Olay Gazetesi Bursa

Davutoğlu: Meclisimizin takdirine saygı duyarız

Başbakan Davutoğlu, "Soruşturma Komisyonu'nun objektif raporuna, Meclisimizin takdirine saygı duyarız. Bu süreçte de bundan sonra da kaldığımız yerden yolumuza devam ederiz" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, 4 eski bakanla ilgili soruşturma komisyonu tartışmalarına değinerek, “Evet bu oyunları bozduk biz. Bugün Türkiye bütün dünyada demokrasisini, demokratik istikrarını ispat etmiş, ekonomik kalkınmasını sürdüren dünyada etkisini her an gösteren bir ülkedir” dedi.

Bu imajı bozacak her türlü çalışmanın karşısında olacaklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Üç hususu özellikle vurgulamak istiyorum. Birincisi komisyon kararı ne olmuş olsaydı dahi, şu veya bu yönde, ne yönde seyretmiş olsaydı dahi geçen sene yaşadıklarımız, daha da öncesinde 7 şubat 2012’de MİT Müsteşarımızın hukuka aykırı bir şekilde sorguya çağrılması, Gezi provokasyonları, 17 Aralık, 25 Aralık provokasyonları, 19 Ocak MİT TIR’larına operasyon, 27 Mart Dışişleri Bakanlığı’nın dinlenmesi bütün bu süreç hiç şek ve şüpheniz olmasın ki bir darbe süreciydi, bir vesayet kurma süreciydi. Biz  de bu sürecin karşısında dimdik durduk.”

Bütün bu süreç içinde sadece AK Parti’ye değil Türkiye’nin demokrasisine, ekonomik kalkınma perspektifine, uluslararası itibarına darbe vurulmak istenildiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Hiç şek ve şüphe olmasın ki bu darbe teşebbüsü akim kalmıştır ve darbe teşebbüsünü yapanlar bugün tarih önünde de millet önünde de hem mahcupturlar, hem mahkumdurlar. Paralel çete bu hesaplar içine girmişken tek başına değildi. Bugün bu tartışmaları yürütmeye çalışan muhalefet liderlerine buradan sesleniyorum. Son bir yıl içinde biz muhasebemizi yapıyoruz bir de siz muhasebenizi yapın. Aslında sizin partiniz içinde bu muhasebeyi yapanlar da var. Bir CHP milletvekili çıktı ve ’30 Mart seçimleri öncesi paralelcilerle işbirliği yapmakla hata yaptık’ dedi. Bunu tekraren söyledi, bunu Kılıçdaroğlu’nun yüzüne bakarak söyledi.” 

Kılıçdaroğlu’nun darbe teşebbüsçüleri ile işbirliği yaptığını vurgulayan Davutoğlu, “Nasıl 27 Mayıs’ta görünen darbecilerle işbirliği yaptıysanız, nasıl 28 Şubat’ta o zaman ki postmodern darbecilerin ikna oda sözcülerini partinize taşıdıysanız bu paralel çetenin iç  ve dış odaklarla yürüttüğü darbe teşebbüsünün de içinde yer aldınız. Hiç bir gelişme bu gerçeği örtemez” dedi.

“Çatı aday tam bir darbe koalisyonun adıydı”

Davutoğlu, Türkiye’de AK Parti’nin demokratik istikrarı savunurken CHP ve MHP’nin bu paralel çeteyle birlikte 30 Mart seçimlerine değişik yerlerde koalisyonla girdiğini belirterek, “Yetmedi 10 Ağustos seçimlerine de çatı adayla girdiler. Çatı aday tam bir darbe koalisyonun adıydı. Ama  millet ‘biz çatıyı anlamayız, bir topluluğun temeline o temeldeki inanca o temeldeki ahlaka, vicdana bakarız’ dedi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı Cumhurbaşkanlığı makamına getirdi” diye konuştu.

Davutoğlu, son bir yıl içinde verdikleri mücadeleyle sadece AK Parti’yi savunmadıklarını, demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri ve haksız bir şekilde dinlenen ve mahrem hayatı tehlike altında olan vatandaşların hukukunu savunduklarını söyledi.

CHP’nin ise son derece oportinist bir şekilde bu dinleme yapanlara sahip çıktığını ifade eden Davutoğlu, haksız bir şekilde vatandaşların hukukunu rencide edenlere, bürokraside örgütlenerek siyasi iradeyi ve milli iradeyi vesayet altına almak isteyenlerle işbirliği yaptığını kaydetti. Davutoğlu, “CHP’nin kimseye bu anlamda söyleyecek bir söz yoktur, kendi hesaplarına baksınlar” dedi.

