Olay Gazetesi Bursa

BUSADER’den deprem bölgesine okul; ‘Bu topluma bir borcumuz var’

Depremin ilk gününden bu yana afet bölgesine yardım elini uzatan Birleşik Uluslararası Sağlık ve Eğitim Gönüllüleri Dernekleri Federasyonu (BUSADER), şimdi de Hatay Samandağ’da kreşi de olan bir okul yaptırıyor.

Üye sayısı 300’e yaklaşan ve her geçen gün daha da güçlenen BUSADER Federasyonu Başkanı Zerrin Özgüle, 2017 yılında başlayan iyilik hareketinin bugün geldiği noktayı OLAY’a anlattı.

Şimdi tüm motivasyonlarını Hatay Samandağ’a yapılacak olan BUSADER Karaçay İlkokulu için birleştiren BUSADER Federasyonu’na bağlı beş dernek ve üyeleri, önemli bir projeye imza atacak. Öte yandan okulun yapımına ilk destek Antakya Medeniyetler Korosu’nun 2 Mayıs’ta Bursa’da vereceği konserle sağlanacak.

Zerrin Hanım röportajımıza başlamadan önce sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Elektronik Mühendisi’yim. Eşim ve abimle birlikte 30 yıl önce Ömel Mühendislik’i kurduk. O zamanlar bu işi ilk yapanlardandık. Bir okul niteliğinde pek çok kişiyi yetiştirdik. Bursa’da bu konuda önemli bir isim, liderlerden biriyiz diyebiliriz. Ciddi bir mühendislik kadromuz var. Fabrikaların makine otomasyonlarını yapıyoruz. 15 yıldır da inşaat işleriyle ilgileniyorum. Nilüfer Ticaret Merkezi’nde 10 kadar plaza yaptık, yapmaya da devam ediyorum. Bademli ve Görükle’de site, şimdi de Kayapa’da bir site projemiz var. Sürekli değişik yatırımlar bana heyecan verdiği için bu sektörlerde çok motive oluyorum. Ortaya güzel işler çıkıyor. İki işi bir arada yürütmeye çalışıyorum. Çok yoğun bir tempom var. Bunun yanısıra iki kızım bir torunum var. Büyük kızım psikolog, küçük kızım medya ve iletişim okudu. Kendisi sanat yolunda çok güçlü bir şekilde ilerliyor. Bir taraftan da BUSADER Federasyonu’muz doğdu. Bu çok kıymetli, çok önem verdiğimiz ve çok emek isteyen bir olmuşum. Federasyonla artık saniyelerimiz bile boş değil. Topluma fayda vermek adına kurduğumuz bir oluşum. Çünkü hayat size birşeyler verdiğinde siz de bunu topluma geri vermelisiniz. Hepimizin topluma bir borcu olduğunu düşünüyorum. Bunun da en güzel ödentisi bu tip sivil toplum kuruluşlarıyla faydalı işler yapmak.

BUSADER Federasyonu giderek büyüyor. Ama federasyonlaşmanız öyle kolay çabuk olmadı değil mi?

