Devlet Konseyi Hong Kong ve Makau Ofisinden adı verilmeyen bir sözcünün yaptığı yazılı açıklamada, Çin Ulusal Halk Kongresinin (UHK) dün milletvekili olma niteliklerini revize eden bir karar alması sonrası Hong Kong’daki muhalif vekillerin toplu şekilde istifa edeceğini açıklaması “komedi” olarak nitelendirildi.
Söz konusu vekillerin istifa açıklamasıyla siyasi çıkarlarını halkın yararının önüne koydukları belirtilen açıklamada, istifaların Hong Kong Yasama Konseyinin normal işleyişini etkilemeyeceği, hatta sorunları azaltacağı vurgulandı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Hong Kong Özel İdari Bölgesi Yasama Konseyinden bazı muhalif vekillerin 11 Kasım’da UHK’nin ilgili kararı sonrası sözde toplu şekilde istifa edeceklerini açıklaması bir kez daha merkezi hükümete inatla direnme tutumlarını gösteriyor ve merkezi otorite ile Hong Kong temel yasasına açıkça meydan okuyor. Biz bunu şiddetle kınıyoruz.”
Öte yandan Çin Dışişleri Bakanlığı da Hong Kong Yasama Konseyinde 4 kişinin vekilliğinin düşürülmesi ve kalan 15 muhalif vekilin de istifa edeceğini açıklamasına ilişkin Çin hükümetine yöneltilen eleştirilere tepki gösterdi.
Bakanlık Sözcüsü Vang Vınbin, başkent Pekin’de düzenlediği olağan basın toplantısında, diğer ülkelerin Çin’in iç işlerine karışmaya hakları olmadığını belirterek, UHK’nin kararının Hong Kong’daki tüm vatandaşlara bölgede uzun vadeli istikrar ve refah yönünde kalkınmaya ve Çin’in ulusal egemenlik ve güvenliği yönünde fayda sağladığı görüşünü paylaştı.
Batılı bazı siyasilerin Çin’e, kendi çifte standartlı tutumlarını açığa çıkaran yersiz eleştirilerde bulunduğunu ifade eden Vang, “İlgili kişileri uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkilerin temel normlarına uymaya, herhangi bir şekilde Hong Kong dahil Çin’in iç işlerine müdahaleyi bırakmaya çağırıyoruz.” dedi.
Vang ayrıca Çin’in egemenlik ve güvenliğine zarar vermeye yönelik girişimlerin başarıya ulaşamayacağını söyledi.
UHK’nin kararı
UHK 13. Daimi Komitesi, dün başkent Pekin’de düzenlediği toplantıda, Hong Kong Yasama Konseyi üyelerinin niteliklerinin yeniden belirlenmesine ilişkin kararı kabul etmişti.
Karara göre, Hong Kong anayasası olarak kabul edilen temel yasanın gereklerini karşılamayanlar, Hong Kong’un bağımsızlığını savunanlar, Çin’in egemenliğini ve Hong Kong üzerindeki hükümranlığını tanımayanlar, dış güçlerle Hong Kong’un iç işlerine müdahale arayışında olanlar ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemlere karışanların vekilliği düşürülecek.
Hong Kong’da mevcut Yasama Meclisi üyelerinin yanı sıra gelecek dönem milletvekillerine de uygulanacak kriterler uyarınca vekilliğin düşürülmesini kararını Hong Kong yerel hükümeti ilan edecek.
Kararın ardından Hong Kong’da 4 milletvekilinin vekilliği düşürülmüştü
Hong Kong hükümeti, vekillik kriterlerinin revize edilmesi sonrası 4 muhalif (demokrasi yanlısı) milletvekilinin vekilliğinin düşürüldüğünü açıklamıştı.
Milletvekilliği kriterlerini değiştiren düzenleme merkezi, yönetime ve yörüngesindeki yerel hükümetin meclise doğrudan müdahale etmesine olanak sağlıyor.
4 kişinin vekilliklerinin düşürülmesinin ardından 15 muhalif vekil bu duruma tepki göstererek istifa edeceğini açıklamıştı. Vekillerin, istifa mektuplarını bugün Yasama Konseyine vermesi bekleniyor.
Hong Kong’un statüsü
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a 2047’ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong’da geçen yıl suçluların Çin’e iadesini kolaylaştıran yasa tasarısına karşı düzenlenen gösteriler, yıl sonuna kadar devam eden geniş çaplı kitlesel protestolara dönüşmüştü.
Öte yandan, Çin’de 30 Haziran’da kabul edilen, Hong Kong Meclisinin onayıyla bölgede yürürlüğe giren yeni Ulusal Güvenlik Yasası, “tek ülke, iki sistem” ilkesi uyarınca yurttaşların düşünce ve ifade özgürlüğü bakımından Çin ana karasından daha ileri hukuki güvencelere sahip olduğu Hong Kong’da tepkilere yol açmıştı.
Çin merkezi hükümetini yıkma, isyana teşvik, vatana ihanet, terör ile ulusal güvenliği tehlikeye atan fiil ve etkinliklerin yasaklayan yasa, Pekin yönetiminin Hong Kong’un özerk yapısına müdahalelerine olanak tanıyacağı, Çin yönetiminin eleştirilmesini, demokrasi ve bağımsızlık yanlısı fikirleri suç haline getireceği gerekçesiyle uluslararası toplum tarafından da eleştirilmişti.
Meseleyi “iç işleri” olarak gören Pekin yönetimi ise bu konuda görüş bildiren ve Hong Kong vatandaşlarına iltica hakkı tanıma gibi tepkiler ortaya koyan ülkelere karşı yasal ve diplomatik girişimlerde bulunuyor.