“Burada bir saltanat kültürü var”

Şişli’de yaşananlara bakılmasını isteyen Davutoğlu, eski Şişli Belediye Başkanı’nın yerel seçimlerde CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunu, oğlunun ise yeni Şişli adayının yanına verildiğini kaydetti. Bir de anlaşma, protokol imzalandığına işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Eğer Hayri İnönü belediye başkanı seçilirse sonrasında görevi eski belediye başkanının oğluna devretmek için. Sonra bu ortaya çıkıyor, karşılıklı tehditler şantaj oluyor ve mafya devreye giriyor. Bu tablo nasıl bir tablo? Burada bir pazarlık kültürü var, demokrasi kültürü yok. Demokrasiden önce pazarlık yürütülüyor. Burada bir vesayet kültürü var. Belediye başkanı sen olacaksın, halk seni seçecek ama gizli bir belediye başkanı da eski belediye başkanının oğlu olacak. Vesayet kültürü var. Bakınız, genlerine sinmiş   vesayet kültürü…Burada bir saltanat kültürü var, Cumhuriyet adıyla hiç bağdaşmayan, babadan oğula geçen bir saltanat. Ve burada bir şiddet kültürü var. Tehdit, şantaj ve şiddet kültürü var. Şimdi pazarlıktan, şantajdan, şiddetten, saltanattan demokrasi ve Cumhuriyet çıkar mı, çıkmaz. Şimdi Şişli ölçeğinde bile bunu başaramayanlar, Türkiye ölçeğinde hangi iddiada bulunabilirler, hangi demokratik değeri savunabilirler, hangi özgürlükten, hangi barış siyasetinden bahsedebilirler. Bakın iki ayı dolduruyor, hala Şişli sorununu çözemediler. Çünkü bu sorun konjonktürel sorunu değil, zihniyet sorunu zihniyet…Bunların hiçbir zaman demokratik bir zihniyeti olmadı.  AK Parti ise nerede bir yanlış varsa üzerine gitti, gitmeye devam edecek.”    

Soruşturma Komisyonu’nun dün aldığı kararın bir de hukuki boyutu olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Soruşturma Komisyonu’nun hukuki bir süreç olduğunu vurguladı. Komisyon’un; Başbakan ve bakanların görevleri esnasında görevleriyle ilgili işlediği iddia edilen suçlarla yetkili olduğunu ve konuyu objektif şekilde ele aldıklarını anlatan Davutoğlu, geçen yıl Bakanlar ile ilgili iddialar ortaya atıldığında bakanlık görevlerinden istifa ettiklerini hatırlattı. Kendi talepleri ve AK Parti Grubu’nun iradesiyle Soruşturma Komisyonu kurulduğunu ifade eden Davutoğlu, siyasetin yapması gereken görevin bu olduğunu kaydetti.

Soruşturma Komisyonu bir kez kurulduktan sonra yasal ve Anayasal olarak kendisine herhangi bir şekilde etkide bulunmak ve etkileyecek şekilde ihsası reyde bulunmanın hukuka aykırı olduğunu belirten Davutoğlu, Komisyon’un kendi doğası ve hukuki kuralları içinde işlemesine izin vermek gerektiğini anlattı. Soruşturma Komisyonu’nun nihai kertede mahkemelerde savcıların yürüttüğü bir fonksiyonu yürüttüğünü ve nihai hükmü vermediklerini kaydeden Davutoğlu, sadece bir  iddianame veya o iddialarla ilgili kendi görüşlerini vicdanlarıyla birlikte hukuki norm içinde ortaya koyduklarını söyledi.

“Her gün ihsası reyde bulundular”

“Bir kez daha söylüyorum; biz bu süreç içinde hiçbir şekilde Komisyon’a müdahil olmadık, hiçbir Komisyon üyesine şu veya bu yönde bir telkinde bulunmadık” diyen Davutoğlu, yasaların ve Anayasa’nın getirdiği sorumluluğun da bu olduğunu belirtti.  

CHP ve diğer muhalefetin her gün ihsası reyde bulunduklarını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Eğer bu konu bu kadar açık idi ise niçin Soruşturma Komisyonu’na ihtiyaç hissedildi. Soruşturma Komisyonu çalışırken ihsası reyde bulunmak bir suçtur. Biz AK Parti olarak Soruşturma Komisyonu’nu kurduk. Soruşturma Komisyonu süreci esnasında hiçbir müdahalede bulunmadık, hiçbir şekilde herhangi bir telkinimiz olmadı. Şimdi herkesin Soruşturma Komisyonu’ndan çıkan rapora saygı duyması gerekir ve o raporun detaylarını beklemesi gerekir. Yine aynı şekilde Yüce Meclisimiz bu konudaki nihai kararını  aynı hukuki normlar içinde verecektir. Hiçbir şekilde bu tarz bir müdahale, şu veya bu yönde yapılacak müdahale doğru değil. Soruşturma Komisyonu kendi vicdanıyla, kendi hukuk anlayışı içinde bir karar vermiştir, bu kararın gereğini raporunu vermek suretiyle yapacaktır. Biz AK Parti Grubu ve kadroları olarak bu konuda siyasetin atması gereken adımların tümünü attık. Bunun üçüncü boyutuna ki AK Parti’nin vicdan, ahlak, reform niteliğine dikkat çekmeden önce, çok küçük hesaplar içine girenlerin yürüttüğü bir kampanyaya dikkatlerinizi çekmek isterim;  Tüm bu süreçte Soruşturma Komisyonu kendi kanaatini oluştururken ve yazarken hiçbir şekilde bir baskı altına alınmamışken, şimdi bir şekilde kendi kanaatleri yönünde Yüce Meclisimizi, AK Parti kadrolarını yönlendirme çabası içinde olanlar var. Onların bilmesi gereken şu; AK Parti bir vicdan, ahlak, reform hareketidir.” 

