Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği tiyatro ve müzik festivalleriyle, Bursa’da kültür ve sanatın merkezi olan Balat’a, büyük bir amfitiyatro yapılacak. Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız, Balat Atatürk Ormanı’nın doğal yaşamını bozmadan 2 bin 500 kişilik amfitiyatro yapacaklarını açıkladı. Amfiyatro için projelerinin hazır olduğunu belirten Yıldız, Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan onay beklediklerini söyledi.
Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nda düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşü’nün pandemiye rağmen muhteşem geçtiğini söyleyen Yıldız, yerel seçimlerden sonra Yıldırım’da da aynı coşkunun yakalanacağını öne sürdü: “Cumhuriyet Yürüyüşü, önümüzdeki yerel seçimlerden sonraki ilk yıl, Yıldırım’da da Nilüfer’deki gibi büyük bir coşkuyla yapılacak. Bunu, Nilüfer Belediye başkan yardımcısı olarak değil, yıllarca CHP’de siyaset yapan biri olarak söylüyorum.”
———————
Pazartesi Söyleşileri’ne konuk olan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız önemli açıklamalar yaptı.
“OKURKEN, İHTİYAÇLARIMI İNŞAATLARDA ÇALIŞARAK KARŞILADIM”
Eğtim hayatıma Ordu’da başladım. İlk ve ortaöğretimi Ordu’da tamamladım. Liseyi Gümüşhane’de yatılı okudum. Giderken tereddüt ettiğim, ayrılırken de çok sevdiğim için zorlandığım bir kent oldu Gümüşhane. Hem arkadaşlık ilişkilerimden dolayı hem de bana kattığı değerler için Gümüşhane’yi unutamam. Ardından üniversiteyi Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde okudum. Hem lisede hem üniversitede okurken, çevremde herkes inşaatçı olduğu için ben de inşaatlarda çalışarak, ihtiyaçlarımı karşıladım. Üniversiteyi bitirdikten sonra birkaç iş değiştirdim. Matematik bölümü mezunu olduğum için yeni kurulan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda çalıştım. Ancak 1992 Körfez krizinde finans sektörü darbe yiyince, borsada brokerlığı bırakıp Marmaris’e gittim. Marmaris’de 1993’e kadar inşaat yaptım. İnşaatta özellikle dekorasyon alanında uzmanlaştım. Yaz mevsiminde inşaat durgun olduğu için büfelerde fotoğraf malzemeleri sattım. Daha sonra askerliğimi yapıp, Bursa’ya dönüş yaptım. Bursa’da nişanlanıp, öğretmenliğe başladım. İlk tayin yerim olan Erzrum’un Tekmal ilçesinde bir yıl çalıştıktan sonra Bursa’da evlendim. Kadrolu öğretmenliğe geçmeme rağmen, istifa edip, inşaat sektörüne geri döndüm. İnşaat yapmaya başladım. Halen inşaat sektöründeki aile şirketimin başında çocuklarım var.
“SİYASETTE ÖNCELİĞİM İNSAN OLDU”
CHP’de siyaset yaptınız ama üniversite yıllarında sosyalist sol yapılarda aktiftiniz. Siyasi fikrinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Siyasette ben hep işin odağına insanı koydum. Hiçbir zaman radikal bir anlayışım olmadı. Meselelere yapıcı yaklaşıp, sorunlara toplumsal ve bireysel olarak nasıl katkı yapabileceğimizi düşündüm hep. Hayatı, okuduğum kitaplardan yorumlamaya çalıştım. 1987’de Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde öğrenci derneklerinin kurucu üyesi olarak görev aldım. Rektör Kemal Gürbüz, bizi üniversitenin dışına itti. Bir süre faaliyetlerimizi sürdürmemize rağmen baskıların ardından derneğimiz kapandı. Biz siyasete hem üniversite içinde, hem dışında sosyal demokrat anlayışa sahip insanlarla devam ettik. 1987 seçimlerinde SHP’nin Trabzon büyükşehir adayı Atay Aktuğ’un propaganda çalışmalarına destek verdik.
“DEV-YOL’A YAKINDIM”
1980 öncesi hangi fraksiyona yakındınız?
Ben Ordu Gölköy doğumluyum. Bizim yaşadığım bölgede Dev-Yol hakimdi. Çevremizdeki insanlar ve arkadaşlarım bu yapının içindeydi. Benim Dev-Yol ile tanışmam da bu şekilde oldu. 1980 darbesiyle yakınlarımızı yitirdik, hareketin önderleri cezaevine girdiler. Ben de bu durumdan çok etkilendim. 1989’da arkadaşlarımın tümü beraat ederek özgürlüklerine kavuştu.
“YURT SORUNU HÜKÜMETİN SORUMLULUĞUNDADIR”
Keşke belediye olarak imkanlarımız olsa çok daha fazla yurt yapıp, öğrencilerin sorunlarını gidersek. Ama belediyelerin yükleri, özellikle bu hükümet döneminde çok ağırlaştı. Her geçen gün de sorumluluklarımız artıyor. Yurt sorununu belediyeler veya vatandaşın kendisi çözmeye çalışıyor ama bu iş merkezi hükümetin sorumluluğundadır. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun çözmesi gereken sorun, belediyelerin sırtına ekonomik yük olarak biniyor. Nilüfer Beledyesi olarak, daha önce başlanan, 87 öğrencilik kız yurdunu hizmete açtık. Bu yurt, pandemi döneminde de sağlıkçılara barınma mekanı oldu. Bu yıl ise Çamlıca’daki yaşlı bakım merkezimiz ile Özlüce’deki alzheimer merkezimizi öğrencilerin barınması için tahsis ettik. Ancak 2. eğitim ve öğretim döneminde de yurt sorunu devam edecektir. Sorunu nasıl çözeceğimizi Başkanımız Turgay Erdem ile konuşuyoruz.
“BURSA BÜYÜKŞEHİR SEÇİMİ İÇİMİZDE YARADIR”
Millet İttifakı adayı Mustafa Bozbey’in seçim ekibindeydiniz. Yani propaganda sürecinin en yakın tanıklarından biriydiniz. CHP’nin İstanbul, Ankara ve Antalya gibi büyük ve önemli kentleri kazandığı bir seçimde Bursa’yı kaybetmesini neye bağlıyorsunuz? Nerde hata yapıldı?
O dönemde Sayın Bozbey ile birlikte yaklaşık 4 ay çok yoğun çalıştık. Bozbey gerçekten Türkiye’deki belediyecilik anlayışna vizyon katmış bir belediye başkanı. Seçimi de Bozbey ile alacağımıza inanıyorduk. Seçim öncesi yaptırdığımız kamuoyu yoklamaları da kazanabileceğimizi gösteriyordu. Sayın Bozbey, bizi de ekibinin içine dahil etmek istediğinde, toplumumuz ve partimiz adına seve seve kabul ettik. Neticede seçimi yüzde 50+1 alan aday kazanıyor. Bursa’da da seçimi AKP kazandı. Bursa seçiminin kaybedilişiyle ilgili birçok gerekçe söylenebilir. Ancak seçim sonucunun sorumluluğuna hepimizin ortak olması gerekir. Seçime 15-20 gün kala seçmene, kazanıyoruz algısı veremedik. Tüm bunların nedenlerini konuştuk. Ancak bir daha bu hatanın tekrarlanması söz konusu değil. Hem Bozbey hem de CHP’liler olarak büyük çaba gösterdik. İstanbul seçimlerinde Türkiye ittifakı oldu ve başarı elde edildi. Ancak Bursa, Sayın Genel Başkan’ın dediği gibi içimizde yaradır.