Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gaziantep’te Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada, “Suriye meselesi, uluslararası toplumun gündeminde her gün daha üst sıralara tırmanıyor. Türkiye’nin başından beri savunduğu terörden arındırılmış bölge, uçuşa yasak bölge, eğit-donat uygulamalarının gerekliliği her geçen gün daha iyi anlaşılmaya başlandı ama dert başka. Dert, aslında Türkiye’yi bölmek. Şu anda 911 kilometre Suriye’ye sınırı olan, öbür tarafta Irak’a 350 kilometre sınırı olan bir ülke, akrabalık bağları olan bir ülkeden bu gelişmeleri daha iyi değerlendirebilecek birileri olabilir mi? Ama birileri adeta ‘bu işi biz daha iyi biliriz, daha iyi değerlendiririz’ mantığı ile hep öne geçmenin gayreti içindeler. Bundan dolayıdır ki başaramadılar, başaramıyorlar ve başaramayacaklar. Yine er veya geç bizim tezimize gelmek durumundalar. Aksi takdirde biz adımımızı atmak durumundayız.” dedi.
“Silahların hangi ülkelerin silahları olduğunu da gayet iyi biliyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda PYD’nin içerisinde bin 400 PKK mensubu var. Bunu gözden kaçırmanın hiçbir anlamı yok. Bu bir vakıa, gerçek. Ama bunu maalesef bize dost görünen ülkelerin hepsi de tam aksi istikamette ifade etmeye çalışıyorlar. Bunlara silah yardımı geliyorsa bunlardan geliyor. Bu silahların hangi ülkelerin silahları olduğunu da gayet iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Maalesef insanlık bunu da gördü”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Esed’in Rusya yapmış olduğu ziyaret hakkında ise “İşte en son Rusya’daki görüşme. Düşünebiliyor musunuz? 370 bin insanın kanına giren bir kişiyi kırmızı halıyla karşılamanın devletler arası diplomaside yeri olabilir mi? Maalesef insanlık bunu da gördü” dedi.
“Nobel’i hak edenler ülkelerinin özgürleşmesini bekleyen Suriyeli kardeşlerimizdir”
“Bir de Nobel ödülü meselesi çıktı ortaya. İşte falanca ülke ’30 bin kişiyi ağırlayabiliriz’ öyleyse ‘oraya bir Nobel verelim’ demeye başladılar” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kardeşlerim, Nobel’i asıl hak edenler, sınırlarına gelen insanlara kapılarını kapatanlar değil, yıllardan beri vakur bir şekilde ülkelerinin özgürleşmesini bekleyen Suriyeli kardeşlerimizdir ve onlara sahip çıkan Gaziantepli, İstanbullu kardeşlerimdir. Şanlıurfa’daki, Hatay’daki, Mardin’deki, buralardaki kardeşlerimdir” ifadelerini kullandı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dert tamamen Kuzey Suriye’yi ele geçirmek”
“Dert tamamen Kuzey Suriye’yi ele geçirmek. Buradan açık söylüyorum, biz Kuzey Suriye’yi bir defa bunların yaptıkları planlamaya asla kurban etmeyeceğiz. Zira bu bizim için bir tehdit oluşturmaktadır, dolayısıyla bu tehdide Türkiye olarak ‘evet’ dememiz mümkün değildir”