SEYİT GÜNDOĞAN
17 Ağustos Marmara Depremi’nin 19. yıldönümünde Osmangazi Belediyesi tarafından deprem bölgelerinin tespiti ve afet zararlarının azaltılmasıyla ilgili deprem uzmanlarının katılımıyla “17 Ağustos ve Bursa’nın Depremselliği” konulu bir toplantı düzenlendi.
Toplantıya konuşmacı olarak katılan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Eskişehir Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ve Doç. Dr. Muammer Tün, deprem araştırmaları ve raporlarının yanı sıra Bursa’da yapılacak deprem çalışmalarına yönelik bilgiler paylaştı.
OSMANGAZİ’DE 4 MÜDAHALE BÖLGESİ
Toplantının açılış konuşmasını yapan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Bursa’nın deprem tehlikesi karşısında önemli kırılganlıklara sahip büyükşehirlerden biri olduğuna dikkat çekerek, belediye olarak Bursa’nın 1. Derece deprem kuşağında yer aldığı gerçeğinden hareketle çalıştıklarını söyledi.
Belediye bünyesindeki mimarlar, uzmanlar, şehir plancıları ile birlikte, akademik odaların ve üniversitenin de desteğini alarak 2011 yılında Şehircilik Akademisi’ni kurduklarını belirten Dündar, “Master Plan çalışmaları kapsamında ilçemiz genelinde; ulaşım, bina kullanımı, sosyo-ekonomik yapı, kat adetleri analizi, afet riskli ve koruma alanlarının tespitini yaptık. İlçemizi kentsel yenileme, kentsel tasarım, kentsel iyileştirme ve kentsel yeniden oluşum olmak üzere 4 farklı müdahale bölgesine ayırdık” dedi.
5 NOKTADA DEPREM İSTASYONU KURULDU
Başkan Dündar, ayrıca her bölgedeki zemin yapısına ilişkin bilgiler neticesinde Anadolu Üniversitesi Uzay ve Yer Bilimleri Enstitüsü işbirliğiyle 5 farklı noktaya deprem istasyonu kurduklarını ifade ederek, “Bu istasyonlarımız; Armutköy, Mollafenari, Hamitler, Çırpan ve Demirtaş Mahallelerinde yer alıyor.
Deprem izleme istasyonlarımız kurduğumuz bölgelerdeki irili ufaklı birçok toprak hareketini ölçerken, ‘Saroz Depremi’ni de kaydetti.
İstasyonlardan elde edilen veriler eş zamanlı olarak Ulusal Deprem Yer Hareketi İzleme Ağı ile paylaşıldı ve şehrimizdeki deprem etkisi hakkındaki bilgiler anlık olarak yetkililere ulaştırıldı. Ayrıca veriler, AFAD ve Kandilli Rasathanesi’yle de anlık paylaşılıyor” diye konuştu.
“MARMARA’DA ENERJİ BİRİKİYOR”
Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu, Bursa ve çevresinde yaklaşık yaptığı jeofizik araştırmalar, sismik yansıma deney çalışmaları ve ortaya çıkan fay haritasıyla ilgili bilgiler verdi. Sismik çalışmanın cihaz kullanılmadan gözlemle yapılan çalışmalar olduğunu belirten Ecevitoğlu, “Gözlemlerimize göre, Marmara’da enerji birikmeye devam ediyor. Bu yüzden 17 Ağustos’ta enerji boşaldı, artık rahatız diyemeyiz. Sürekli kırıklardan bir hareket var” dedi.
Doç. Dr. Muammer Tün de çalışma yaptıkları bölgelerde Bursa’nın stratejik öneme sahip bir şehir olduğunu belirterek, “AFAD’a önerdiğimiz güdümlü projede çalışacağımız illerin başında Bursa geliyor.
Bursa’daki aktif fay durumu halen ortaya net bir şekilde konulamamıştır. Bursa’da geçtiğimiz günlerde saha jeolojisi çalışması yaptık. Berkan hocamızın ortaya koyduğu, Bursa ovasını Uluabat’tan Yenişehir’e kadar boydan boya geçen tek parçalı bir fay sistemi mi çalışıyor bunu test edeceğiz.
Hangi sistemin büyük tehlike oluşturabileceğini ortaya koyacağız. Bir nevi yerin röntgenini çekeceğiz. Bu teknolojiye sahibiz” diye konuştu. Tün, projelerine en büyük destek veren belediyelerden birinin Osmangazi Belediyesi olduğunu ifade ederek Başkan Mustafa Dündar’a desteklerinden dolayı teşekkür etti.
“DOĞAL OLAYLARI AFETE ÇEVİREN BİZİZ”
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat da, Türkiye Deprem Tehlike Haritası üzerinde bilgiler paylaştı.
Depremlerin, yağmur ve dolu gibi bir doğal olay olduğunun altını çizen Kalafat, “Doğal olayları afete çeviren toplum olarak biziz. Deprem öncesinde bilinçli olsak, şehirlerimizi depreme dayanıklı şekilde inşa etsek; deprem, en fazla 45 saniye süren bir doğa olayı.
Bunu yağmurun ve dolunun yağması gibi bertaraf etmek mümkün. Maalesef, tedbir almadığımız için orta büyüklükteki depremler bile ülkemizde yıkıcı olabiliyor” dedi.