Doç. Dr. İsmet Özaydın, sanıldığının aksine çok yemek yemenin daha fazla acıkmaya neden olacağını söyledi. Düzce Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmet Özaydın, Ramazan ayında beslenme konusu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Ramazan ayında vücudumuzun ihtiyacı olan temel besin maddelerinden yeterince tüketmemiz gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. İsmet Özaydın, “Özellikle protein içeren gıdalar alınmalı, aşırı karbonhidrat ve yağlardan kaçınılmalıdır. Posalı gıdalar fazla tüketilmeli; mide, bağırsak sisteminin rahat çalışması sağlanmalıdır. Protein için özellikle yumurta ve kırmızı et tercih edilmelidir. Sanıldığının aksine çok yemek yeme daha fazla acıkmamıza sebep olur. Mide genişleyeceği için daha fazla açlık hormonu salgılanır ve daha çok acıkırız. Aşırı yağlı ve karbonhidratlı gıdalar sonrasında mide asit salgısını ve safra salgısını aşırı artıracağı için yemek sonrası sindirim bozukluklarına ve mide ağrılarına sebep olabilir. Ayrıca insülin salınımı ve insüline dokuların ve organların cevapsızlığı sonucu aşırı kilo alımıyla birlikte şeker hastalığı ortaya çıkabilir” dedi. SOFRADAN DOYMADAN KALKIN Doç. Dr. Özaydın, “Yemek yeme alışkanlığı Ramazan ayında yanlış bir hale dönüşmektedir. İftar ve sahurda aşırı gıda tüketilmesi vücuda ciddi yük binmesine sebep olmakta, acil servisler aşırı yemek yemeye bağlı sindirim problemi olan ve kalp krizi geçiren hastalarla dolmaktadır. Halbuki yemek yeme olayı geniş bir zaman dilimine dağıtılsa vücut bunu daha rahat tolere eder. Uzun bir süre açlıktan sonra aşırı gıda alımı, vücuda özellikle gastrointestinal sisteme yük binmesine sebep olur. Özellikle kızartmalar, salamuralar ve aşırı alınan karbonhidratlar ciddi sindirim bozukluklarına sebep olur. Mümkünse sofradan tam doymadan kalkmalı ve ara öğünler yapılmalıdır. Şu unutulmamalıdır ki posalı gıdalar, sebze yemekleri, salatalar ve hurma gibi meyveler daha az acıktırır” şeklinde konuştu. REFLÜSÜ OLANLAR NE YAPMALI? Ramazan ayında reflüsü olan hastaların yediklerine, içtiklerine ve yatma zamanlarına çok dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. İsmet Özaydın, kızartmalar, salamuralar ve aşırı yağlı gıdaların tüketilmemesine vurgu yaptı. Ayrıca kahve ile çayın mide ve yemek borusu arasındaki kapının çalışma sistemini bozduğu için reflüyü arttıran içecekler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özaydın, bu içeceklerin sahurda kesinlikle içilmemesi uyarısında bulunarak, sahurdan sonra hemen yatılmaması ve yatağın baş kısmı ile yastığın yükseltilmesi tavsiyelerinde bulundu. Doç. Dr. İsmet Özaydın, tiroit hastalarının hormon düzeylerinin normal seyretmesi durumunda oruçlarını rahatlıkla tutabileceğini, hormon dengesizlikleri varsa bir endokrinoloji veya genel cerrahi polikliniğine başvurması gerektiğini belirtti. BAĞIRSAK TEMBELLİĞİNE DİKKAT Ramazan ayında bağırsak tembelliğini önlemek için alınabilecek tedbirlerden bahseden Doç. Dr. Özaydın, “En güzel önlemler bol sebze ve meyve tüketilmesidir. Özellikle yeşil sebzelerden yapılan salatalar, meyve olarak da kayısı, üzüm, kiraz gibi bağırsak hareketini arttıran meyveler tercih edilmelidir. Bunlara ek olarak bol hareket etmek, mide bağırsak sisteminin de hareketini arttıracaktır” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. İsmet Özaydın, “Ramazan ayı vücudumuzu ve ruhumuzu dinlendirerek kendimizi yenilediğimiz ay olması gerekirken aşırı ve kontrolsüz gıda tüketerek kendimize zulmettiğimiz ay haline dönüşüyor. Çok yemek yemenin acıkmayı ve iştah hormonunu daha çok arttırdığını unutmamalıyız. Hareket etmeyi, hareketsizliğe tercih etmeliyiz” diyerek sözlerine son verdi.