Erdoğan, cuma namazını kıldığı Üsküdar’daki Hazreti Ali Camisi’nden ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyonlarda birçok şeylerin konuşulduğunu dile getirerek, Cumhurbaşkanı olarak yetki alanlarını bildiğini vurguladı.
Bu yetki alanlarını da sonuna kadar kullanmak durumunda olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Zaman kaybetmenin peşinde olmadım, olmayacağım. Nedir bu? Ben en fazla milletvekiline sahip olan siyasi partinin genel başkanına görevi verdim ve iki siyasi partiyle ciddi bir süreci geçirdiler. Netice alabildiler mi? Alamadılar. Şimdi Anamuhalefet Partisi’ne yetki verilmeli. Tamam da biz şimdi bunlarla bu görüşmeler yapılmış. Anamuhalefet Partisi’nin başındaki zat, ‘Ben Beştepe’yi tanımıyorum. Beştepe kaçaktır. Beştepe’ye gitmem’ bütün bunları söylerken şimdi ben Beştepe’yi tanımayanı, Beştepe’nin adresini bilmeyeni, Beştepe’ye niye çağırayım ki? Bütün bu gerçekler ortada, zaman kaybetmeye gerek var mı? Yok.
Böyle bir şartla da ortada bir vaka var. Nedir? Cumhurbaşkanı ülkeyi seçime götürebilir mi Anayasa’ya göre? Götürebilir. Bunlar maddede çok açık, net var mı? Var. Öyleyse şu anda Cumhurbaşkanı olarak, zaten pazartesi bu işin 45 günü sonu ve bu 45 günün sonunda ben tekrar Meclis Başkanımla bir görüşme daha yapacağım ve bu görüşmeyi yaptıktan sonra da hayırlısıyla ülkemizi bir erken seçime götüreceğiz. Erken seçime de götürürken de burada önemli olan bir şey daha var kimi görevlendirirsem, kimi yetkilendirirsem, görevlendireceğim kişi de burada seçim hükümetini parlamento içinden gerekirse parlamento dışından da almak suretiyle bu kabineyi oluşturup ve bu kabineyle de biz seçime gideriz. Şu andaki süreç budur.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim güvenliği noktasında da silahlı kuvvetlerin, polislerin bütün tedbirlerini aldığını kaydetti.
Yüksek Seçim Kurulu’nun atılması gereken adımlarla ilgili bütün çalışmalarını yaptığını anlatan Erdoğan, “Biliyorsunuz seçimle ilgili takvim şu anda açıklandı, açıklanıyor. Dolayısıyla bu süreç içerisinde de kim ön seçim yapacaksa kim normal süreç içerisindeki hazırlıklarını nasıl yapacaksa bu hazırlıkların hepsini yapacak ve ona göre de şu anda açıklanan tarih 1 Kasım. 1 Kasım’da da inşallah Türkiye, ben tekrar seçim diyorum, tekrar seçimi yaşayacaktır” diye konuştu.
“Artık taviz veremeyiz”
7 Haziran seçimlerinin aslında bir umut olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ama öyle oldu ki seçimden sonra maalesef arzu edilmeyen çok çok çirkin olaylar, yani demokrasinin çok daha güçlü bir hale geleceği, ülkemizde çok daha farklı şekilde taçlanacağı beklenirken, tam aksi olaylar oldu. Biliyorsunuz 6-7-8 Ekim olayları bu sürecin en talihsiz gelişmeleriydi. 50 kişi o zaman öldü ve burada bir şey dikkati acımasızca çekiyordu. Öldürülenler Kürt vatandaşlarımızdı ama öldürenlerin de Kürtler olması manidardı. Ülkede farklı bir sürece doğru gidildi. İşte Diyarbakır’da 15 yaşındaki Yasin Börü, 3. kattan atılmak suretiyle, üzerinden araba geçirilerek şehit edildi. O süreçte bunları yaşadık.”
Bundan sonra devletin, milletinin huzuru ve refahı için üzerine düşen görevi yapmak durumunda olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere tüm güvenlik güçlerimiz, emniyet teşkilatımız hep birlikte, burada ne geliyorsa elimizden bunu sonuna kadar yapmakta kararlıyız. Artık buralardan taviz veremeyiz. Şunu da açık olarak söylemek istiyorum. Bir defa halkımız kendi içindeki bu bölücü terör örgütü mensuplarını da ayıklamak durumundadır. Gerekirse bunları güvenlik güçlerine haber vermek durumundadır. Bölücü terör örgütünün mensupları bunların arasına karışmak suretiyle, buralara dezenformasyon yapmak suretiyle kalkıp da halkı kandırma yoluna gitmenin artık sınıra dayandığını herkes bilmelidir. Kimse artık bu yalanları yutmuyor.”