Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Merkezdeki… 3 büyük ilçe arasında “Kentleşme açısından en şanssızı hangisi?” diye sorulsa, tek cevap var: Yıldırım.
Nedeni şu:
Osmangazi eski kent merkezi olduğu için, geleneksel yapıya sahip. Nilüfer yeni oluştuğu için, planlanmış özelliğini koruyor. Yıldırım öyle değil.
Çünkü…
Dahası…
90’lı yıllara kadar belediye mücavir alanı dışında kalan Arabayatağı köydü. Ne olduysa o dönemde oldu. Tamamı imarsız tarım alanlarında hisseli parseller üzerine kaçak yapılarla oluşan mahalleler ortaya çıktı.
Bu da…
Hem kentleşme, hem de sosyoekonomik yaşam sorunu getirdi.
İşte…
Şimdilerde Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz bu iki sorunlu gelişmeyi birden dönüştürmeye çalışıyor. Yalnızca binaların dönüşümü yeterli olmadığı için, bir yandan da yaşamın dönüşümü olacak projelere kafa yoruyor.
Doğal olarak…
Kentsel büyüme devam ettiği, kent yaşamından beklentiler arttığı için yeni yollardan parklara, sosyal alanlardan eğitim bölgelerine ortaya çıkan güncel sorunlara çözümler geliştiriyor.
Nitekim…
Başkan Yılmaz’ın 3 yıllık dönemini dinlerken şunu düşündük:
Yıldırım Belediyesi’nin önceliğini imar ve kentleşme olarak belirlemesi doğru yaklaşım. Önce kent disiplini olacak ki, yaşam memnuniyeti oluşacak.
İkinci sırada yer alan yeni yollar önceliği kentin doğru planlanmasıyla orantılı. Ankara Yolu’nun hem üstünde, hem altında oluşturulmaya çalışılan alternatif yollar imarsız bölgelerdeki kaçak yapılaşma nedeniyle maliyet sorununa dönüşüyor.
Böyle bir kenti dönüştürmek zor, ama ortaya çıkan her değişim büyük mutluluk.
İşte…
İmarsız alanlara kaçak yapılar kenti Yıldırım’ı modern kente dönüştürmek isteyen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz da bunu yaşıyor.
Lojistik merkezi ve Samanlı deresi mesajı
Yılmaz buna da açıklık getirdi.
“Samanlı’da Şehir Hastanesi için düşünülen alandaki imarlı 400 dönüm belediyeye geçti, 300 dönüme sağlık tesisi projesi hazırlanıyor. Bu alan, kentsel dönüşüm için bize verildi, ama konut dikmek yerine kentin ihtiyacı Lojistik Merkezi yapacağız.”
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…