Davutoğlu, 12 yıl içindeki ekonomik başarı hikayesinin arkasında halkın alınteriyle getirdiği vergileri en iyi şekilde emanet olarak koruyup, bunun gereği olarak büyük azimle çalışarak ekonomik hamleyi gerçekleştirmiş olmanın yattığını belirterek,  “Aksi taktirde hiçbir yabancı yardımı olmadan yeni bir doğalgaz, petrol kaynağı da bulmadan, eğer bir ekonomi 230 milyardan 820 milyarlara çıkmışsa, bunun tek bir izahı vardır. O çıkışı ve yükselişi sağlayan kadrolar, halkın kendisine emanet verdiği her kuruşa sahip çıkmışlardır” dedi.

“Gün hesap verme günüdür”

Davutoğlu, Suriye’de kaçakçılarla mücadele sırasında alıkonulan Astsubay Özgür Örs’ün, MİT’in son derece başarılı bir operasyonuyla Türkiye’ye getirildiğini belirtti. Geçmiş olsun dileğinde bulunan Davutoğlu, MİT’i başarılı çalışmasından dolayı kutladı.

Yıl dönümlerinin her zaman muhasebe için çok büyük bir imkan sunduğunu kaydeden Davutoğlu, günlük ve anlık gelişmelerin ötesinde, soğuk kanlı bir şekilde nereden gelindiğini, nereye gidildiğini anlayabilmek için bu yıl dönümlerinin bir vesile olduğunu ifade etti. Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Geçen sene, 2014 Ocak ayındaki ilk grup toplantısını ve o günlerin Türkiye’sindeki tartışmaları gözler önüne getiriniz. O günlerde AK Parti Grubu ve Sayın Cumhurbaşkanımız, AK Parti Grubu’nun Genel Başkanı ve Başbakan olarak, hep beraber tam bir kadro halinde omuz omuza Türkiye’yi 2023’e taşıma hedefi yolunda bıkmadan, usanmadan çalışırken ki siyasetin esası budur, bir başka çevre, bir başka odak, iç ve dış koalisyonlar, Türkiye’ye karanlık bir yıl yaşatma çabası içindeydiler. Düşününüz, geçen sene bu vakitlerde biz TBMM’de çalışırken, ülkemizin her bir santimetrekaresinde faaliyet yürütürken, birileri de 19 Ocak’ta yapacakları TIR’lara yönelik operasyon çalışmaları içindeydiler. Şimdi bunların hepsi ortaya çıktı. Evet, gün hesap günüdür, gün hesap verme günüdür. Bir yıl içinde yapılan her türlü faaliyetin hesabını sorma günüdür. Herkes bilsin biz hesap sorma makamındayız. Millet olarak ve milletin temsilcileri olarak hesap sorma makamındayız. 

Ne yapmak istiyorlardı? Bu odakların, iç ve dış iş birlikçileriyle ve kanatları altına aldıkları muhalefet partileriyle üç hedefleri vardı. Siyasi istikrarsızlık doğurmak, ekonomik krize sebebiyet verecek bir psikolojik ortam hazırlamak, Türkiye’yi uluslararası alanda itibarsızlaştırmak ve mümkünse yalnızlaştırmak.

Şimdi gelin hep beraber, sadece AK Parti Grubu olarak demiyorum, bütün siyasi partiler, bütün milletimiz, bir muhasebe yapalım. Bu hedeflere ulaşabildiler mi ulaşamadılar, ulaşamayacaklar. 

Ama bu hedeflerle neye yöneldiklerini sormak da bunun hesabını hem millet huzurunda hem tarih huzurunda sormak da bizim görevimizdir.”

“Sihirli kelime, demokratik istikrar”

Ahmet Davutoğlu, son 12 yıl içinde Türkiye’nin yükselen bir güç haline gelmesindeki sihirli kelimenin “demokratik istikrar” olduğunu vurguladı.

Yalnızca “istikrar” demediğine dikkati çeken Davutoğlu, “Çünkü otoriter rejimler de istikrar sağlayabilir. Ortadoğu’da bazı rejimlerin, bazı şahsiyetlerin 30-40 yıl iktidarda kalmaları gibi. Bazı demokrasilerde de istikrar olmayabilir. 12 yıldır bizim en büyük başarımız, demokratik istikrardı. Dokuz kez milletin önüne gittik ve her seferinde daha büyük bir destekle milletimiz bize teveccüh gösterdi, iktidar verdi. İşin esası budur” diye konuştu. 

Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Baktılar ki 12 yıl içinde bir başarı hikayesi var. Bunun üzerinde biraz duracağım. Başarı hikayesi… Çünkü bu başarı hikayesi sadece AK Parti’nin değil, sadece Türkiye’nin değil, bütün İslam dünyasının, bütün Türk dünyasının, bütün mazlumların, bütün mazlum milletlerin başarı hikayesiydi. Bu hikayeyi en can alıcı yerinden vurmak için Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya çalıştılar. 2014 Haziranında milletten oy alarak, destek alarak, siyasi meşruiyeti tam da kamilen haiz olarak millete hizmet eden bir kadroyu, karanlık odakların hesapları ile devre dışına itmek istediler. O kadronun Başbakanı’nı ‘dönemin Başbakanı’ diye adlandırarak, Türk siyasi hayatından uzaklaştırmak istediler. 

Ama milletle kucaklaşarak Türk siyasi hayatına girmiş olanlar böyle karanlık komplolarla siyasi hayatın dışına itilebilirler mi? Millet tarih sahnesinde varsa bunun temsilcileri de bu tarih sahnesinde olmaya devam edecektir. Ne yaptılar? 30 Mart seçimlerine giderken, bir şekilde koalisyonlarla şu hedefi gözettiler; ‘AK Parti dışında kim güçlüyse ona oy verin.’ Son derece güçlü koalisyonlar oluştu. Hep beraber çalışarak geldiler ama 30 Mart’ta milletimiz bu oyunu bozdu. Siyasi istikrar için demokratik istikrar için siyasi meşruiyet için ama en önemlisi de milli iradeye sahip çıkmak için fevç fevç sandıklara gitti milletimiz ve dersini verdi. 10 Ağustos’a giderken, bu kez Cumhurbaşkanılığı seçimi ki tarihimizde onur seçimidir, ilk defa halkımız kendi iradesiyle doğrudan Cumhurbaşkanı’nı seçmiştir, o zaman da ‘çatı adayı’ formülleriyle, ‘Acaba AK Parti dışında bir kompozisyonla, yeni bir siyaset mühendisliği yapabilir miyiz’ çabası içine girdiler. Yanıldıkları nokta bu. Siyaset, mühendislikle olmaz. Siyaset ruhla olur, inançla olur, azimle olur, ahlakla olur, vicdanla olur. İşte yanıldıkları nokta bu.”

“Bu oyunları bozan AK Parti Grubu’nun sağlam yapısıdır”

Geçmişteki askeri darbe dönemlerinde olduğu gibi bir takım odalara kapanarak mühendislik yapılmaya çalışıldığını ve başarısız olduklarını ifade eden Davutoğlu, “Bu başarısızlığın sonucunda aslında, ‘Acaba siyasi istikrarsızlığı nereden tahrik edebiliriz’ diye yeni arayışlar içine girdiler. Hala bu arayışlarını sürdürüyorlar. Ama bir yıl sonra, geçen sene bu hesaplar yapıldıktan sonra, bu sene başında gür bir sesle diyoruz ki ‘Elhamdülillah. Millet, milli iradeye sahip çıkmıştır, AK Parti bu emaneti taşıma kararlılığını göstermiştir” dedi. 

AK Parti kadrolarına ve AK Parti’ye oy veren her bir seçmene şükranlarını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AK Parti’ye oy vermemiş olmakla birlikte sandığa gidip demokrasiye sahip çıkan seçmenlere de teşekkür ediyorum. Milletimize takdirlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Ama AK Parti Grubu’nun her bir mensubuna da Meclis Grubumuza da tek tek teşekkür ediyor, bağrıma basıyorum Çünkü, bütün bu oyunları bozan AK Parti Grubu’nun sağlam yapısıdır. 2002’den beri, her türlü tuzağa karşı bizim en büyük dayanağımız millet, en büyük güç desteğimiz AK Parti Grubumuz olmuştur. Her zaman birliğini, beraberliğini korumuş, her oyunun karşısında, oyun ve tuzak kuranlara karşı inadına birlik, beraberlik ve siyasi hedef doğrultusunda azimle çalışma kararlılığı göstermiştir.

Türk siyasetinin ileride bir tarihçesi yazıldığında emin olunuz AK Parti Grubu’nun her bir ferdi, ismini altın harflerle bu siyasi tarihe yazdıracaktır. Demokrasi tarihimizde hiçbir grup, sizler kadar birlik ve beraberlik içinde olmamış, hiçbir grup sizler kadar darbe ve vesayet teşebbüslerine karşı milli iradeye sahip çıkmamıştır. AK Parti Grubu’nu ve şimdiye kadar AK Parti Grubu’nda görev yapmış olmakla birlikte şu anda Meclis çatısı altında olmayan bütün milletvekillerimizi şükranla selamlıyorum.”

