Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, denizlerde 2016-2017 av sezonunun bugün sona ermesi nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
Geçen yıl 1 Eylül’de gırgır avcılığıyla başlayan 2016-2017 av sezonunun bugün itibariyle tüm denizlerde trol ve gırgır ağlarıyla avcılık için genel av yasağı dönemine girilmesiyle sona erdiğini belirten Çelik, gırgır ve trol yöntemiyle avcılık yapan balıkçı gemileri için av yasağının Akdeniz’de 15 Eylül’e, diğer denizlerde ise 31 Ağustos’a kadar süreceğini ifade etti.
Çelik, 2016-2017 av sezonunun hamsi avcılığı dışında genel olarak önceki sezonuna göre verimli geçtiğini bildirdi. Bakan Çelik, avcılık üretiminin büyük çoğunluğunu oluşturan göçmen balıklardan hamsi üretiminde geçen sezona göre bir miktar azalma görüldüğünü, ancak palamut ve lüfer avcılığı yönünden son yılların en verimli sezonlarından birinin yaşandığını kaydetti.
“7,1 milyon idari para cezası verildi”
Geçen yıl yapılan denetimlere ilişkin de bilgi veren Çelik, düzenlemelere aykırı hareket edenler hakkında Su Ürünleri Kanunu kapsamında idari para cezası, ruhsat tezkerelerinin askıya alınması, ürünlere ve avlanma araçlarına el konulması gibi yaptırımlar uygulandığını hatırlattı. Çelik, şunları kaydetti:
“Su ürünleri denetiminden sorumlu kurumlarla yakın iş birliği içinde yürütülen denetimler, denizlerde ve iç sularda, balıkçı gemilerinde, karaya çıkış noktalarında, yol güzergahlarında, balık hallerinde ve perakende satış yerlerinde gerçekleştirildi. Bakanlığımız ile başta Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı olmak üzere, denetim yetkisine sahip kurumlarca 2016’da su ürünleri av yasaklarına ilişkin olarak toplam 85 bin 805 denetim yapıldı. Bu denetimlerde yasal yollardan avlanmayan 753 ton su ürününe el konuldu, yasadışı avcılık faaliyetinde bulunan ve satışını yapanlara toplam 7,1 milyon lira idari para cezası uygulandı. Ayrıca yasadışı avcılıkta kullanılan 22’si balıkçı gemisi olmak üzere 2 bin 468 adet muhtelif ağ aracına el konuldu. Bakanlığımızca getirilen kurallara uyulması, balıkçılığımız ve balıkçılarımızın geleceği açısından büyük önem arz etmektedir.”