AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen partisinin 100. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’ndaki konuşmasında, Rumeli’nin ezeli ve ebedi başşehri Edirne’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
AK Parti’nin, güzel geleneklerin partisi olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Bir güzel geleneği geçen ay başlatmıştık. İl başkanları toplantımızı Şanlıurfa’ya almıştık. Şanlıurfa’dan, kadim peygamberler şehrimizden bütün ülkemize ve Ortadoğu’ya, peygamberler diyarı bütün topraklara selam iletmiştik. Şimdi Edirne’deyiz. Edirne’den de bütün Balkanlar’a, Rumeli’ye, Avrupa’ya selam iletmek ve ülkemizin her bir köşesinden gelen il başkanları, belediye başkanlarımızla ‘biz hep beraber Evlad-ı Fatihanız’ demek için Edirne’deyiz.”
Davutoğlu, siyasetlerinin nasıl kültürel coğrafyayı nakış nakış işlediğine örnek olması bakımından 24 saatlik mesailerini kısaca zikretmek istediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Dün gece geç vakte kadar Üsküp’teydik. Yahya Kemal’in Üsküp’ünde, kültür merkezimizde, her bir sokağıyla, camisi, minaresi, külliyesiyle ‘Ben o köklü medeniyetin hala Rumeli’de ayakta duran mücessem haliyim’ diyen Üsküp’teydik. Gece İstanbul’a indik, sonra Edirne’ye geldik. İnşallah bugün Edirne’de bu güzel toplantımızı Edirne’nin bereketiyle yaptıktan sonra akşam İstanbul’da ‘geleceğin şehirleri’ konulu bir sempozyuma katılacağım. Gece de Ankara’ya intikal etmiş olacağım. Yani 24 saat içinde Üsküp, İstanbul, Edirne ve Ankara… İşte üç başkent Edirne, İstanbul, Ankara ve hala kültürümüzün ve güzel Türkçemizin başkenti Üsküp… İşte AK Parti zihniyeti, işte AK Parti’nin çalışma temposu, işte AK Parti’nin siyaset ve kültürel coğrafya anlayışı.”
Başbakan Davutoğlu, 2 yıl önce büyükelçiler konferansını yaptıkları zamanki konuşmasında Edirne’den uzun uzun bahsettiğini anlatarak, “Her şehrimizin bize öğrettiği güzel hususlar var, her şehrimizin ilham ettiği derin bir irfan var. Edirne o zaman kapı şehir demiştim. Serhat şehir diye bilinir Edirne doğrudur. Ama bazen serhat şehir kenarda kalmış intibaı da verir, uçta olmak intibaı. Aslında bizim tarihimizde Rumeli’ye açılan ilk kapıydı. Sonra Rumeli’den ve Avrupa’dan gelenler için İstanbul’a gelmeden önceki son durak ve İstanbul’un kapısıydı. Başşehirdi ve hep başşehir olarak kaldı” diye konuştu.
Edirne’nin her haliyle o köklü medeniyet birikiminin derin irfanını yansıttığını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle devam ettirdi:
“1071 Malazgirt… 1400’lere kadar Bursa başşehir olana kadar, 300 yıllık Bursa’nın başkent oluşunu düşününüz, 300 yıllık Anadolu serüvenimiz Bursa’da bir başkent olarak kendini ortaya koydu ve cihan devletinin ilk nüvesini oluşturdu. Bütün o birikimi Rumeli’ye taşıdığında Edirne başkent olarak arkasında ta Horasanlara, Mezopotamya’ya giden o derin irfanı Avrupa topraklarına hiçbir zaman sönmeyecek bir meşale ve daima bir kubbe gibi bütün Avrupa’yı ışıldatacak, kucağına alacak bir köklü medeniyet merkezi olarak inşa edildi.”
“Edirne tesadüflerin sonucu değildir”
Davutoğlu, Edirne’nin tesadüflerin sonucu olmadığını belirterek, “Edirne, çok stratejik bir tercihin kültürel olarak ‘ben bu arada öyle bir şehir inşa edeceğim ki bu şehir İstanbul’a model olacak ve İstanbul’daki dönüşümü de hazırlayacak diye güçlü bir iradeyle kurulan bir şehirdir” dedi.