“Allah’a ve millete sığındık”

Başbakan Davutoğlu, 30 Mart’ta hiçbir telaşa, paniğe kapılmadan, hep beraber alanlara indiklerini, gitmedikleri il ve ilçe kalmadığını, Allah’a ve millete sığındıklarını anlattı. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bir kez daha bütün bir alanı tek tek dolaştıklarını belirten Davutoğlu, “Sayın Cumuhurbaşkanımız hem kendi kampanyasını yürüttü ama her birimiz de bu kampanyanın arkasında durduk. Şimdi de AK Parti Genel Başkanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı değişimi sonrasında, bütün bu kritik süreçlerden alnımız ak çıktıktan sonra, son 4 aydır, yine milletimize sığınmak üzere her hafta sonunu, hafta arasını bir ilimizde geçiriyoruz” dedi. 

Şu ana kadar 35 ili ziyaret ettiğini, kongrelere katıldığını kaydeden Davutoğlu, yalnızca Aralık ayında 15 ile gittiğini söyledi. Davutoğlu, bu illerin içinde Van, Eskişehir, Edirne, Trabzon, Rize, Adana, Nevşehir, Osmaniye, Hatay ve Gaziantep’in de bulunduğunu, vatandaşlarla göğüs göğüse, omuz omuza, gönül gönüle sarıldıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

“Benim bu bir ay içinde hissettiğim şey şudur: Milletimiz arkamızdadır, yanımızdadır ve milletimiz önümüzdedir, Milleti arkasına alanlar, milletin arkasında yürüyenler tarih ve siyasette hiçbir zaman mahçup olmazlar.

Biz doğudan batıya, kuzeyden güneye, bütün Anadolu ve Trakya’yı bir ay içinde harmanlarken, muhalefet liderleri ne yaptılar? Sayın Kılıçdaroğlu galiba sadece İzmir ve İstanbul’a gitti. Sayın Bahçeli de bizim teşvikimizle gittiği Tunceli dışında herhangi bir ziyaret yapmadı. Aramızdaki fark bu. Biz iyi veya zor günde, mutlu veya kritik süreçlerde hep milletle beraber olduk. Hep milletle beraber olacağız hep milletle birlikte bu tarihi yürüyüşe devam edeceğiz.

Demokratik istikrarın teminatı AK Parti Grubu’dur. İnşallah 2015 Haziranına giderken demokratik istikrar güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz.”

“Hiçbir Avrupa ülkesinde böyle bir başarı hikayesi yok”

Ahmet Davutoğlu, Türkiye’de ekonomik kriz çıkarmak isteyenlerin, “kara haber tellallığı” yaptıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

“Ne haberler çıkardılar geçen sene. 17-25 Aralık olaylarından sonra, 19 Ocak’tan sonra ne haberler çıkardılar. ‘Ekonomik kriz kapıda. Her an Türkiye krize girebilir’ dediler. Kara haber tellallığı yaptılar. Paralel çete, onun uluslararası teşvikçileri ve yurt içindeki iş birlikçileri… Hep kara haber üretmeye çalıştılar. Ama ne oldu? Gelin bir senelik bir ekonomik muhasebe yapalım.

Yeni bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. Bu bütçe bir başarı hikayesidir. Çünkü bütçe açığının GSMH’ya oranı Maastricht kriterinin çok altında, yüzde 3’ün çok altında, yüzde 1’lerde seyretti. Üçüncü çeyrekte yüzde 0,5’e indi. Başka hiçbir Avrupa ülkesinde böyle bir başarı hikayesi yok. Yine bu anlamda kamu borcunu GSYH’ya oranını, yüzde 70’lerden yüzde 33’lere indirdik. Bu İtalya’da yüzde 133 mesela. Bir çok ülkeden çok daha performansı yüksek bir bütçe ve bu çerçevede makro ekonomik dengelere sahip olduk.

Dün sabah dahi, bir karamsar tabloyla karşılaşacağını düşünenler, bunun hesabını yapanlar, iki haberle ekonomimizin sağlamlığı konusunda şok yaşadılar. Bir, enflasyon yüzde 0,44 düşüşle 8,17 seviyelerine indi. Bu, son 2,5 yılın en düşük oranıdır. ÜFE’de ise yüzde 0,76 düşüşle, yüzde 6,6’ya indi. Enflasyonda iniş trendi devam edecek. Ama bunun kadar önemli olan İstanbul Borsası’nın 86 bin 463 ile son 2 yılın rekorunu kırmış olması.

Eskiden böyle bir siyasal tartışma gündemde varsa, borsa çöker, enflasyon tırmanır ve ekonomi siyasi çalkantılara mahkum hale gelirdi. Halbuki bu iki rekor ‘Türk ekonomisinin sağlamdır’ diye ispat etti. Bir yıl önce kriz senaryoları üretenler ki bu senaryolar cari açık üzerindendi. Cari açık 10 yıl içinde yüzde 37 düştü. Beklediklerinin aksine, ithalatın ihracatı karşılama oranı yüzde 70’lere geldi. Artık Türk ekonomisi her zamankinden daha dayanıklı her zamankinden daha güçlüdür.”