Benim sivil toplum kuruluşlarıyla tanışmam 2004 yıllarına dayanır. Birçok önemli dernekte önemli görevler üstlendim. 2017’de arkadaşlarımın da desteğiyle Bursa Sağlık ve Eğitim Gönüllüleri Derneği’ni kurmak istedik. Bu alanda çalışıp topluma faydalı olalım düşüncesiyle daha başlarken çok güçlü bir ekiple yola çıktık. Giderek büyüdü ve Bursa derneğimiz şu an 130 kişilik bir orduya döndü. Son 5 yılda çok da ciddi işler yapıldı. Her yıl önemli bir konuyu işleyip dikkat çekmeye çalıştık. O konuda bilinç oluşturmak adına her türlü etkinlik ve hizmeti sunmaya gayret ettik. Obezite 360 projesiyle başladık. 10 çok kilolu hastayı tedavi etmekten Avrasya Maratonu’na katılmaya bu konuda ‘Aşk ve Kalori’ isimli özel bir tiyatro oyunu yazıp sahnelemeye, konserler düzenlemeye ve binlerce kişiye eğitim vermeye uzanan iyi bir iş çıkardık. Pandemi döneminde de benzer hizmetler yapıp doktorlarımızı motive etmeye gayret ettik. Ardından ‘Hayata Tutunuyoruz’ projesiyle birlikte dernek başkanlığını Tülin Günbatılı devraldı ve organ bağışı, psikolojik destekler, ilk yardımla birlikte kıymetli bir proje oluşumu gerçekleşti. Obezite 360 projesini İstanbul’da önemli konuklarla gerçekleştirirken orada bir oluşum meydana geldi. Dr. Yasemin Yakut liderliğinde başarılı çalışmalar yapıldı ve İstanbul BUSADER kuruldu. Sonra Ankara’ya döndük. Orada da bir oluşum gerçekleşti ve ANSEDER kuruldu. Başında eğitimci Öztuna Norman Başkanımız güzel çalışmalar yürütüyor. Bursa’ya dönüp Veteran BUSADER ve Genç BUSADER’i kurduk. Böylece 5 ayrı derneğe sahip olduk. Böyle olunca federasyonlaşma kaçınılmaz oldu. Çünkü aynı çatı altında birleşince yaptığınız hizmetler çok daha büyüyor ve daha dikkat çekici hale geliyor. Bunun son örneği depremde oldu. Ülkemiz için büyük acı. Allah bir daha göstermesin.Herkes bir anda organize oldu. İlk günden itibaren İstanbul, Bursa ve Ankara ayrı ayrı herkes adeta seferberlik ilan etti. İlk etapta ilaç, tıbbi malzeme, çadır,giyim gibi ihtiyaç malzemelerinden oluşan tırlar gönderdik. Arkasından en büyük ihtiyacın konteyner olduğunu gördük. Çünkü çadırda hayat kolay değil. İmalatçı arayıp bulduk. Şu an 40’a yakın konteyner gönderdik. Ayrıca yine Hatay’da bir çocuk şenliği yapıp iftarlar düzenledik. Sonra burada nasıl bir motivasyon sağlarız. İnsanları yeniden hayata nasıl tutundururuz diye düşündük. İlk etapta Antakya Medeniyetler Korosu’nu Bursa’ya davet edelim hem onlara moral olsun hem de bu organizasyonla önemli bir projeye katkı sağlayalım dedik. Toplumumuz müthiş duyarlı. Böyle kötü zamanlarda herkes birleşiyor. Bu motivasyonla oraya kreşi de olan bir ilk okul yapalım dedik. Milli Eğitim’le görüştük. Yıkılmış bir okulun yerini bize tahsis ettiler. Biz de okulu gidip yerinde gördük. Tamamen yıkılmış ama çocuklar da orada eğitim için bekliyor. Şimdi onun heyecanındayız. 2 Mayıs’ta Antakya Medeniyetler Korosu Bursa’da Merinos AKKM sahnesinde olacak. Bütün Bursa’yı hem konseri izlemeye hem de okulumuza destek olmaya bekliyoruz.

BUSADER gönüllü bir sivil toplum kuruluşu. Bir okul yaptırmak ciddi ve büyük bir iş. Bağışlarla bunu başaracağınıza inanıyor musunuz?

