Ocak-Mayıs döneminde Türkiye’deki yeni yatırım yapan yabancı firma sayısı 2 bin 407 olurken, Bursa’da kurulan yabancı şirket sayısının 5’te kalması dikkat çekti. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Bursa’nın ülke ekonomisinin dışarı açılan kapısı konumunda bulunduğunu ifade ederek, dünya ekonomisinde yaşanan gelişmelerin Bursa’daki firmaları doğrudan etkilediğini söyledi.
Türkiye ekonomisinin itici gücü konumunda bulunan Bursa, dünyada yaşanan gelişmelerden en fazla etkilenen şehirlerden biri olmaya devam ediyor. 2015 yılının ilk 6 ayında Bursa’nın ihracatı yüzde 12,7’lik düşüşle 5,8 milyar dolar oldu. Ülke genelinde bu yılın Ocak-Mayıs döneminde yeni yatırım yapan yabancı firma sayısı 2 bin 407 olurken, Bursa’da kurulan yabancı şirket sayısının 5’te kalması dikkat çekti. Bursa, Ocak-Nisan döneminde ise yatırım teşviklerinden aldığı 932 milyon liralık pay ile 6’ncı sırada yer aldı. 2014 yılının aynı döneminde söz konusu rakam 881 milyon lira olarak kayıtlara geçmişti.
“BURSA DÜNYADAKİ GELİŞMELERDEN DOĞRUDAN ETKİLENİYOR”
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Bursa’nın ülke ekonomisinin dışarı açılan kapısı konumunda bulunduğunu ifade ederek, “Ülkemizde ve dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler, Bursa’daki firmalarımızı da doğrudan etkiliyor. Türkiye’nin en büyük ticaret ve sanayi odası olarak üyelerimizin faaliyetlerinde ve yatırım planlarında yol gösterici nitelik taşıyan çalışmalarımızı önümüzdeki aylarda da sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Bursa, Türkiye ve dünya ekonomilerinde yaşanan son gelişmeler doğrultusunda bilgiler veren BTSO, iş dünyasına sağlıklı veriler ışığında değerlendirme yapma fırsatı sunuyor. Buna göre IMF ve Dünya Bankası temmuz ayı içerisinde yayınladıkları güncelleme çalışmaları ile dünya ekonomisinde büyüme beklentilerini yüzde 2,9’dan yüzde 2,6’ya indirdi. Gelişmiş ülkelerin büyüme beklentisi yüzde 2,4’ten yüzde 2,1’e, gelişen ülkelerde ise büyüme beklentisi yüzde 4,3’ten yüzde 4,2’ye çekildi.
Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre küresel mal ticaretinde ise yılın ilk yarısında yüzde 10 düşüş kaydedildi. 2015 yılının ilk 5 ayında ABD’nin ihracatında yüzde 5,1 düşüş gözlenirken, Almanya, Fransa, İspanya, İngiltere ve İsviçre’nin ihracatındaki düşüş oranı yüzde 15’lere ulaştı. Zor bir dönemden geçen Rusya’nın ihracatındaki gerileme ise yüzde 29,1 oldu. Türkiye’nin ihracatındaki düşüş oranı ise yüzde 8,4 olarak kayıtlara geçti. Söz konusu ülkelerin ithalat rakamlarındaki düşüşler de ihracattaki gerilemeyle aynı doğrultuda gerçekleşti. Türkiye’nin yılın ilk 5 ayındaki ithalatı yüzde 10,6 geriledi.
ABD Merkez Bankası FED’in faiz politikası 2015 yılında dünya ekonomisini şekillendirmeye devam ediyor. Bu yıl içinde faiz oranlarını artırmayı planlayan FED, ekonomideki küçülmeye bağlı olarak faiz artışını ötelemek zorunda kaldı. Ancak söz konusu faiz artışlarının eylül ayında başlaması bekleniyor. FED’in faiz artışı küresel ekonomide giderek daha çok hissedilen yeni mali koşulları ortaya çıkarıyor. Bu koşullardan en çok etkilenen ülkelerin başında ise Türkiye gibi gelişen ülkeler geliyor. Gelişen ülkelerde sermaye çıkışı artıyor, döviz rezervi ise azalıyor.
Son dönemde dünya ekonomisini etkileyen en önemli gündem maddelerinden biri de İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya’nın nükleer müzakereler konusunda anlaşması oldu. Bu gelişmeyle brent petrol varil fiyatı 55 doların altına kadar geriledi. Yaşanan gelişme Türkiye’nin cari açığını ve enflasyonunu olumlu yönde etkiledi. İran’a uygulanan yaptırımların ve ambargonun kalkmasıyla ülkedeki ticaret ve ortaklıklarla birlikte rekabetin de hızla artması bekleniyor. Yunanistan’ın AB, IMF ve kreditörler ile anlaşması da AB ülkelerindeki iyileşmeyi destekleyecek bir gelişme olarak görülüyor.
SEÇİMİN ETKİLERİ SÜRÜYOR
Türkiye ekonomisinde ise 7 Haziran’da yapılan genel seçimin etkileri sürüyor. Uzun vadeli ve reformlara odaklanmış bir hükümetin kurulmasıyla ötelenen yatırımların ve tüketimin artması bekleniyor. Ekonomide güven ve beklentilerin oldukça düşük seviyelerde bulunduğu bir dönemde ortaya çıkan terör olayları ise ekonominin yeniden ivme kazanmasını olumsuz etkiliyor.