HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, insanlarda ne olursa olsun mutlaka barış masasına dönülmesi konusunda büyük istek, özlem ve ısrar olduğunu belirterek, ‘Bu çağrımızı tek taraflı yapmadık ve yapmıyoruz. ‘Silahlar sussun, eller tetikten çekilsin, karşılıklı ateşkes pozisyonuna geçilsin’ derken kişisel düşüncelerimizi ve isteklerimizi dile getirmiyoruz. Ankara’nın da, Kandil’in de, halkın bu beklentisi ile ilgili somut net bir proje, bir gelecek, bir cevap ve beklentiye karşılayacak bir tutum ortaya koyması gerekir’ dedi.
Diyarbakır’da bulunan Demirtaş, basın açıklaması yaptı. Demirtaş’ın mesajları şöyle:
BARIŞ İRADESİ VAR
‘Halkımızda mutlaka, ne olursa olsun barış masasına dönülmesi konusunda büyük bir istek, özlem ve ısrar var. Türkiye’nin doğusundan batısına, Kürt halkının,Türkiye toplumunun tamamına yakınının duygu ve ısrarını dile getiriyoruz. Bu çağrının mutlaka ciddiyetle değerlendirilmesini bekliyoruz. Yaptığımız çağrılar sıradan, gelişi güzel ‘Laf olsun, torba dolsun’ çağrıları değildir. Herkesin bütün tarafların çağrılımızı olgunlaşmış, halk düşüncesi olarak dikkate alması, ele alması ve değerlendirmesi gerekir. Ankara’nın da Kandil’in de halkın bu beklentisi ile ilgili somut net bir proje, bir gelecek, bir cevap ve beklentiye karşılayacak bir tutum ortaya koyması gerekir.
HER KATKIYI SUNARIZ
AKP ve devlet aklı bu güvenlik politikalar ile baskıları artırabilir. Ama, HDP’nin duruşu demokratik siyasi çizgidir. Bizler her türlü sorunu lokal, yerel ve genel bütün sorunların çözümü konusunda diyaloga açığız. Diyalog ile her türlü sorunu çözme konusunda elimizden gelen ne varsa o gayreti göstermeye hazırız. Son siyasi gerilim, siyasi rekabet ve yaklaşan seçimlere bakmaksızın her türlü katkıyı sunmaya hazırız. Ama güvenlikçi konsepti dayatmalarla partimizi hiçleştirmeye çalışarak linç kültürü ile yaptığımız açıklamaları çarpıtıp neredeyse bütün bu olup bitenlerin faturasını bize çıkartmaya çalışırlarsa küçük hesap ve 1 Kasım seçim hesabı ile ülkeyi götürmeye çalışırlarsa yazık ederler.’
Selahattin Demirtaş, ‘Bizim, halkımız ve Türkiye toplumunun işi sadece genç bedenlerin konulduğu tabutları omuzlarında taşımak, ölümün bilançosunu tutmak değildir. Bizlerin işi oradan cenazelerin çıkmasını engellemektir. 3 genç eline silahları aldı diye bütün kentleri bombalayarak memleketi Suriye’ye çevirerek neyi çözeceksiniz?’ dedi.