“Demokratik haklar konusunda olağanüstü hamleler yaptık”

Davutoğlu, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, CHP, MHP ve diğer muhalefet partileri ile kamuoyunu yönlendirme çabası içinde olanların halktan yana görünerek, güya yolsuzluklara karşı mücadele görüntüsü altında, tekrar yeni bir milli irade gasbına yönelmeye çalıştıklarını söyledi. 

Geçen 12 yıl içinde 3 alanda; yasaklara, yolsuzluğa ve yoksulluğa karşı savaş ve seferberlik ilan ederek yola çıktıklarını belirten Davutoğlu, “Elhamdülillah yasakları birer birer kaldırdık, kültürel haklar konusundaki yasakları kaldırdık, gayrimüslim azınlıklarla ilgili yasakları kaldırdık, başörtüsü yasağını kaldırdık. Demokratik haklar konusunda olağanüstü hamleler yaptık, yapmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Yoksullukla mücadele konusunda, bütün dünyada takdir toplayan büyük bir başarıya imza attık. Yolsuzluklarla ilgili en net tedbirleri AK Parti aldı. Baştan itibaren yolsuzluklara sebebiyet verecek bütün odakları ve kaynakları kuruttuk ve bir çok kanundan başlamak üzere, bu konuyla ilgili doğrudan bir çok kanunlarda yaptığımız devrim mahiyetindeki çalışmalarla yolsuzluklara karşı gerçek mücadele ettik. Her alanda devrimci bir reform zihniyetiyle hareket ettik, statükoya teslim olmadık. Bu mücadeleyi kararlı bir şekilde yürüttük. Ama bu mücadele üzerinden birileri, eğer AK Parti içinde tartışma çıkarmak isterse, bizim alacağımız kararları şu veya bu yönde etkilemek isterlerse, onlara vereceğimiz cevap açıktır. Dördüncü Murad’a atfedilen çok güzel bir söz vardır, bizim toroslarda, ovalarda tekrar edilir: “Geçme namert köprüsünden ko götürsün su seni, yatma tilki gölgesinde ko yesin aslan seni.” Sureti halktan görünerek, tilki hesabı içinde, küçük hesaplarla, AK Parti kadroları üzerinde birtakım çalışmalar ve yönlendirmede bulunmak isteyenler bilsinler ki biz namerdin köprüsünden hiç geçmedik. Biz bütün bu siyasi mücadelede, aslanlara karşı mücadele ettik. Ama tilkilerin gölgesine hiç sığınmadık. Kendi mücadelemizi kendimiz veririz. Ahlak ve vicdan hareketi olarak doğmuş olan, AK Parti’nin lekelenmesine kesinlikle izin vermeyiz. 

Tarih, insan topluluklarını değişik şekillerde sınar. AK Parti son 12 yıl içinde büyük sınavlardan geçti. Birliğini bozmadı, kararlılığını hiç eksiltmedi, azmini hiç kırmadı. Yoluna hep kendi tayin ettiği şekilde devam etti. Hiç bir zaman dış etkilerden gelen tehditlere boyun eğmedik, dolaylı veya doğrudan gelebilecek telkinlere karşı da hep gönlümüzü kapalı tuttuk. Milletimiz de bizi hiç bir zaman arslanlara yem etmedi. Biz arslanlara karşı mücadele ettik ama arkamıza milletimizi alarak mücadele ettik. Kimse, AK Parti’ye dönük olarak vicdan ve adalet çağrısında bulunamaz. AK Parti, siyasette vicdanın ta kendisidir, adaletin ta kendisidir, reformun ve yolsuzluklarla mücadelenin de ta kendisidir. Neyi, ne zaman yapacağımıza biz karar veririz. Hangi tedbiri ne zaman alacağımıza biz karar veririz. Hiç kimsenin küçük tilki hesaplarıyla yönümüzü, istikametimizi değiştirmeyiz.”

Dört eski bakanla ilgili komisyon kararı

Başbakan Davutoğlu, Soruşturma Komisyonu’nun objektif raporuna ve Meclis’in takdirine saygı duyduklarını, bu süreçte ve bundan sonra kaldıkları yerden yollarına kesin bir kararlılıkla devam edeceklerini kaydederek, “Hem de tek bir yürek olarak devam ederiz, tek bir topluluk olarak, tek bir gönül olarak, tek bir ruh olarak yolumuza devam ederiz” dedi. 

