BTK‘nın internet sitesinde, ‘Oyuncaklar ne kadar masum?’ başlıklı yazıda ebeveynlere önemli ikazlarda bulunuluyor. Açıklamada, “Bilyelerle oynarken üç-beş bilye kaybetmişliğimiz, seksek oynarken düştüğümüz, uzuneşek oynarken yere yuvarlandığımız, kör ebe oynarken kendimizi boşlukta hissetmişliğimiz oldu elbet. Bütün bunların konumuzla ne alakası var diye düşünenler için hemen söyleyelim; artık oyuncaklarımız hatıralarımızdaki kadar masum değil. Oyunlar ve oyuncaklar, çocukların ruhî ve bedenî gelişiminin tamamlanması, hayal dünyalarının zenginleşmesi ve çocukluğunu yaşamaları noktasındaki en önemli faktörlerdendir. Bu sebeple oyun veya oyuncak deyip geçmemekte fayda var” denildi.
Casus oyuncaklar
2 yılı aşkın bir süre önce Hong Kong’daki bir teknoloji şirketinin, kendilerine yapılan bir siber saldırı sonucu 6,4 milyon çocuğun verilerinin tehlike altında olabileceğini açıkladığı hatırlatıldı. BTK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Neden mi? Çünkü ürettiği oyuncaklar internete bağlanabilen ve çocukların verilerini internet üzerinden kaydedip, ona göre cevaplar veya tepkiler verebilen oyuncaklar. Üstelik tehlikede olan sadece çocuklarımız da değil. İnternet teknolojilerinin hayatımızın her alanına girmeye başlamasıyla birlikte, birbirine bağlı cihaz ağlarından oluşan akıllı şehirler kurulmuştur. Birbiriyle sürekli etkileşim halinde olan bu sistemlerin güvenliğinin sağlanması da haliyle bir hayli zor olmaktadır. Oyuncakların internetinden bahsederken karşımıza çıkan bir diğer tehlikeli oyuncaktan bahsedelim. Almanya’da piyasaya sürülen ‘My Friend Cayla’ isimli bebeğin çektiği görüntü ve sesleri internet üzerinden interaktif bir şekilde yayınladığı için piyasadan çekilmesine karar verildi.
Çocukların kişilik haklarının çok kolay bir şekilde ihlal edilebileceğine dikkat çeken uzmanlar, bu bebeğin anne-babaların haberi olmadan video ve ses kaydederek yayınlayabileceğini belirtiyor. 2017’nin ilk çeyreğinde açıklanan verilere göre, mikrofon, hoparlör ve kamera kullanan oyuncaklarda birçok açık bulunmuş. Üreticilerin önceliği ise ne yazık ki güvenliğimizi sağlamaktan çok, kendi pazar paylarını artırmak olmuş durumda. Mesela art niyetli biri, evimizin, bütün binamızın veya bir şehrin kontrolünü bu güvenlik zafiyetleriyle ele geçirebilir. Bu yüzden güvenlik sistemleri de, etrafımızdaki nesnelerle oluşturulan bu yeni akıllı sistemlerle aynı şekilde ve aynı hızda gelişmelidir.”
Hackerların yeni geliştirilen bir teknikle, 15 lirayla akıllı telefonunu kontrol edebildiğinin vurgulandığı açıklamada, şu uyarılarda bulunuldu:
“Daha ilginciyse aynı yöntemin arabalarda bile işe yaraması. Hızölçerleri kandırmak ve sistemlere sızmak için yeni bir yöntem bulan Michigan State Üniversitesinden Doçent Kevin Fu, 15 liralık hoparlör kullanarak araba sistemlerinin kontrolünü ele geçirebildiklerini ve onları yanıltabildiklerini açıkladı. Ünlü tenor Cruso’nun başardığı söylenen sesle bardak kırma yöntemine benzer bir yöntem kullandıklarını söyleyen Fu, rezonans frekansı bularak sensörleri etkilemeyi başardıklarını açıklamış. Yani kısacası, ileride frekansla bardak kıran robotlar üretilirse şaşırmayalım.”