BUÜ ev sahipliğinde Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyuma Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özgen, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Bursa yeni devlet üniversitelerine hazır
Böylesine önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan dolayı mutluluk duyduklarını söyleyen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Özellikle misafirlerimiz üniversitemiz hakkında kısa bir bilgi vermek isterim. Yoğun bir öğrenci nüfusuna sahibiz. Toplam 71 bin öğrencisi bulunan bir Araştırma Üniversitesiyiz. Ülkemiz için kritik öneme sahip sektörlerden otomotiv, gıda güvenliği arz ve yenilikçi teknolojilerde yetkin üniversiteler arasındayız. Bunların yanı sıra sosyal bilimler alanında da Türkiye’nin önde gelen yükseköğretim kurumlarından birisiyiz. Bilim, teknoloji ve Ar-Ge konularında diğer üniversitelerle tatlı bir rekabet içerisindeyiz. Kemiyet anlamında doygunluğa ulaştığımızı düşünüyoruz. Bursa, 4-5 devlet üniversitesini kaldırabilecek kapasitededir. Yeni açılacak fakülte, meslek yüksekokulu veya bölümler için üniversitemiz adres olarak gösteriliyor. Ancak üniversitemiz daha fazla yükü kaldırabilecek durumda değildir. Daha butik, tematik üniversitelerin bu şehirde açılmasından yanayız” diye konuştu.
Sağlık, tıp, eğitim ve sosyal bilimler alanlarında eğitim-öğretim faaliyetleri yürütmenin yanı sıra insan kaynağı açısından da çok önemli bir sorumluluk üstlendiklerinin altını çizen Rektör Kılavuz; “Türkiye’nin önde gelen iş insanları, siyasetçileri, bakanları, girişimcileri, eğitimcileri ve yöneticileri bu üniversiteden mezun olmuş kişilerdir. Bu kıymetli şahsiyetlerin yerine gelecek çok sayıda mezunumuz da bulunmaktadır. Hali hazırdaki öğrencilerimizi de bu anlayış doğrultusunda son derece donanımlı ve kendisini yetiştirmiş bireyler olarak mezun edeceğiz. Üniversitemiz, geçmişte olduğu gibi gelecekte de ülkesine, milletine ve insanlığa fayda sağlamaya devam edecektir. Bugün gerçekleştirilen Mudanya Mütarekesi’nin 100. Yılı Uluslararası Sempozyumu’nun hayırlar getirmesini temenni ediyor, programa emek veren herkese gönülden teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özgen ise tarihi bir günde tarihi bir şehirde son derece değerli bir programın düzenlenmesinden dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını aktardı. 11 Ekim’de Mudanya Mütareke Evi Müzesi’nde başlatılan organizasyonun, Bursa Uludağ Üniversitesi ev sahipliğinde yapılan Sempozyum ile devam edeceği bilgisini paylaşan Merkez Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özgen; “100. Yıl kutlamaları gibi tarihi günlerin, sembol mekan ve olayların ülkelerin milli tarihlerinin oluşumunda milli birlik ve beraberliklerinin sağlanmasında çok önemli yerlerinin oldukları herkes tarafından kabul edilmektedir. Düzenlemiş olduğumuz sempozyumun da bu amaca hizmet edeceğine gönülden inanıyorum. 1918 Ekim ayı ile 1922 Ekim ayı arasındaki 4 yıllık sürede yaşananlar Türk tarihinin en fırtınalı dönemlerinden birisidir. Türk milleti, kaybetmek üzere olduğu yaşam hakkını Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın eşsiz vizyonu ve hem askeri alandaki hem de diplomasi alanındaki liderliği ile tekrar elde ederek uygar dünyadaki yerini almayı başarmıştır” açıklamasında bulundu.
Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi de; “Mudanya Mütarekesi denildiğinde sadece verilen bağımsızlık mücadelesi, Kurtuluş Savaşı sonrası imzalanan 14 maddelik bir metin akla gelmemelidir. Bu metin, yüzyıllardır özgür bir şekilde yaşayan Türk ulusuna esaret zinciri vurma süreci ile bunu kıran ve Lozan’a bir barış köprüsü kuracak süreci inşa eden bir metindir” şeklinde konuştu. Programa katılan öğrencilere de seslenen Dekan Prof. Dr. Cafer Çiftçi; “Sevgili gençler, özellikle sizlere hitap etmek istiyorum. Ukrayna-Rusya savaşının yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Yanı başımızdaki Yunanistan’ın yaptığı faaliyetleri gözlemliyoruz. Yüzyıl geçse dahi; araçlar değişiyor, insanlar değişiyor ancak bu mücadele değişmiyor. Ukrayna’daki binlerce insanın farklı topraklara gittiği veya Rusya’daki gençlerin savaşmamak için farklı ülkelere kaçtığı bir süreç içerisindeyiz. Biz biliyoruz ki; ecdadımız nasıl mücadele ettiyse, bugün hepimiz gerektiği takdirde bu mücadeleyi yeniden gösterebilecek yapıdayız. Tabii ki hepimiz barış istiyoruz. Savaş asla tasvip edilir bir şey değil. Ancak bizim ecdadımız bunu yaptı. Bizler de bugün bağımsız Türkiye’ye rahatça yaşayabiliyoruz” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. 4 Farklı salonda çok sayıda konuşmacının yer alacağı oturumlar gün boyunca devam etti. Sempozyum programı, katılımcıların 13 Ekim’de yapacağı Bursa kültür turunun ardından sonra erecek.
İHA