M.Ç. ve 2 kardeşi, 2011 yılında eşinden boşanan babaları tarafından arkadaşı R.Ç.’nin yanına yerleştirildi. 3 kardeş burada 3 ay kaldıktan sonra R.Ç.’nin eşi N.Ç. tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’ne teslim edilerek yurda yerleştirildi. 3 kardeş, 4 yıl yurtta kaldıktan sonra anneleri tarafından teslim alındı. M.Ç., evlerinde kaldığı R.Ç.’nin 5 yaşındayken kendisine cinsel istismarda bulunduğunu annesine söyledi. Annenin şikayeti üzerine gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılan R.Ç., ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 15 yıl hapis istemiyle açılan davada ilk kez hakim karşısına çıktı.
Suçlamayı kabul etmeyen tutuksuz sanık R.Ç., “Arkadaşım eşinden ayrıldıktan sonra çocuklara bakamadı ve bana bıraktı. Bana büyük bir iftira atıldı. Ben sadece insanlık yapmak istediğim için çocukları ailemle birlikte oturduğum eve aldım ve bakımlarını üstlendim. Başka bir şey yapmadım. Zaten 3 çocuk benim çocuklarımla aynı odada kalıyorlardı. Annesi o dönemde çocukları almamıştı. Bizim de yurda vermemizi istemiyordu. Biz çocukları yurda verdiğimiz için böyle bir şey yapmış olabilirler. Eşimin buna göz yumduğu iddia ediliyor. Eşim böyle bir şey görse, duysa beni keser” dedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenen sanığın eşi N.Ç. ise “Bizim zaten 4 çocuğumuz var. Eşimin arkadaşının 3 çocuğuna da geçici olarak baktık. Maddi durumumuz kötü olduğu için çocukları yetiştirme yurduna verdik. Amacımız sadece iyilikti. Benim eşim her şeyi yapar. İçki içer, kadına, kıza gider ama cinsel istismar yapmaz” dedi.
Mahkeme Başkanı da bunun üzerine, “Hem, ‘Böyle bir şey yapmaz’ diyorsun, hem de ‘Kadına, kıza gider, öyle huyları vardır’ diyorsun” dedi. Duruşma, diğer tanıkların dinlenmesi için ertelendi.