Edirne’nin bu anlamda Üsküp, Saraybosna, Filibe ve Selanik’in öncüsü, habercisi, müjdecisi olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:
“İstanbul’un ise fetihten önceki bir ilk timsalidir. Külliyeleri, şifahaneleri ile öyle bir şehir inşa edilmiştir ki Edirne’de sanki bir temrin, bir alıştırma, bir uygulama merkezi gibi daha sonra fethedilecek olan büyük İstanbul’un ilk tarihi dönüşüm, şimdi kentsel dönüşüm diye bahsederiz, belki de en köklü kentsel dönüşüm ve Edirne’yi bizim şehir yapan, Adriyanapolis’ten Edirne çıkaran o kültürel dönüşüm daha sonra Konstantinapol’dan İstanbul çıkaracak olan büyük medeniyet dönüşümünün ilk işaretleri olmuştur. Fatih Sultan Mehmet Trabzon’u fethetmiştir ama onun öncesinde Edirne hem İstanbul’un hem de Trabzon’un fethine kadar uzanacak o çizginin yani bir taraftan Anadolu birliğinin bir taraftan da Rumeli’nin birliğinin sağlandığı merkez olmuştur ve İstanbul’un habercisidir.”
Davutoğlu, Edirne’nin başşehirliği İstanbul’a büyük bir onurla teslim ettikten sonra, batıdan doğuya İstanbul’a gelen her kervanın, aydının, alimin oturup durduğu ve bir müddet İstanbul için kendini hazırladığı son durak halini aldığını dile getirdi.
Balkan şehirciliği anlamında Edirne’nin öncü bir şehir olduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başşehirdir İstanbul’a hazırlık anlamında. Sonra da Rumeli’ye İstanbul’a giden herkesin durduğu, Rumeli’ye hazırlandığı Rumeli’den gelenlerin de İstanbul’a hazırlandığı bir istasyon, bir büyük kapı şehirdir. Nihayet Edirne, milletimiz Balkan faciasını yaşarken, bir destansı direnişle 6 ayı aşkın bir süre düşmana değil sadece, açlığa, susuzluğa karşı da direnen ve ‘ağaç köklerini gerekirse yerim ama baş eğmem’ diyen bir başşehirdir. Onun için geçen geldiğimde söylemiştim başşehirler bir kez gerçek anlamda başşehir olmuşsa baş verirler ama başşehirlikten vazgeçmezler ve başşehri teslim etmezler. Baş verilmiştir, şehit verilmiştir 13 bin askerimiz…”
Davutoğlu, Şükrü Paşa’nın Edirne için “şehri mukaddes” dediğini belirterek, Edirne’nin hep şehri mukaddes olduğunu ve hep öyle kalacağını söyledi.
“Bizim mimarimizin zirvesi Selimiye” diyen Davutoğlu, Edirne’nin çok mühim olduğunu, Mimar Sinan’ın “Süleymaniye kalfalık eserim”, Selimiye için “ustalık eserim” dediğini hatırlattı.
Mimar Sinan’ın, başşehir olmayan bir şehre ustalık eserini yaptığını, Sultan Selim’in de bu eseri Edirne’de yapma talimatı verdiğini anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
“İşte Edirne’nin ayrıcalığı burada ve Selimiye, hiç şüpheniz olmasın, dışarıdan baktığınızda uyumuyla dengesiyle simetrisiyle içeriye girdiğinizde ruhani haliyle estetik ile fiziğin başka hiçbir yerde olmayacak güzel bir ahenkle bir araya gelmesidir. Ancak ve ancak sadece Tac Mahal ile karşılaştırılabilir, onun ötesinde İslam’ın doğu medeniyetinde Tac Mahal, batısında ise Selimiye, bütün o kadim mimari geleneğin ve ruhani estetiğin zirve eserleridir. Onun için Edirne’yi son anına kadar savunmuştur Edirneliler. Onun için İkbal binlerce kilometre öteden Edirne şehitleri için şiir yazmıştır. Demiştir ki ‘Eğer Hazreti Peygamberin huzuruna varırsam ve ‘dünyadan ne getirdin’ diye sorarsa ‘Edirne şehitlerinin kanını getirdim ya Resul Allah’ derim diyen İkbal, bu mukaddes şehre veren ruhu görmüştür.”
