye’yi hangi hakla kötü gösteriyor? Kalemimizi düşürmeye kalkışanlara göz açtırmayız. Cumhur İttifakı milletimiz için parlak bir deniz feneridir.
Bu ittifak cephesinin yaptığı şudur: Anlaşmazlıkları çoğalt düşmanlığa dönüştür. Kaşıkçı davasını kasten çarpıtan, Türkiye’nin 3-5 kuruşa davasını sattığını iddia edenler zillettedir. Terörist Demirtaş ile Sorosçu Kavala’nın mahkeme kararları için şaibeli diyenler zillettedir. Zamlardan şikayet edip, dönüp toplu taşımaya zam yapanlar zillettedir.
MİLLET İTTİFAKINA ADAY ÇAĞRISI: NEYİ BEKLİYORSUNUZ?
Henüz küresel efendileri bir adayı işaret etmemiştir. Bizim adayımız, cumhur ittifakının adayı bellidir. Peki sizin çürük adayınız ne zaman ortaya çıkacak? Zillet ittifakının adayı neden hala açıklanmıyor? Adayınızı belirlemek için kripto talimatları mı bekliyorsunuz? Zillet ittifakının belirlenecek adayı göstermelik olacağına göre, bu kadar gürültüye bu kadar polemiğe ne gerek vardır. Millet, zilletin belini sandıkta kıracaktır. Adayınızı belli edin de boyunuzun ölçüsünü görelim.
“TÜRKİYE, CUMHUR İTTİFAKI İLE GÜÇLENECEKTİR”
Devlet memurlarının kapısına dayanan Kılıçdaroğlu zorbadır. Türkiye zillete düşmeyecek, zilletin belini sandıkta millet kıracaktır. İçinde bulunduğumuz zor günler yakında geride kalacaktır. Türkiye, Cumhur İttifakı ile güçlenecektir. Devlet milletiyle bir bütündür. Birisi olmadan diğerinin anlamı yoktur. Devlet yoksa barış yoktur, ekonomi yoktur, huzur yoktur, bağımsızlık yoktur. Türk milleti devlet kuran, dünyada üstünlüğe sahip beşeri bir kuvvettir. 2 asırlık küresel dayatma siyasetinin sonucunu sadece son çeyrek yüzyıl siyasetine dayanarak çözemeyeceğimiz ortadadır. Bizleri doğru bir sonuca götürecek yaklaşım Türk milliyetçiliğinin Türk tarihindeki öneminin doğru analizinden geçmektedir. Yeni bir bin yıl yakalamak, geçmiş bin yılı tanımaktan geçmektedir. Geleceği konuşmaktan korkanların ve kaçanların geride kalmaları ve geride kalanları konuşmaları bu yüzdendir.
“BU, ÜLKÜCÜ OLMANIN KAÇINILMAZ BEDELİDİR”
Biz dersimizi tarihten aldık. Bu nedenle bugüne kadar devam eden partimiz, günlük siyasete alet olmamıştır. Bizim hedeflerimiz büyüktür. Zor zahmetli bir mücadelenin sonucu olacaktır. Bu, ülkücü olmanın kaçınılmaz bir bedelidir. Tehlike ne kadar yakın olursa olsun, taşıdığımız milli şuur öfkemizi bastırmak zorundadır. Milliyetçilik sevgisi bizim tekelimizde değildir. Herkes milliyetçi olabilir. Ülkücü milliyetçiyim diyen kim varsa ana kucağı MHP’dir. MHP sadece Türkiye’yi değil tüm soydaşlarımızı küresel kargaşadan kurtaracak bir temsilcidir.