BEÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, 1999 yılında yaşanan Gölcük Depreminden sonra çok yol aldıklarını bunu Elağız depremi sonrası sahada gördüklerini söyledi. Zemine uygun binalarda yaşanması gerektiği ifade eden Kutoğlu, aylar öncesinden yaptığı açıklamada “İnsanlarımız artık bize depremlerin zamanını bize söylesinler biz sokağa çıkalım diye bir şey söz konusu değil. Deprem oluyor, olacak. Bugün Elazığ’da oldu yarın Marmara’da olabilir, Ege de olabilir Karadeniz’de deprem potansiyel taşıyor.
Karadeniz’in içerisinde de çalışılmamış fay hatları var. Türkiye’de niteliği belirlenmemiş bir dünya fay hattı var. Bazı fayların hareket hızı çok düşük olduğu için deprem üretme süreleri bin, bin 500 yıl belki bazı fayların süreleri doldu onu bilemiyoruz. Doğu Anadolu fayının karakteristiği belli, çok kısa sürelerde kırılıyor. Çünkü onların fay hareketleri hızlı. Hiç deprem beklenmeyen bir yerde de deprem olabilir. O yüzden bizim zemine uygun binalarda yaşamamız lazım deprem olduğunda başka ülkelerdeki insanlar gibi sokağa dökülmeyecek evimizde güvenle paniğe girmeyecek bir yaşam tarzı oluşturmamız lazım. Bunun içinde kaynaklarımızı deprem sonrası kaynaklar yerine deprem öncesi risk azaltma çalışmalarına ayırmamız lazım” diye ifade etmişti.
5 VE ÜSTÜ DEPREMLERİ ÖNCEKİ YILLARA GÖRE DAHA FAZLA YAŞAYABİLİRİZ
Binalara verilen enerji kimlik belgesi gibi Afet kimlik belgesi üzerinde çalışma yaptıklarını ifade eden Hakan Kutoğlu, geçen Ocak ayında yaptığı açıklamada istatistiklere göre Dünyanın dönüş hızının yavaşladığı senelerde büyük depremler hızlanma zamanına göre daha çok olduğunu ifade etmişti.
Kutoğlu, “Bu veride görüyoruz ki 1974 yılından beri Dünya hızlanıyor ve yavaşlıyor. 2016 yılından sonra tekrar yavaşlama trendine girdi. Bu olay 2020 yılında da devam ediyor. Yer kabuğundaki stresin ana kaynağı jeolojik formasyonların, plakaların birbirlerine göre hareketi. Stresin ana kaynağı o ama dünyanın hızı yavaşladığı zaman stresin üzerine biraz daha koyuyor. Zaten gergin olan yer kabuğu ilave bir stresle o yıllarda dünyanın dönüş hızının yavaşladığı senelerde büyük depremler hızlanma zamanına göre daha çok oluyor. 1999 yılı depremi dünyanın dönüş hızının neredeyse en dipte olduğu zamanda Van 2011 depremi de yine azalma trendinde. Hızın daha da düştüğü 2019 yılında bir önceki yıla göre 5 ve üzerindeki depremleri daha çok yaşamışız. 2020 yılında hız giderek azalıyor bu perspektife göre 2021 yılında daha da azalacak dolayısıyla bu kesin değil ama istatistiklere göre 2020 ve 2021 yılında 5 ve üstü depremleri sayıca önceki yıllara göre daha fazla yaşayabiliriz buna hazırlıklı olmamız lazım” şeklinde konuşmuştu.