Davutoğlu, Müslüman-Hristiyan her kesimden o dönem Edirne müdafaasına gelindiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Şekip Arslan dürziydi ve o zaman öncülerinin Lübnan’dan Edirne’ye, Lübnanlıların Edirne müdafaasına desteğini getirmiştir. Melik Canbolat’ın dayısı… Daha onlarca örnekle Edirne müdafaası aslında bir şehrin müdafaası değil, kadim bir medeniyetin müdafaasıydı, bizim davamızda işte o kadim medeniyetin sadece müdafaası değil, aynı zamanda yeniden ve güçlü şekilde ihyasıdır. Onun için biz Edirne’deyiz, Şanlıurfa’da tevhidimiz, imanımız inşa edilirken, Edirne’de medeniyetimizin mimarisi gücü, kudreti inşa edildi.”
“Kim Şanlıurfa’yı Edirne’den ayırabilir?”
Başbakan Davutoğlu, “Kim peygamberler şehri mukaddes Şanlıurfa’yı, şehitler ve yiğitler şehri mukaddes Edirne’den ayırabilir?” diye sorarak, hareketlerinin bu anlamda da milli birlik hareketi olduğunu vurguladı.
Davutoğlu, “İnşa ettiğimiz, inşa etmeye devam ettiğimiz, ihya etmek için gece gündüz ter döktüğümüz bu büyük dava bu yolda ülkemizin her bir köşesine özel anlamlar yükler ve işte bugün Hakkari’den, Artvin’den, Muğla’dan Türkiye’nin her köşesinde il başkanlarımız ve belediye başkanlarımızla Edirne’den bir kez daha haykırıyoruz ve bu ülkenin doğusu ve batısı, kuzeyi ve güneyi bütün o coğrafyaların ötelerindeki ufuklarıyla tek bir medeniyetin, aynı kültürün, aynı irfanın eseridir ve bu ülke bütünlüğünü korumanın ötesinde, bu ülkenin ötesindeki o tarihi mirasa sahip çıkmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Üsküp’ten buraya gelirken hep bu konuları düşündüğünü belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Üsküp ile Edirne’yi özellikle arka arkaya yaptık. Size de Üsküp’ten, Üsküp’te Türkçe bayramına katılan, Balkanlar’ın her köşesinden gelen evladı fatihandan selam getirdim. Evladı fatihandan bu davanın evlatlarına selam getirdim. Bakınız nasıl bir hasret ve ne güzel bir aşk ki evvelsi gece Üsküp’e vardığımızda sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldik. Orada çok anlamlı bir talepte bulundular, dediler ki ‘Ne olur Sayın Başbakanım bayrağımız az burada, biraz bayrak gönderseniz.’ Al bayrak… Dedim ki o zaman başka bir şey yapalım, ne kadar hane varsa bayrak isteyen, 5 bin, 10 bin bayrak değil, Makedonya’daki her evladı fatihanın evine bir bayrak, bir Kur’an-ı Kerim Türkçe mealiyle ve bir Türkçe sözlük gönderme kararı aldık.”
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu müjdeyi Makedonya Cumhurbaşkanı İvanov ve Başbakan Gruevski’nin huzurunda, onlarla birlikteyken verdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Dedim ki 30 bin civarında hane olduğu söylendi. Evet 30 bin haneye ama istenirse her bir haneye bayrak gidecek ve Makedonya Bayrağı ile birlikte dostça al bayrak dalgalanacak ve her bir eve Yahya Kemal’i hiçbir zaman Üsküplüler yabancı birisi gibi okumaması için her bir eve Türkçe sözlük, her bir eve o vahyin doğru anlaşılması için mealiyle birlikte Kuran’ı Kerim’i hediye edeceğiz. Biz Edirne’den, o bu mukaddes şehirden bütün Rumeli’ye, Saraybosna, Üsküp, Prizren, Priştine, Gostivar, Filibe, Şumnu’ya her bir köşeye Gümülcine’ye, İskeçe’ye her bir köşeye buradan diyoruz ki ‘Elimiz dostluk elidir, kudretimiz ve gücümüz oradaki her bir evladı fatihana erişmeye, onların taleplerini karşılamaya, onları korumaya yeter.’ Devlete ve millete zeval vermesin.”
Davutoğlu, Balkanlar’da komşu, dost ülkelerle yeni bir kültür beraberliği, yeni bir Balkan coğrafyası oluşturmak için çaba içinde olduklarını söyledi.
