Özdal, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Bugün size son derece ilginç bir yaşam öyküsünü paylaşacağım.
Bugüne kadar binlerce öğrenci yetiştiren öğretmen okulu mezunu Günel Seçkin, idealist bir eğitimci.
Yarım asrı devirdiği eğitimcilik hayatının büyük bölümü devlet okullarında geçti.
Yarım asır öğretmenlik yaptıktan sonra birkaç yıl önce emekli oldu Günel Öğretmen.
Karacabey Boğazı’ndaki evine yerleşen Günel Öğretmen, adeta kendini sokak hayvanlarına adadı.
Dün sınıf arkadaşlarımdan Hakan Hacızade ile Günel Öğretmen’i ziyaret ettik.
Karacabey Boğazı’nda lebi derya manzaralı şirin bir sitede yaşayan Günel Öğretmen, 90 misafirine bakıyor her gün!
“Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim.
Bir kısmını evinde barındırdığı yaklaşık 80 kedi ile 10 köpeği var Günel Öğretmen’in!
Emekli olduktan sonra yerleştiği sitede, önceleri birkaç kedi ve köpeği beslemeye başlıyor.
Ancak beslediği ve bakımını üstlendiği hayvan sayısı her geçen gün artıyor.
Öyle ki, oturduğu siteden bir ev daha alan Günel Öğretmen, eski evini kedilere tahsis ediyor.
Yatak odasında yeni doğmuş yavru kediler Günel Öğretmen’in yolunu gözlüyordu.
Oturma odası, salon, mutfak ve balkonun her yerinde kediler vardı.
Kimi koltuğa yayılmış şekerleme yapıyordu, kimi mamasını afiyetle yiyor, kimi de balkondan manzara seyrediyordu.
Günel Öğretmen, bunlarla da yetinmemiş, siteye bir kedi evi inşa ettirerek, can dostlara bir yuva daha yaptırmış.
Ancak Günel Öğretmen sadece kedi ve köpekleri beslemiyor, can dostların tedavilerini de yaptırıyor, Büyükşehir Belediyesi’ne götürüp kısırlaştırıyor.
Tabii tüm bunların ciddi bir maliyeti var.
Günel Öğretmen, emekli maaşının neredeyse tamamını baktığı sokak hayvanlarına harcıyor!
Günel Öğretmen’in hikayesini paylaştım ki ibret olsun.
Tabii sözüm en başta yerel yöneticilerimize.
Sokak hayvanlarını kısırlaştırmazsanız, bin Günel Öğretmen olsa bile milyonlarca kedi ve köpeği beslemek ve barınmalarını sağlamak çok zor.
Bu nedenle, tüm belediye başkanları kısırlaştırma konusunda elindeki imkanları sonuna kadar kullanmalı!
Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal’ın yazısının tamamı için tıklayın…