AK Parti Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine, dün gece gerçekleşen kabine revizyonuna ilişkin değerlendirmede bulunarak başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, atanan 3 yeni isme de başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
”Dün gece hem bir bakanlığımızı 2’ye böldük, 3 yeni bakan ataması yaptık. Kabinemizinde birlikte mesai yürüteceğimiz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’a başarılar diliyorum.
Artık genel merkezimizde, Meclis grubumuzla, kabinimizle tüm teşkilatımızla 2023’e odaklanmamız gereken bir döneme girdik. Bundan sonrasının daha kolay olacağını biliyoruz.
Kuruluş döneminden sonra Cumhuriyet döneminin en üretken ve verimli 20 yılını yaşadık. Türkiye büyüdükçe karşısına çıkan tuzakların, saldırıların çağının da büyüdüğünü görüyoruz.
Partimize yönelik kapatma davasından gece yarısı bildirisne pekçok haksız, hukuksuz çirkin tezgaha maruz kaldık. Her saldırıya cevabı geriye çekilerek değil, daima ileri atılarak verdik.
MENDERES BENZETMESİNE TEPKİ
Çıkmış bir ahlaksız benim akıbetimi de Menderes’in akıbeti gibi olabileceğini söylüyor. Be ahlaksız be edepsiz, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Biz ölümden korkmadık. Siz ölüm dendiği zaman kaçacak delik arayanlardansınız. Yani Menderes’in akıbetinden memnun mu oluyorsunuz? O akıbeti de arayanlar da sizdiniz. Boşuna uğraşmayın.
EMEKLİ AMİRALLERİN BİLDİRİSİ
Bu ülkede bu adkıl hocalarına yer ve yol kalmayacak. Gerekirse baş verip baş eğmeyen bir millet olarak bugün de önceliğimiz istiklalimizdir.
128 MİLYAR DOLAR TARTIŞMASI
Ortada gerçekten 128 milyar doların akıbetini anlama arayışı olmadığı için söylenen sözlerde doğru olan hiçbir şey yoktur. Ne rakam doğru ne de rakama yüklenen anlam doğru. Baştan sonra yanlış, tam anlamıyla cehalet. Bırakınız 128 milyar doların ne olduğunu, nasıl yönetildiğini, 128 tuğlayı üst üste koymuşluğu dahi yok olan Kılıçdaroğlu, kalkmış bunları konuşuyor.
Aslına bakarsanız ortada 128 milyar dolar diye bir rakam, gerçekle ilişkisi olan bir rakam yok. Merkez Bankası işlemleriyle ilgili analizi hangi tarihten başlattığınıza ve hangi tarihte sona erdirdiğinize bağlı olarak pek çok farklı rakamla karşılaşabilirsiniz. Piyasa dediğimiz bu dinamik sistemde yüz milyonlarca dolar el değiştirdi. Bunların önemli kısmı da MB üzerinden değiştiği için de rakam her zaman yenilenip büyüyor.
Bu soruyu soranların amacı gerçekten Merkez Bankası rezervlerindeki değişimi öğrenmekse, bunun yolu çok kolay. CHP’nin içinde, az buçuk bilanço okumayı bilenler varsa, Merkez Bankası, BDDK ve Strateji Bütçe Başkanlığımızın herkese açık olan internet sitelerindeki verilere bakarak, bu hesabı kolaylıkla çıkartabilirler. CHP’ye bir uzman gönderelim açıklasınlar.
Meselenin aslı şudur, Merkez Bankası 2019 ve 2020 yılllarında küresel ekonomide yaşanan gelişmeleri ve salgının yol açtığı zorlu süreci yönetmek için ciddi döviz işlemlerini yürütmek zorunda kaldı. Böyle dönemlerde vatandaşlarımızın yatırımları döviz ve altın olarak gerçekleşti.
”128 MİLYAR DOLAR BUHAR OLMADI”
Son iki yılda, Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur. Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak, tasarruf tercihlerinde değişikliğe gitmiştir. Gördüğünüz gibi, sadece 4 kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı.
CHP Genel Başkanı dün çıkmış, ‘Bu 128 milyar dolarla şunlar yapılırdı, şunlara şu kadar para dağıtılırdı’ diye kürsüden atıp tutuyor. Bu zat herhalde, bu 128 milyar doların kendi cebindeki bir para olduğunu, istediği yere istediği gibi keyfince dağıtabileceğini sanıyor. Nereye harcandı diye yaygarası yapılan 128 milyar dolar, ne buhar olmuştur, ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş, ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır.
Merkez Bankası rezervini 27,5 milyar dolardan 135 milyar dolara çıkartan da bizdik. Bu rezervi turşusunu kurmak için değil, ülkemizin ihtiyaç duyduğunda kullanması için büyütmüştük; o günler geldiğinde de kullandık. Türkiye son iki yılda, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir döviz talebiyle yüz yüze kalmıştır. Buna rağmen ülkemiz, talebin hepsini de karşılamayı başarmıştır. Eğer biz döviz üzerinde yoğunlaşan talebi tereddütsüz karşılamamış olsaydık, yani kontrolü ele almasaydık, işin ucunun nereye kadar varabileceğini, 1994 ve 2001 krizlerine bakarak az çok görebiliyoruz.
Üstelik Merkez Bankası bu işlemleri yaparken zarar bir yana, son iki yılda 98 milyar lira kar etmiş ve bunu da hazineye aktarmıştır.