“Kimse AK Parti üzerinde oyun oynamaya kalkmasın” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü, AK Parti sadece Meclis grubumuzdan oluşan bir hareket değildir. AK Parti sadece 9 milyonu aşan üyelerimizden oluşan bir hareket değildir. AK Parti sadece bize oy veren yüzde 50’yi aşan seçmenlerden oluşan bir hareket değildir. AK Parti tarihin derinliğinden gelip, ebediyete doğru yürüyen işte Sarıkamış şehitlerimizin de ruhlarının içinde olduğu bir ruhun bu dönemde tecessüm etmiş şeklidir. AK Parti, ‘bize al bayrak gönderin’ diyen evladı fatihanın bugünkü siyasi adıdır. AK Parti, ‘bize yardım edecek kimse yok mu?’ diyen Gazze’linin, Somali’nin dönüp baktığı merhamet hareketinin adıdır. AK Parti Arakan’da secdeye kapanıp dua eden Müslümanların duasıdır. AK Parti açlıkla mücadele eden Afrika’daki mazlumların duasıdır. AK Parti, ‘Orhun anıtlarına nasıl ulaşacağım’ diyen, ata yurdundakilerin duasıdır. AK Parti milletimizin yüzyıllar süren, o güzel yürüyüşünün bugünkü halidir, ve geleceğe doğru yürüyen kararlı topluluğun ismidir. Biz bu hareketin şu veya bu şekilde lekelenmesine izin vermeyeceğimiz gibi, bizim kendi kendi çizdiğimiz istikamette, reformcu adımlarımızı aynı kararlılıkla sürdürme konusunda da hiç şüpheniz olmasın tedbirlerimizi aldık ve bundan sonra da bu tedbirleri adım adım uygulayacağız. 

Her hafta bir reform hamlesini sizlerle, kamuoyumuzla paylaşacağız.  Bunun içinde istihdamın yaygınlaştırılması reform paketi de var, aile ve çalışma hayatının uyumlaştırılması reform paketi de var. 25 sektörel öncelikli program alanında tek tek reform paketleri var. Kayıtdışı ekonomiyi kontrol altına alma reform paketi de var, şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele reform paketi de var. Onlar kendi küçük hesapları içinde rüya görmeye devam etsinler. Milletimiz tarihi rüyasını AK Parti’de tecelli etmiş olmanın huzurunu duyuyor. Onlar kendi hayal alemlerinde küçük hesaplarına devam etsinler. Biz tarihi yürüyüş içinde büyük hamlemizin kararlı adımlarına devam edeceğiz. Herkes bilsin ki AK Parti, Türkiye’de ahlakın ve vicdanın siyasi adresi olmuştur ve olmaya devam edecektir. Yine herkes bilsin ki demokratik istikrara dönük olarak kim ne hamle yaparsa yapsın, onun karşısında dimdik durmaya da kararlıyız.”

“Bizim tarihe karşı ödenecek bir borcumuz var”

Başbakan Davutoğlu, 2015 Haziran’ına giderken bir çok koalisyonlar kurabileceğini belirterek, “İl ve ülke bazında değişik hesaplar içine girebilirler. Ama biz geçmişte çok hesabı bozduk, bundan sonra da çok hesabı bozarız. Çünkü nihai hesabı kesecek olan sadece millettir, sadece tarihtir” dedi. 

Gelecek süreç içinde, birliği ve beraberliği koruyarak, aynen geçmiş kritik süreçlerde olduğu gibi, bu birlik ve beraberlikten aldıkları güçle, milletle yollarına devam edeceklerini kaydeden Davutoğlu, “Her biriniz, aslında milletimizden gelen bu kadim kültürün, vicdanın, adaletin bugün buradaki temsilcilerisiniz. Bugün her zamankinden daha kararlı bir şekilde, her zamankinden daha gür bir sesle, AK Parti olarak milli irade demeye devam edeceğiz, milli iradeyi tarih sahnesinde hakim kılmaya devam edeceğiz. Önümüze çıkabilecek engellere karşı, hiç şüpheniz olmasın tek bir yürek olarak, bu engelleri aşma yönünde de hiç bir tereddüt göstermeyeceğiz. Çünkü bizim millete karşı verilmiş bir sözümüz, tarihe karşı ödenecek bir borcumuz var. Allah bu emaneti ve sözü yerine getirme gücünü, tarihe karşı üstlendiğimiz bu sorumluluğun gereğini yapma gücünü bize lütfetsin, bu yolda yolumuzu açık eylesin. Allah’a emanet olun” diye konuştu.

“Sayın Bahçeli kendi dönemini hatırlasın”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşmasına değinen Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Sayın Bahçeli kendi dönemini hatırlasın. ‘Yolsuzluk’ dediği anda biz 2001 krizini hatırlatırız. O krize giden hortumlanmaları, o krize doğru yaşanan gelişmeleri, bir gecede yüzde 7 binlere çıkan faizleri hatırlatırız. Eğer bir ekonomi 230 milyar dolardan 820 milyar dolara küresel krize rağmen gelmişse ve bu geliş yurt dışından gelen birtakım desteklerle olmamış sadece ve sadece milletimizin alın terinin ürünü olan vergi gelirleriyle olmuşsa işte bu ekonomi ak bir siyasetin elinde bu başarıyı gerçekleştirmiştir. Bizim bu anlamda ekonomik kriz bekleyenlere cevabımız açık ve nettir; daha çok beklerler. Biz milletin duasını, halkımızın güvenini ve en önemlisi de bu  toprakların bereketini temsil ediyoruz, bereketini.”

