Çanakkale savaşında yaşanan kayıplar, her iki taraf adına ürkütücü boyutlara ulaşırken, savaşın bilançosunu tam olarak hesaplamak mümkün olmadı.
Genelkurmay Başkanlığı’nın kayıtlarına göre Türk tarafının zayiatının 8,5 aylık zaman zarfında 566 subay, 54 bin 141 er olmak üzere toplam 54 bin 707 şehit olduğunu ifade eden Düzce Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Cumhuriyet Tarihi Uzmanı Yrd. Doç Dr. Celil Bozkurt, 957 subay, 88 bin 839 er olmak üzere 89 bin 796 yaralı, kayıp, esir, hastanede ölen, hava değişimi alanlar ile birlikte bu sayının 181 bin 184’e ulaştığını söyledi.
Bozkurt, “5. Ordu Komutanlığı’nın Başkomutanlık vekâletine sunduğu zayiat raporlarına göre ise Türklerin zayiatı toplam 213 bin 882 olarak açıklanmıştı. Çanakkale şehitlerinin tespiti için Milli Savunma Bakanlığı’nın 1998’te yayımladığı 5 ciltlik ‘Şehitlerimiz’ adlı eser en muteber kaynak durumuna gelirken, bu eserin içerisinde şehitlerin adı soyadı, doğum ve ölüm yılları, memleketleri ve hangi cephelerde öldüğü tespit edilebilmektedir. Fakat, binlerce vatandaşın savaşa gönüllü olarak katıldığı ve savaşta şehit kayıtlarının düzenli olarak tutulamadığı göz önüne alınırsa Çanakkale’deki şehit sayısı çok daha fazla olduğu muhakkaktır” diye konuştu.
Orhaneli ilçesinden 1034 şehit
Milli Savunma Bakanlığı’nın kayıtlarında Çanakkale’de en çok şehit veren ilin 4 bin 92 şehitle Bursa olduğunu ifade eden Bozkurt, “Balıkesir 2 bin 718, Konya 2 bin 488, Kastamonu 2 bin 425, Denizli 2 bin 195 kişi şehit ile izlemiştir. Türkiye genelinde ise ilçeler arasında Bursa’nın Orhaneli ilçesi bin 34 kişi ile Çanakkale’de en çok şehit veren ilçe olmuştur. Orhaneli ilk sırayı alırken, Mustafakemalpaşa 690, İnegöl 534, Karacabey 397 ve Yenişehir 229 kişi şehit vermiştir. Orhaneli, 1915 yılının idari taksimatında günümüzdeki Keles, Harmancık ve Büyükorhan ilçelerini de kapsamaktaydı. Dolayısıyla bu ilçelerin şehitleri de ilave edildiğinde Orhaneli, toplamda bin 34 şehit vermiştir. Orhaneli’nin Gümüşpınar ve Söğüt ile Harmancık’ın Çakmak köyleri ise 17’şer resmi kayıtla en çok şehit veren köyler durumundadır” dedi.
Savaşın getirdiği yıkımın, hem savaş sırasında hem de savaş sonrasında bariz olarak hissedildiğini aktaran Bozkurt, “Köylerdeki kadınlar, aile hayatını devam ettirebilmek için oldukça ağır işler yapmak zorunda kalmıştır. Köylerdeki tarım ve hayvancılık işleri kadınlara kalırken, cenazeler ve definleri de kadınlar tarafından kaldırılmış. Mezar çukurları bizzat kadınlar tarafından kazılırken, erkek nüfus eridiği için uzun yıllar köylerde muhtarlık da yapmıştır. Zamanla köylerde “kadın ağa” kültürü oluşmuş ve kadın hakim bir toplum meydana gelmiştir” dedi.