Kemalpaşa Çınarköy yakınlarında, 29 Şubat 1992’de Selma Ü’nün (19) otomobilde yanmış cesedini bulan jandarma, bir gün sonra da piknik alanında Selma Ü’nün kocasının yanında çalışan Hasan Bal’ın (15) cesedine ulaştı. Başlatılan soruşturmada, Selma Ü’nün kayıp olan kocası Hüseyin Ü’ye ait olduğu değerlendirilen ceset de 2 yıl sonra, tesadüfen dere yatağı yanında toprağa gömülü bulundu. Soruşturmada birçok kişinin ifadesine başvuran jandarma, sonuca ulaşamayınca dosyayı “faili meçhul” olarak kaldırdı.
Olayın üzerinden 19 yıl geçtikten sonra, davanın zamanaşımına 1 yıl kala 2011’de dosyayı tekrar açan jandarma ekipleri, toprağa gömülü bulunan kişinin Ramazan Ü. olduğunu kesinleştirmek için, mezarını açarak aldığı DNA örneğini kardeşi M.Ü’den alınan örnekle karşılaştırdı. Söz konusu cesedin Ramazan Ü’ye ait olduğunun kesinleşmesi üzerine zaman aşımı süresi uzayan dava yeniden açıldı.
Jandarma, 2015’te özel ekip kurarak, soruşturmayı derinleştirdi. Olayın “namus” gerekçesiyle işlendiği ihtimalinin kuvvetlenmesi üzerine Ramazan Ü’nün kardeşi M.Ü’nün de aralarında bulunduğu 24 kişinin ifadesi tekrar alındı.
Dosyadaki delillerde ve alınan ifadelerde, olay yerini çok net bildiği belirtilen M.Ü’nün öldürülen Selma Ü. ile Hasan Bal arasında ilişki olduğu dedikodusunu çıkardığı ve yengesiyle yakınlığının bulunduğu iddialarına ulaşan soruşturma ekibi, dikkatini bu kişi üzerine yoğunlaştırdı.
Olayın ardından farklı ifadeler verdiği tespit edilen M.Ü, çelişkiler, daha önce verdiği ifadeleri inkar etmesi ve kuvvetli şüphe oluşması üzerine olayın faili olduğu iddiasıyla gözaltına alındı.
M.Ü’nün, yengesiyle ağabeyinin çırağı arasında ilişki olduğu dedikodusunu çıkarıp, önce ağabeyiyle birlikte Selma Ü. ve Hasan Bal’ı daha sonra da yengesiyle ilişkisinin ortaya çıkacağı korkusuyla ağabeyini öldürdüğü iddia edildi.
Olayın üzerinden 24 yıl geçtikten sonra gözaltına alınan M.Ü’nün, suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. M.Ü, “Kasten 3 kişiyi öldürmek” suçlamasıyla sevk edildiği mahkemece tutuklanarak, cezaevine konuldu.