“Son bir yıl içinde Türkiye’yi uluslararası alanda itibarsızlaştırma ve yalnızlaştırma” gibi hedefler bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Hatta bunu one minute kadar götürebilirsiniz. 4 yıldır uluslararası medyanın her türlü karalama kampanyasıyla karşı karşıya kaldık. Başka ülkelerde olan olayları görmeyen uluslararası medya bizdeki en küçük olayı canlı yayınlarla vermeyi neredeyse alışkanlık haline getirdi. Bir anda sanki düğmeye basmışcasına uluslararası medya, bugünlerde yazı yazan paralel çetelerin sözcüleri, içerideki işbirlikçileri, dışarıdaki teşvikcileri harekete geçtiler. Tek hedefleri vardı bir başarı hikayesini karalamak. Neden? Bu biliyor musunuz? Soğuk savaştan bu yana İslam dünyası otoriterleşme, diktatörleşme ve terörle itham edilerek hep bir kara dünya olarak takdim edildi. 90’lardan beri bu böyledir. Bir hikaye bütün bu algıyı bozdu. Türkiye’de AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte oluşan başarı hikayesi, sadece Türkiye’nin değil, karalanan İslam dünyasının ve tarihte başarı gösteremeyeceğine inanılan mazlum milletlerin hepsinde bir umut, bir ümit ışığı, bir özgüven uyandırdı.

İşte son yıllarda bize karşı yöneltilen uluslararası operasyonların arkasında bu başarı hikayesini karalama çabası var. Yükselen bir güç olarak Türkiye’nin alternatif bir yol oluşturma çabasını engelleme gayreti var. Onun için bu bir yıl içinde iki iddia sürekli gündemde tutuldu. Türkiye’de otoriterleşme eğilimi var ve Türkiye uluslararası teröre destek veriyor iddiaları. Neden biliyor musunuz? Onların aklına Müslümanlık deyince sadece bu iki şey geliyor. Otoriterleşme ve terör. Biz ise aksine otoriterleşmeye karşı Türkiye’deki en büyük demokratik reform hareketinin sözcüsü olduk. 12 yılda gerçekleştirilen demokratikleşme faaliyetlerine, Türkiye’de demokratikleşme faaliyetleriyle sağlanan hak ve özgürlüklerin düzeyine bakınız. Bütün bunlar aslında Türkiye’nin başarı hikayesinin dışarıya yansımaları, etkileriyle ortaya çıktı. Bize karşı hep bu kampanyaları sürdürdüler. Bundan sonra da sürdürmeye çalışacaklar.”

“AK Parti yıpratılmaya çalışılıyor”

Arap baharına değinen Davutoğlu, “Arap baharında ister Mısır’da Tahrir Meydanı’nda ister Suriye’de Hama’da, Humus’ta ister Libya’da Bingazi’de sonradan bastırılan o gençler var ya o gençler önlerinde AK Parti başarı hikayesini görerek hak ve özgürlük adına yola çıktılar” diye konuştu.

Davutoğlu, bütün bu uluslararası medya operasyonlarıyla bir başarı hikayesini karalayarak, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da ve bütün dünyada yükselen bir değer olarak AK Parti’nin yıpratılmaya çalışıldığını vurguladı. Davutoğlu,  “Onlar ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar biz her gittiğimiz yerde biliyoruz ki Somalili’nin kalbinde de AK Parti var, al bayrak var. Gazzeli’nin, Filistinli’nin, Bosnalı’nın, Suriyeli’nin kalbinde de al bayrak var. O al bayrağı o kalplere nakış nakış işleyen de AK Parti’nin dış siyaseti olmuştur” dedi.

“Türkiye yalnızlaşıyor” şeklinde iddialar bulunduğu belirten Davutoğlu, son bir ayda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, İngiltere Başbakanı David Cameron’un, İtalya Başbakanı Matteo Renzi’nin, ABD  Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın, Irak Başbakanı Haydar Abadi’nin Türkiye’yi ziyaret ettiğini söyledi.

Suriye, Yunanistan, Irak ve Rusya ile yüksek düzeyli işbirliği konseyi toplantıları yapıldığını anımsatan Davutoğlu, Avrupa’da diplomasi trafiğinin son derece azaldığı bir ayda, Aralık ayında bu kadar yoğun ziyaretçinin Türkiye’ye geldiğini kaydetti.

Kendisinin Almanya, İngiltere ve İsviçre’ye ziyaretlerde bulunacağını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Afrika turuna çıkacağını bildiren Davutoğlu, “Nakış nakış dünyanın her yerine bu siyasetimizi anlatmak üzere yola çıkmaya, yorulmadan, bıkmadan dünyanın her yerinde al bayrağı dalgalandırmaya devam edeceğiz” diye konuştu.