Bursa’da tatil yaptığı sırada, boğulmaktan son anda kurtarılan Uludağ Üniversitesi Elektrik Mühendisliği 1’inci sınıf öğrencisi Fatih Alver, 4 ay komada kaldıktan sonra hayata tutundu.
Hastaneye kaldırıldığı sırada ve tedavi gördüğü süre içerisinde kalbi birçok kez duran ve hayata tekrar döndürülen Fatih Alver, 4 aylık koma sürecinden sonra kaybedilen vücut fonksiyonlarını tekrar kazanmak için fizik tedavisi görmeye başladı.
Bir lisede aşçılık yapan Fatih’in babası Murat Alver, oğlunun fizik tedavi görmesi için 5 ay boyunca 150 bin TL harcayarak evde fizik tedavi görmesini sağladı.
Elde avuçta ne varsa sattığını, artık fizik tedavi masraflarını karşılayamadığı için, tedavi sürecini durdurduğunu söyleyen Murat Alver, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hayırseverlerden, Fatih’in tedavisi için yardım beklediğini söyledi.
Oğlunun tekrardan yürüdüğünü görmek istediğini ifade eden Alver, “Hastaneden çıktıktan sonra doktorlar çocuğumun iyi bir fizik tedavisi görmesi gerektiğini söyledi. Yalnız çocuğuma 5 ay fizik tedavi verdirdim. Bu yeterli olmadı. Kendi imkanlarım bitti ve borca girdim. İmkanlarım şu an yok. Çocuğuma iyi bir fizik tedavisi lazım. Devlet büyüklerinden, Cumhurbaşkanımdan, Başbakanımdan ve hayırseverlerden yardım bekliyorum. Çocuğumun yürümesini istiyorum. Tekrardan askere gitmesini, evlenmesini istiyorum. Elimden gelen her şeyi yaptım ama maddi imkanlarım bitti. SGK’ya bağlı hastaneler fizik tedavi yapmıyor. Çocuğu özel hastanelere götürmem gerekiyor. Bunu da maddi durumum iyi olmadığı için yaptıramıyorum” şeklinde konuştu.
1 yıl boyunca Fatih’in bakımını üstlenen ve gece gündüz demeden onunla ilgilenen Fatih Alver’in annesi Cevriye Alver ise Fatih’in tekrardan eski sağlığına kavuşması için her şeyi yaptıklarını ancak, maddi imkansızlıklar nedeniyle tedaviyi sürdüremediklerini söyledi.
Oğlunun tekrardan konuşup, kendi elleriyle yemek yemesini isteyen 2 çocuk annesi Cevriye Alver, “Elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Temizliğini ve bakımını gece gündüz uykulu, uykusuz demeden her şeyi yapıyoruz. Devlet büyüklerimiz ve hayırseverler yavrumun konuşmasına, yemek yemesine ve eski haline gelmesine vesile olurlarsa çok mutlu oluruz. Anne – Baba olanlar bizi çok daha iyi anlar. İstiyoruz ki oğlumuz merdivenlerden sedye ile değil merdivenlerle çıksın. Kendi elleriyle yemek yesin. Kendi ayakkabılarını giysin. Annem desin, babam desin, kardeşim desin… Biz her zaman elimizden geleni yaparız. yeter ki yavrum iyi olsun” dedi.