Şu an 300 üyeye yaklaştık. Deprem bölgesinden gelen öğrencilerimiz de dahil 300’ü aşkın öğrenci okutuyoruz. AnsEder Başkanımız bu öğrencileri ücretsiz olarak kendi dersanesinde üniversiteye hazırlıyor. Biz ‘miş’ gibi yapan derneklerden olmadık. Hep sahada olduk. Yapılan işlerden keyif alıyoruz. Dolayısıyla sürekli yeni proje fikirleri çıkıyor. Birbirimizi çok seven bir grubuz. Bu çok büyük bir sinerji yaratıyor. Artık Türkiye sınırlarını aşma noktasına geldik. Şimdi ilk etapta Hatay’da, Van’da, Ayvalık’ta Busader derneklerini kurmak istiyoruz. 7 bölgede mutlaka derneklerimiz olmasını önemsiyoruz. Dernek kurmak zor bir iş değil. Ama bunu yaşatıp sinerjiyi yaratmak yorucu oluyor. Ankara ve İstanbul dernekleriyle çok keyifli gidiyoruz. Hatta Antakya Medeniyetler Korusu’nu İstanbul derneğimiz 3 Haziran, Ankara derneğimiz de 29 Eylül’de getiriyor. Yine bu organizasyonlar yapacağımız okula aktarılacak. Federasyon olmanın gücü bu işte…

BUSADER Türkiye sınırlarını aşıyor dediniz. Bu konuda gelişmeler var mı?

Var; üyelerimizin yurtdışı ilişkileri çok güçlü. Şu an mesela Yasemin Yakut başkanımız Amerika’da. Oradan ciddi katkılar bekleniyor. Türk vatandaşları tüm dünyada aynı duyarlılıkta. Oralardan burayı çok iyi hissediyorlar. Okul yapımına destek olma talepleri var. İngiltere ve Almanya’yla bağlantı halindeyiz. Resmi olmasa da şimdiden belli temsilcilerimiz var. Resmileştiğinde mutlaka duyurular olacak. Uluslararası çalışmak ikinci bir güç yaratıyor. İşi daha yükseğe taşıyacak. Bu büyüme bizi korkutmuyor. Daha büyük güç hissediyoruz. Götürebildiğimiz kadar büyütüp, topluma faydayı artıracağız.

BUSADER’i kurarken işin bu noktalara geleceğini öngördünüz mü?

Ben hiç duraklamayı sevmem. Bütün ekip arkadaşlarım da böyle çıktı. Hepsi çok enerjik, hepsi ayrı birer değer. Sekreterimiz Melek Üyük, Kurumsal İletişim ve Organizasyonlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Sinem Uğurgün, saymanımız Fatma Çil Yılmaz, dernek başkanlarımız her biri çok önemli. Üyelerimizin motivasyonları yüksek. Yani bugünleri tahmin ediyordum ama net bir hedefim de yoktu. Hızlı bir gelişim süreci var. 300 kişilik bir ordu ile ciddi hizmetler yapıyoruz. 300 öğrencimize burs vermemiz en önemli çalışmalarımızdan biri. Dolayısıyla ben buradan burs bağışçılarımıza da çok teşekkür ediyorum.

Depremin ilk gününden beri bölgedesiniz ve bildiğim kadarıyla siz de bizzat sık sık bölgeye gidiyorsunuz. Bir kadın, bir anne olarak orada sizi en çok duygulandıran olay neydi?

Çok acı hikayeler var. Annesi kurtulmuş çocuğunu kaybetmiş. Çocuklar kurtulmuş anne babalar ölmüş. Çocuklar ortada kalmış. Kimisinin cenazeleri yok. Sizi gördüklerinde bunları kelimelerle anlatamasalar da gözleriyle konuşuyorlar. Size sarılıp ağlamaları bile onları rahatlatıyor. O yüzden isterim ki gidebilen herkes bölgeye gitsin. Bir yardım götürmelerine gerek yok. Acılarını paylaşıp dertlerini dinlemek bile onlar için büyük bir motivasyon.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyor ve son sözü size bırakmak istiyorum.

Bizler bu işler için emeğimizi vermeye hazırız. Çok çabalıyoruz ve bir kuruşumuz bile boşa gitmiyor. Dolayısıyla bize güvenebilirsiniz. Katkılarınızı verebilirsiniz. Bununla bugün ilk okul yapma gücüne sahipsek yarın orta öğretimi de yaparız. Buna destek alabildiğimiz ölçüde topluma faydalı olmaya hazırız.