TAHA TÜTÜNCÜ
2006 yılında restorasyonuna başlanan ve 2008 yılında yeniden hizmete açılan Balibey Hanı, Bursa’nın kültürel zenginlikleri arasında önemli bir yer tutuyor.
Osmanlı Devleti’nin ilk üç katlı hanı olma özelliğine sahip yapı, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Tarihi han, Bursa surlarının alt bölümünde doğal bir mağarayı da barındırıyor.
Balibey Hanı’nın alt katındaki restoranı ziyaret edenler, burada bulunan sarkıt ve dikitlerle süslü mağarayı keşfetme şansına sahip oluyor.
Mağara, Bizans döneminden bu yana varlığını sürdürmüş ve Osmanlı döneminde de dikkat çeken bir alan olarak biliniyor.
GİZLİ TOPLANTILARA EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ
Bizans döneminde ıssız bir bölgede yer aldığı anlaşılan mağara, Osmanlıların inşa ettiği ‘Saltanat Kapı’ olarak bilinen bölgenin altında konumlanıyor.
Tarihi kayıtlara göre, bu mağara kalabalıktan uzak, yasa dışı işlerin yürütüldüğü gizli bir alan olarak kullanılmış olabilir.
Mehmed Neşri’nin 1492 tarihli ‘Kitab-ı Cihannüma’ eserinde, mağaranın hem Bizans hem de Osmanlı dönemlerinde tenha ve stratejik bir alan olduğuna dair bilgiler yer alıyor. Ne kadar Hisar içine gizli bir geçit olarak düşünüldüyse de doğruluğu ispatlanamamıştır.
Balibey Han, eski dönemlerinde, zemin katında ahır, depo ve işyerleri bulunurken, üst katlar yolcuların konaklaması için kullanılıyordu.
Mağaranın o dönemlerde değerli eşyalar için bir depo veya gizli toplantılar için uygun bir mekan olduğu düşünülüyor. Balibey Hanı, geçmişten günümüze ulaşan bu gizemiyle ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.