Davutoğlu, “Bu çabamızda Edirne’nin ruhu bize ilham verecektir. Onun için Edirne’deyiz. Sadece Edirne değil, 3 hafta önce Kırklareli’ndeydim, Trakya, Rumeli, sınır ötesinde de bütün kardeşlerimize ulaşıp, Edirne’yi serhat şehri, kenarda kalmış, son nokta şehir olmaktan çıkaracağız, inşallah Balkanlar’a ve Avrupa’ya açılan ana merkez ve kapı şehir olma niteliğini tekrar inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Edirne Hızlı Tren Projesi”nin yapıldığını, hızlı trenin mutlaka gerçekleşeceğini bildiren Davutoğlu, 3 yıl önce Selanik’i ziyaret ettiğinde, Selanik Belediye Başkanı’na “Selanik ve Edirne, kaderleri birbirine benzer. Balkan Savaşı öncesinden birisi bölgenin en önemli limanıydı, diğeri de en önemli geçiş noktası ve kapısıydı. Fakat Balkan coğrafyası parçalanınca ikisi de çok kısa aralıklarla sınır şehirleri haline dönüştü. Gelin birlikte Edirne-Selanik Hızlı Tren Hattı kuralım ve böylece bu tarihi şehirleri birleştirelim, artık bu tarihi ön yargıları geride bırakalım” dediğini aktardı.
Davutoğlu, Selanik’in İstanbul ile bütünleşmesi, Edirne’nin Selanik’le, Üsküp’le, Saraybosna’yla tekrar irtibat kurması halinde canlanacağını dile getirerek, “Onun için Edirne’yi inşallah hızlı trenle önce İstanbul’a, sonra da sınırımızın ötesinde Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden kim nasıl arzu ederse, Avrupa içlerine kadar bağlamaya kararlıyız” dedi.
Havaalanı beklentisi olduğuna da değinen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Zaten Edirnemize havaalanı mutlak bir zarurettir. İnşallah Edirne’ye de havaalanı kazandıracağız. Edirnemiz, tarihi nitelikleriyle ve köprüleriyle maruftur. Edirne’nin bütün köprüleri, değerli bakanımızla da sabah konuştuk, aydınlatılacak. Edirne ışıl ışıl bir kültür şehri olarak tanınacak, bilinecek. Karaağaç Köprülü Kavşağı, ki bugün vaktim olursa bizzat gidip göreceğim ne durumda olduğunu ve sınıra kadar gidip askerlerimizle ve komşu ülke Yunanistan askerleriyle de temasımız olabilir. Karaağaç Köprülü Kavşağı da inşallah 23 Nisan’da açılacak. Bunlar hep bizim taahhütlerimizdi ve bu taahhütler her halükarda yerine getirilecek inşallah. 400 yataklı Edirne Devlet Hastanesi nisan-mayısta açılışa hazırlanıyor. Bu da Edirnemize bir hediyemiz.”
“Ergene projesi inşallah 2017’de tamamlanacak”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, il başkanları, belediye başkanları toplantılarını hem bir muhasebe hem de paylaşıma, buluşmaya, şölene dönüştürmeyi arzuladıklarını, bu toplantıların, sadece genel başkan ve başbakan olarak kendi hitabıyla, AK Parti olarak kendi aralarındaki istişarelerle sınırlı kalmasını istemediklerini dile getirerek, bir gün önceden bütün bakanların genişletilmiş il başkanları toplantısı yapılan ile gidip genel toplantı yapmalarını kararlaştırdıklarını anlattı.
Sabah bakanlar ve bakan yardımcılarından raporlar aldığını belirten Davutoğlu, 10 bakanlığın, Trakya’dan gelen sivil toplum kuruluşlarıyla, ilgili birimlerle, kanaat önderleriyle toplantı yaptığını, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın TRAGEP projesiyle ilgili olarak 270 kişinin katıldığı bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdiğini kaydetti.
Davutoğlu, Ergene projesinin 2017’de tamamlanmasını umut ettiklerini vurgulayarak, su taşkınları gibi verimli toprakları etkileyen olumsuzlukların giderileceğini, Meriç havzasının, Ergene’nin yeni ve güzel bir çevre düzenlemesi ve tedbirleriyle tekrar Trakya’nın, Rumeli’nin önemli bir merkezi haline geleceğini söyledi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, 268 kişinin katılımıyla Trakya’nın bütün tarım sorunlarını tartıştıkları bir platform oluşturduğuna değinen Davutoğlu, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Trakya’dan gelen ve Trakya’nın sorunlarının ele alındığı konuları işlediğini belirtti.
“Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı stadyum yeniden inşa edilecek”
Davutoğlu, belediye ile Tarihi Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı stadyumun yeniden inşa edileceğini bildirerek, şöyle devam etti:
“Kırkpınar yiğitleri inşallah çok daha çağdaş ve geniş imkanlara sahip stadyumda, er meydanına çıkacaklar. İnşallah en kısa zamanda tamamlanacak. Bu çerçevede Kırkpınar’la da ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığımız, Edirne’ye bir spor lisesi kuracak. Yine Bilim ve Sanat Merkezi kurulacak, Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından. Bugün bu toplantıyı yaparken bir şeyi fark ettik. Bu çapta bir toplantı için Edirne’de yeterli altyapı yok. Onun için Edirne’de bir kültür ve konferans merkezi inşa edilecek. Bundan sonra Edirne’de toplantı yapmak isteyenler, en çağdaş şartlarda, en geniş imkanlarla bu toplantıyı gerçekleştirecekler. Pirinçten alınan KDV meselesi vardı, bunun çözülmesi için, özellikle bölgede önem verilen bir konu olduğu için Maliye Bakanlığımızın bir planlaması olacak. Bir gençlik merkezi kurulacak. Yine Kültür ve Turizm Bakanlığımıza talimat verdim, hafta sonu Bolu’da kongremizde Bolu’ya bir müjde vermiştik. Şimdi de Edirne, Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi ilan edilecek. Dolayısıyla kültür ve turizmde Edirne’ye özel imkanlar sağlayacağız.”
Tarihi eserlerin restorasyonunun başarılı şekilde yapıldığını vurgulayan Davutoğlu, kalan bütün tarihi eserlerin restore edileceğini ve Makedonya’da “Rumeli’de tek bir tarihi eserden bir küçük çakıl taşı düşse bizim başımıza büyük bir kaya düşmüş gibi kıyamet kopar. Hiçbir tarihi eserden tek bir çakıl taşı dahi düşürülmeyecek” dediğini hatırlatarak, “Evlad-ı Fatihan’ın tırnağına bir diken batsa bizim yüreğimize bir hançer saplanır. Eğer bu, bütün Rumeli ve Evlad-ı Fatihan için böyle ise Edirnemiz için hayli hayli böyledir. Her bir tarihi eseri koruyacağız, geliştireceğiz” diye konuştu.
Davutoğlu, Edirne’nin sosyal dokusunu korumaya özen göstereceklerini ifade ederek, “Roman kardeşlerimize dönük olarak da özel bir çaba içindeyiz. Trakya Üniversitesi’nde bir araştırma merkezi, Roman Kültürünü Araştırma Merkezi kurulacak. İnşallah şubat ayı içinde de Roman kardeşlerimizle çok geniş katılımlı bir toplantıda bir araya geleceğiz. Bütün bu kültürel renklerimizi korumaya ve geliştirmeye kararlıyız” dedi.
Ahilik geleneğinin Arasta Çarşısı ve Edirne Çarşısı’nda devam etmesini hayranlıkla izlediğini ifade eden Davutoğlu, “Her sabah önce namaz, sonra dua ile açılan kapılar, açılan çarşılar. Bugün sabah da böyle bir dua merasiminde çarşıda Edirneli esnaflarımızla birlikteydik, Ahi Evran’a atıfla duada bulundular. Şimdi son 4 aylık dönemde bütün bu ziyaretleri yaparken bir kez daha fark ettiğim o güzellik… Kırşehir’de Ahi Evran şenliklerine katılmıştık eylül ayında. Edirne’de şimdi Ahi Evran geleneğinden gelen dua ile açılan, helal rızk duasıyla açılan bir rızk kapısının merasimine katıldık. Allah Edirne’de bu güzel gelenekleri korumayı nasip etsin” diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, esnafın bu geleneğini belediye başkanlarının da kendi belediyelerinde ihya etmesi çağrısında bulunarak, şunları söyledi:
“Hatta belediye başkanlarımızın bu geleneği kurması yanında belediyelerde belli dönemlerde veya olabilirse her gün millete hizmet etmek ve helal bir şekilde bu hizmetleri bütün topluma yaymak için dualarla açalım belediyelerimizi. Hiçbir art niyet, hiçbir rant veya başka kaygı bizim belediyelerimize yaklaşmasın. Yaklaşmaya cüret dahi edemesin. Kongrelerimizi yapıyoruz. Her bir kongremiz Ahi Evran geleneğini yaşatmak için. Bu kongrelerimiz de yine bir siyasi ahlak duasıyla açılsın, her kongremizde oluşan il başkanları ve yönetimleri bu dualarla hizmete başlasınlar ve nasıl esnaf geleneği böyle sürüyorsa, siyaset geleneğini de bu şekilde inşa edelim, tanzim edelim.”
