Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Aslında… Kent sosyolojisi açısından çarpıcı bir gerçek. Kentlerin doğu girişleri mahrumiyetin en fazla, sosyal yaşamı en düşük bölgeleri oluyor.
Bursa da öyle.
Kentin batı girişi Nilüfer’deki bütüncül ve modern yapılaşmayla gelişmiş sosyal yaşama karşın doğu girişindeki Yıldırım sanki başka bir kente ait gibi.
İşte…
Bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için geçen dönem kolları sıvayan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, ikinci döneminde önemli adımlar atıyor.
Nitekim…
Örneğin…
Programın açılışında Yıldırım gerçeğine dikkat çekerken; Yıldırım’ın üçte birinin imar planı olmadığını anımsattı. Bunları yapıp bir üçte birlik alanı da yeniden planladıklarını söylerken “Onbinlerce mülkiyet problemini çözdük” dedi.
Kentsel dönüşüm tablosu da şu:
“Kentsel dönüşümde tarla vasfına sahip topraklar büyük sıkıntı. Onun için tek model yerine farklı farklı modeller geliştiriyoruz.”
Bu noktada…
Mevlana Mahallesi kentsel dönüşümünü örnek model gösterdi.
Yanı sıra…
Her semti farklı olan Yıldırım için nasıl bir sosyal dönüşüm olacağını sorunca şu cevabı verdi:
“Kent ve insanı ayırmak mümkün değil. Sosyal dönüşüm en az kentsel dönüşüm kadar önemli. Çok özel çalışmalar yaptık. Sosyal donatılar yanında 1 milyon metrekare üzerinde yeşil alan kazandırdık.”
Şu bilgileri de ekledi:
“20 üzerinde spor tesisi yaptık. 40 binin üzerinde çocuk yaz okullarında spor eğitimi aldı. Uyumayan Kütüphane örnek oldu. 14 kadın kooperatifiyle Türkiye’de birinciyiz. Kadınlarımız sosyal ve ekonomik hayat içinde daha aktif.”
Kısacası…
Aynı anda kentsel ve sosyal dönüşümle yeni bir Yıldırım doğuyor.
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…