Yıllardır organik tarım hayali kuran, çocukluk arkadaşı gemi makineleri mühendisi Ferhat Abul, endüstri mühendisi Kerim Gököz, makine mühendisleri Hüseyin Ödemiş ve Ali Baran Küçükkara, hayallerini gerçekleştirmek için adım attı.
Üçü İstanbul’da, biri de yurt dışında görev yapan mühendisler, uzun bir araştırma sürecinin ardından geçen yıl Bursa’nın Orhangazi ilçesine bağlı kırsal Mahmudiye Mahallesi’nden 15 dönüm araziyi satın aldı.
Yıllardır atıl kalan arazide toprak ve su analizi yaptıran mühendisler, bölgeye en uygun tarım ürününün yaban mersini olacağını belirledi.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle arazinin büyük bölümüne geçen yıl ekim ayında yaban mersini eken arkadaşlar, tarlanın kalan kısımlarında farklı ürünler de yetiştirerek bölgedeki diğer çiftçilere örnek olmayı amaçlıyor.
“Geleceğe kalıcı bir şey bırakmak istedim”
Mühendislerden Ferhat Abul (39), AA muhabirine, çocukluğunun dedesinin üzüm bağlarında geçtiğini söyledi.
Abul, o yıllardan beri tarıma ilgisinin olduğunu ve saksıda, bahçede kendi çapında sebze yetiştirdiğini anlatarak, “Ayrıca uzaktan eğitimle tarım teknolojisi bölümü okuyorum. 4-5 yıldır da kendi ata tohumlarımla domates, salatalık, biber yetiştirirken bu işi biraz daha ileriye taşımak istedim. Çocuklarımıza, kendimize, geleceğe kalıcı bir şey bırakmak istedim.” dedi.
Çocukluk arkadaşı 4 kişinin aileleriyle kendi işlerinin yanında organik tarım da yapmaya karar verdiğini belirten Abul, sözlerini şöyle sürdürdü:
“4 aileyiz, herkes kurumsal firmalarda görev yapıyor. Pandemi ile doğaya kaçış hız kazandı. Bizi tetikleyen etkenlerden biri de bu oldu. Ayrıca hepimizin çocukları var, kendi sağlığımız var. Temiz gıdaya ulaşmak önemli. Aldığımız ürünlerin nasıl yetiştirildiği, ne tip kimyasallar kullanılarak o hale geldiği sürekli sorgulanan bir pozisyonda, bu şüphelerden arınmak istedik. Kendi tarlamız olsun ve kendimiz yetiştirelim istedik.”
“Bizim hikayemiz burada inşallah verimli şekilde devam eder”
Abul, toprak ve su analizi yaptırdığını, bölgenin 10 yıllık meteorolojik geçmişi araştırarak, doğanın kendisinde çıkan bitkileri inceleyip en uygun ürünü diktiklerini söyledi.
Bir ziraat danışmanıyla çalıştıklarını dile getiren Abul, şunları kaydetti:
“Organik tarım yapıyoruz. Ana ürünümüz yaban mersini. Geçen yıl ekim-kasım aylarında dikimini yaptık. Şu anda el çapası yapılıyor. Doğanın yapısını bozmadan, tamamen organik sertifikalı olarak burada üretim yapmayı hedefliyoruz. Çeşitli eğitimlere katılarak bu işi yarı profesyonel, yarı amatör yapmaya çalışıyoruz. Ana ürünümüz yaban mersini ama burayı çeşitli parsellere ayırarak çeşitli denemeler yapacağız. Aronya, nar, kiraz, üzüm gibi meyvelerin yanı sıra sebzeler yetiştireceğiz. Bizim hikayemiz burada inşallah verimli şekilde devam eder.”
“Bunun örnek teşkil etmesini umuyoruz”
Abul, kendi yaş grubunda doğaya kaçma isteğinin olduğunu belirterek, “Uzunca bir araştırma yaptım. Sabahın beşinde de geldim, rüzgarda, yağmurda da geldim. ‘Biz buraya nasıl uyum sağlayabiliriz’ diye gözlemledim. ‘Yapamazsın, edemezsin, zor bu işler, gözüktüğü gibi değil.’ gibi tepkiler aldım. Bir o kadar da bu kararımızı destekleyen tepkiler aldık. En büyük motivasyonum çocuklarım. 10 yaşında bir kızım, 7 yaşında bir oğlum var. Onlar tam bir doğa aşığı olarak büyüyor. Onun için büyük şehirlerde büyümüş insanlar için doğayla uyumlu yaşamak kolay değil, bu motivasyonlar bizi gerçekten canlı tutuyor.” ifadelerini kullandı.
Yaban mersininden bir yıl içinde ürün almaya başlayacaklarını anlatan Abul, “Tabii ki ekonomik bir getiri beklentimiz var ancak önceliğimiz bu doğada yapıyı bozmadan, mümkün mertebe müdahale etmeden üretim gerçekleştirmek. Köyde de yaban mersinini ve organik tarımı ilk deneyenlerdeniz. Bunun bir örnek teşkil etmesini umuyoruz. Biz de burada tecrübe ettiğimiz bilgileri üreticilerle paylaşmak istiyoruz.” diye konuştu.
AA