Davutoğlu, 34 beldede kongre yaptıklarını, 21 ilde kongreleri tamamladıklarını hatırlatarak, yeni il, ilçe ve belde başkanlarına başarı diledi, bu konuda emeği geçen önceki başkanlara teşekkür etti.
Bu dava bayrağını ilelebet sürdüreceklerini ifade eden Davutoğlu, bu dönemde bütün il kongrelerine katılmaya özen gösterdiğini, hepsine katılmanın mümkün olmadığını söyledi. Davutoğlu, 1 Kasım’dan beri ziyaret ettikleri 18. ilin Edirne olduğunu, 5 ayrı ilçede de kongrelere katıldıklarını, bu il ve ilçeler arasında Ağrı, Patnos, Kars, Tunceli, Erzurum, Kırklareli, Balıkesir, Trabzon, Rize, Bolu, Ankara, Şanlıurfa, Adıyaman, Elazığ, Adana, Erzincan olduğunu, hepsini saymanın mümkün olmadığını, her ilde güzelliklerle karşılandıklarını anlattı.
Başbakan Davutoğlu, il kongreleri öncesinde yaptıkları ziyaretlere değinerek, “Ülkenin her bir köşesinde benim gördüğüm bir şey var; hamdolsun teşkilatlarımız ve AK Parti kadroları dimdik, daha ilk günkü gibi ayakta, yorgunluk, bezginlik yok. Gençlik kollarımıza, kadın kollarımıza teşekkür ediyorum. Bütün katmanlarıyla ayakta. Halkımız AK Parti davasını öylesine benimsemiş ki, bazı illerimizde Adıyaman bunlardan birisi, zikredildiği için söyleyeyim, il kongresi için gittik ama en az 3 miting yapmak zorunda kaldık” diye konuştu.
İl kongresi dışında sokakta spontane bir şekilde bir araya gelen binlerce vatandaşa hitap etme onuru yaşadığını ifade eden Davutoğlu, sokağa çıktıklarında doğal bir şekilde vatandaşlara hitap ettiğini, Rize’de aynı durumun yaşandığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğduğu köyü ziyaret edip, dedesine dua etme onurunu yaşadığını, orada da gördükleri her şeyin kendilerine milletin AK Parti davasını benimsediğini ve AK Parti’nin neferleriyle yürümeye kararlı olduğunu gösterdiğini aktardı.
Büyükşehirlere müjde
Davutoğlu, belediye başkanlarının uzun süredir beklediği bir müjdeyi vermek istediğini belirterek, şöyle devam etti:
“Büyükşehir belediyesi yasasının uygulamasını da gözleyerek yasanın çıkması sonrasında söz konusu olan bazı sorunları, özellikle kaynaklarla ilgili bazı sıkıntıları aşabilmek için bazı tedbirler konusunda çalışmalar başlatmıştık. Amasya’da büyükşehir olmayan illerimizin belediye başkanlarıyla 7-8 Kasım’da da Bursa’da büyükşehir belediye başkanlarımızla ilgili bakanlarımızın, ilgili genel başkan yardımcımız ve ekibinin katıldığı geniş istişareler yaptık. Bu istişarelerde bir komite oluşturduk ve büyükşehir yasasının uygulanmasından kaynaklanan sorunları aşmak üzere tedbirleri çalışmaya başladık. Bu komite, çalışma hala sürüyor. İnşallah önümüzdeki günlerde daha kapsamlı bir brifing alacağım ve alınacak bütün tedbirleri tekrar gözden geçireceğiz. Ama bir anlamda bu tedbirler devreye girmeden önce özellikle büyükşehir yasasındaki yeni kaynak düzenlemelerinden sıkıntıları hafifletmek ve bir güzel başlangıç yapmak için büyükşehir belediyelerimize bağlı kuruluşlara, il ve ilçe belediyelerimize genel bütçeden gönderilen paydan 6 ay boyunca kesinti yapılmaması kararı alınmıştır. Genel bütçeden giden paydan kesinti yapılmayacak. Dolayısıyla bu aktarılan kaynak konusunda ciddi bir rahatlama getirecek. Ayrıca tedbirleri de düşünüyoruz. Bunu yaparken tüm belediyelere yapıyoruz. Parti ayrımı olmaksızın yapıyoruz.”
