Olay Gazetesi Bursa

‘Bursaspor’da kalmak istiyorum’

Bursaspor’un sezon başında Hertha Berlin’den kiralık olarak kadrosuna kattığı 29 yaşındaki Japon orta saha oyuncusu Hajime Hosogai, yeşil-beyazlı takımdan ayrılmak istemediğini söyledi.

Bursaspor’un sezon öncesi Alman ekibi Hertha Berlin’den kiralık olarak kadrosuna kattığı Japon orta saha, kulübün resmi dergisine açıklamalarda bulundu.

Hertha Berlin ile 1 sene daha kontratı olduğunu hatırlatan Hosogai, “Şimdi Bursaspor’un oyuncusuyum. Benim bütün düşüncem burası. Burada kalma istiyorum. Eğer Bursaspor beni isterse tabi ki burada kalmak isterim” dedi.

“ÜST SIRALARA TIRMANMA ŞANSIMIZ ÇOK YÜKSEK”

‘Ligin ilk yarısındaki kötü gidişin sebepleri sana göre nelerdi?’ sorusunu yanıtlayan Hosogai, “Bence birçok yeni oyuncunun olması ana sebeplerden biriydi. İki kez teknik direktör değişikliği yaşandı. Ama bildiğim bir şey var ki, daha zamanımız var. Birçok maç oynayacağız ve üst sıralara tırmanma şansımız çok yüksek. Devam etmeliyiz, hırsla oynamalıyız. Şuan daha bir takım olduk. Bir takım haline geldik. Bu bizim için çok önemliydi. Sadece oyuncuların değil aynı zamanda teknik ekibin, hatta çalışanların bir arada olması çok önemli bir takım için. Bence yükselişe geçmemizin sebepleri bunlardı” diye konuştu.

“BENİM İÇİN SAVAŞÇI GİBİ OYNAMAK ÖNEMLİ”

Hırslı bir oyuncu olduğunu ifade eden Japon orta saha, “Benim için bu çok önemli. Çünkü teknik bir oyuncu olduğumu söyleyemem, uzun boylu değilim. Çok hızlı da değilim. Tek bir şeyim var o da hırsım. Benim için bu çok önemli. Karaktere de çok önem veriyorum. Maç içindeki karakter kadar maç dışındaki karakter de çok önemli benim için. Kaybetmeye tahammülü olmayan bir yapım var. Savaşçı gibi, asker gibi oynamak önemli benim için ama sadece sahada öyleyim. Sahanın dışında rahat bir insanım. Her maç kazanmak istiyorum. Maçlardan sonra sadece 2-3 saat uyuyabiliyorum. Maçta 90 dakika oynadıysam uyku tutmuyor. Çünkü üzerimdeki o tansiyon, o baskı devam ediyor. Maçın heyecanını hissetmeye devam ediyorum. Vücudum yorgun ama kafamda yaşamaya devam ediyorum” ifadelerini kullandı.

“TARAFTAR İNANILMAZDI”

2-0 geriye düşmelerine rağmen 4-2 kazandıkları Trabzonspor maçını değerlendiren Hosogai, “Taraftar inanılmazdı. Oyuncuların mantalitesi de çok iyiydi. Bütün oyuncular hırs ve tutku ile oynadı. Hepsi kazanmak istedi ve maç 4-2 bitti. Bu bizim için çok önemliydi. Ama sarı kart cezalısıydım. O maçta çok oynamak istemiştim ama işte futbolda böyle şanssızlıklar oluyor” dedi.

“ONUNLA ÇALIŞMAK OLDUKÇA KEYİFLİ”

Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu’nun göreve gelmesinin ardından her şeyin değiştiğini ifade eden 29 yaşındaki oyuncu, “Her şey değişti. Antrenmanlar değişti, çok nazik bir insan. Türkçe konuşmuyorum ama iyi bir izlenim, iyi bir his uyandırıyor. Onunla çalışmak oldukça keyifli” şeklinde konuştu.

“TÜRK SEYİRCİLERİN SESİ DAHA YÜKSEK ÇIKIYOR”

Bursaspor’un yeni stadyumu Timsah Arena’ya da övgü dolu sözler sarf eden Hajime Hosogai, “Çok iyi bir stat. Berlin’de 80 bin kişilik stadı Dortmund, Schalke gibi büyük maçlarda doluyordu ama şöyle bir sıkıntısı vardı; Olimpiyatlar için yapılmış bir stattı. Etrafında koşu parkuru vardı. Tribünler sahaya çok uzaktı ama burada tribünler sahaya çok yakın. Bir de Türk seyircilerin sesi daha yüksek çıkıyor. Bundesliga’da statlar full oluyor ama sadece kale arkalarında ses oluyor. Ama burada bütün sahaya çok güçlü bir ses geliyor. Her yerden ses gelince de saha içinde çok güzlü bir ses oluşuyor. Bu da oyuncuları çok mutlu ediyor” diye konuştu. Japon futbolunun Türk futbolu ile arasındaki farklılıkları da anlatan Hosogai, “Japonya futbolu daha yavaş oynanıyor. Stoperler Japon futbolunda daha kısa pasla oynamayı severler ama burada futbol daha sert oynanıyor” dedi.

“BURADA HERKES ÜZERİNİ ÇIKARDIĞINDA TERS ŞEKİLDE ATIYOR”

’Türk-Japon dostluğunu göz önüne aldığımızda bir Japon futbolcu olarak Bursa’da yaşadığın ilginç anılar var mı?’ sorusuna ise Hosogai, şu yanıtı verdi: “Burada antrenmanlardan sonra herkes üzerini çıkardığında ters bir şekilde atıyor. Japonya’da bu çok tuhaf karşılanan bir şey. Genelde çıkardığınız zaman tekrar düzeltir öyle koyarsınız. Ya da çorapların bir tarafta olması, Japon oyuncu olarak değişik geldi bana. Otobüste de bize çay-kahve getiren bir ağabey var ama Japonya’da herkes kendi alır. Burada herkes “Baba bir kahve lütfen” diye sesleniyor. Japonya’da su içeceksen gider kendin alırsın. Bunun tabi profesyonel bir tarafı da var. Bir yandan da iyi bir durum. Kendi işinize daha iyi odaklanıyorsunuz. Burada çalışanlar da çok kibar, çok nazikler.”