Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Çocukluğumuzda… Bir dönem komşuluk yaptığımız için çok eski yıllardan tanıyoruz. Bursa’nın kent yaşamı, gelenekleri ve kültürel değerleri üzerine çalışmalarını da, kitaplaştırdığı araştırmalarını da ilgiyle izliyoruz.
Açıkçası…
Kenan Yetişen yıllardır Bursa gelenekleri ve kültürünü geleceğe taşıyacak araştırmalara imza atıyor.
Bunu da…
Sohbet ederken…
Çalıştaydan söz açılınca Kenan Yetişen de düşüncelerini paylaştı.
“Bursa’nın yemek kültürü geçmişinde, kentle bütünleşen kestaneli yemekler var, ama günümüzde yalnızca kestane şekeri biliniyor.”
O lezzetleri anımsattı:
“Kestaneli tavuk dolması, kestaneli kuzu güveç, kestaneli lahana dolması, kirde kebabı, kestaneli börek, kestaneli pilav, kestaneli perdeli pilav, kestaneli gerdan tatlısı.”
Ardından…
“Bu yemekleri tanıtıp öğretmek gerekiyor” dedi ve ikincisi düzenlenecek Gastronomi Festivali için de erken öneri yaptı:
“Kestane zahmetli ürün. Her zaman bulunmadığı gibi, iç kabuğunu soymak zor. Oysa her mevsim satılacak şekilde kaynamış ve soyulmuş kestane konserve haline getirilirse kestaneli yemek kolaylaşır, bu kültür de yaşar.”
Şunu da ekledi:
“Bunun için kadın kooperatifleri kestane kaynatma ve soyma makinası almaya teşvik edilebilir.”
Dikkat çektiği şu:
“Almanya’da elmanın 50 çeşit ürünü yapılıyor. Fakat Bursa’yla özdeşleşen kestanenin yalnızca şekerini biliyoruz, kültürümüzü yaşatamıyoruz.”
Bir önerisi daha var:
“Bursa kültüründe ayvalı yemekler de var, ama maalesef günümüzde bilinmiyor. Mevsimi dışında bulunamayan ayvayı da soyup doğramak ve şekersiz kaynatıp kavanozda yıl boyu satışa sunmak mümkün.”
Bursa için yeni öneri: Kestaneli Lezzetler Şenliği
“Festival çok güzeldi, ama o tarih kestane ve ayva mevsimi değil. Ya tarih değişmeli, ya da kestane ve ayvayı her mevsim bulunduracak sistem kurulmalı.”
Bir önerisi de şu:
“Ayrı bir etkinlik olarak Kestaneli Lezzetler düzenlenebilir.”
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…