“Bütün belediye başkanlarının talebiydi”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bütün belediyelere aynı şartlarda imkanlar tanınacağını belirterek, “Ümit ederiz diğer partilerdeki belediyeler de bu imkanları AK Parti belediyelerinin kullandığı gibi verimli, etkin bir şekilde kullanır” dedi.
Yüzde 40 oranında yapılan bu kesintinin 6 ay boyunca yapılmamasının yerel yönetimlere verdikleri önemi gösterdiğini dile getiren Davutoğlu, ayrıca alınacak tedbirleri de ele alacaklarını, bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının 23 Aralık’ta yayınlandığını, bu talebin bütün belediye başkanlarının isteği olduğunu anlattı.
Davutoğlu, bu uygulamanın alandaki yansımaları konusunda belediye başkanlarından kendilerini bilgilendirmelerini rica ederek, bir taraftan bu çalışmaları yürütürken son dönemde 3 alanda önemli gelişme yaşandığını aktardı. Bunlardan birisinin “çözüm süreci” olduğunu bildiren Davutoğlu, kadim medeniyetler, Anadolu’dan Rumeli’ye geçiş gibi konulardan bahsederken “çözüm süreci”nin ruhuna anlatmak istediklerini söyledi.
“Çözüm sürecinin devamı konusunda net ve kararlı tutumlar sergiledik”
“Bizim için çözüm süreci, milli birlik ve beraberliğin tekrar ihya edilmesi için demokrasiyle taçlanan bir yeni bütünleşme sürecidir” diyen Davutoğlu, bu anlamda hükümetlerinin göreve geldikten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde başlatılan çalışmaların süreklilik gösterecek şekilde devam ettiğini, haziranda çıkan yasanın Bakanlar Kurulu ile uygulama planı haline dönüştürüldüğünü, bu konuda atılacak adımlar hususunda net ve kararlı tavırlar sergilediklerini ifade etti.
Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarının geçici bir duraklamayı beraberinde getirdiğini kaydederek, bu olaylardan çıkardıkları 2 sonucun birincisinin “Kamu düzeninden hiçbir surette taviz verilemez” olduğunu dile getirdi.
“Kamu düzeninden taviz verildiği zaman çözüm süreci de işlemez hale gelir. Onun için şu anda Meclisimizde olan İç Güvenlik Reformu ve Özgürlüklerin Korunması Paketi’ni hazırladık. Edirne’den bir kez daha söylüyorum; Edirne’den Hakkari’ye kadar Türkiye’nin her bir ilinde, ilçesinde, kasabasında, köyünde kamu düzeni tam anlamıyla tesis edilecektir, edilmiştir ve korunmaya devam edilecektir” diyen Davutoğlu, vatandaşların Edirne’de dükkanlarını sabah nasıl güvenle duayla açıyor ve başına bir şey gelmeyeceğinden eminse Hakkari, Van, Diyarbakır ve Türkiye’nin her yerinde bu emniyeti sağlayacaklarını söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, bu emniyeti tehdit edenlere karşı hiçbir şekilde herhangi bir müsamaha gösterilmeyeceğini belirterek, bu konuda hükümetlerinin kararlarının kesin olduğuna vurgu yaptı.
Balkan Harbi’nde, İstiklal Savaşı’nda, Çanakkale’de, Allahuekber Dağları’nda omuz omuza savaşanların ve onların torunlarının nasıl geçmişte beraberse gelecekte de beraber olacaklarını vurgulayan Davutoğlu, çözüm sürecinin böylesine et ve tırnak gibi birbirine geçmiş, milletin arasına fitne sokmak isteyenlere doğrudan verilen cevap olduğunun altını çizdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, herkesin örfüne, adetine saygı duyacaklarını, hiçbir kimseye kısıtlama getirilmeyeceğini, bu konuda hiçbir şüphesi olmadığını belirterek, Üsküp’te al bayrak hasreti olduğunu, bu al bayrağın ülkenin her köşesinde bütün vatandaşlar tarafından da aynı hasretle sevildiğini ve aynı hasretle korunacağını, bu yüzde “tek bayrak” dediklerini aktardı.