Olay Gazetesi Bursa

Bursalı uzmandan dikkat çeken tespit; Artık kadınlar erkeklerin yanına yakışmasını istiyor…

Bursa'nın tanınmış dermatoloji uzmanı Dr. Neval Beyazıt, kadınların estetik ve güzellik uygulamalarına artık yanlarına daha yakışmalarını istedikleri eşleriyle birlikte geldiklerini söylüyor.

Ünal ÖZBAY
10 yıldır Bursa’daki muaynehanesinde cilt hastalıklarının yanısıra son dönemde artık kadın-erkek herkesin büyük ilgi gösterdiği estetik-güzellik uygulamaları da yapan Uzm. Dr. Neval Beyazıt, ‘Bursa’nın Rol Model Kadınları’ serisinin bu haftaki konuğu oldu.

Kariyerinden, güzellik sırlarına, yazın cilt bakımından sağlığımızı nasıl koruyacağımıza bir çok konuya değindiğimiz Beyazıt, estetik uygulamalarla daha iyi görünmek konusunda çıtayı yükselten kadınların artık erkekleri de peşlerinden sürüklediğini söylüyor. Saçı, makyajı, stili ve estetik görüntüleriyle öne çıkan kadınlar, artık yanlarında olan partnerlerinin de kendilerine yakışması için onları çeşitli estetik uygulamalar yaptırmaları için Neval Beyazıt’ın kapısını çalar olmuş…

Neval Hanım, röportajımıza başlarken önce sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

‘Bursada doğdum. Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra tekrar memleketime döndüm. Uludağ Ünviversitesi Tıp Fakültesi’nde Dermatoloji ihtisasımı tamamladım ve o dönemden beri Bursa’da hekim olarak hayatımı sürdürüyorum.’

Merak ettiğim bir konuyu sorayım; dermatolog, dermotolji, cildiye bunlar birbirinden farklı uzmanlık alanları mı yoksa aynı mı?

‘Aynı. Bizim bölümümüzün eski adı cildiyedir. Şimdi daha güncel olan dermatolojiyi kullanıyoruz. Fakat ikisi de aynı şey. Ama halkta şöyle bir algı var; cildiye sadece cilt hastalıklarına bakar, dermatolog ise güzellik, estetik işlemleriyle ilgilenir. Oysa biz dermatoloji uzmanları bunların hepsiyle ilgileniriz.’

Aslında ben de halktaki bu kavram karmaşası nedeniyle bu soruyu sormuştum…

‘Ben önce cildiyiye gittim şimdi bir de dermataloğa görüneyim diyen hastalarla çok karşılaştım.’

Peki sizin yoğunluğunuz cilt hastalıklarıyla mı ilgili yoksa estetik ve güzellik mi?

‘Ben 10 yıldır muaynehane sahibiyim. Burada elbette cilt hastalıkları nedeniyle gelen hastalarım var. Ama yoğun olarak estetik işlemler için de geliyorlar.’

GÜNEŞ KORUYUCUYU HER ZAMAN KULLANIN

Konu güzellik ve estetik olunca malum havalar ısındı yaz geliyor. Şimdi herkes cildini nasıl koruyup daha güzel ve canlı görünüceğiyle iligili sorular sormaya başladı. Ben de bunu uzmanına sorayım? Ne yapmak gerek?

‘Yazın güneşten korunmak çok önemli. Çünkü güneşin cilt üzerindeki olumsuz etkileri çok fazla. Bir defa kolojeni tamamen parçalayıp yok ediyor. Cilt kanserine, lekelenmelere yol açabiliyor. İnce damarlanmaları artırabiliyor. Bazı cilt hastalıklarını tetikleyebiliyor. O yüzden güneşten korunmak önemli. Günlük hayatımızda dışarı çıkarken yüze ve ellere 50 faktör ve üzeri güneş koruyucu sürülmesini tavsiye ediyorum. Güneş koruyucular cildimizin sağlıığını da koruyacaktır.’

Biz güneş koruyucuyu genellikle tatile giderken kullanmak aklımıza gelir. Günlük hayatta yaygın olarak pek kullananı görmedim açıkçası. Ama siz yazın günlük hayatta da kullanmayı öneriyorsunuz.

‘Tatil 1 hafta 10 gün sürüyor. Onun dışında bütün yaz bir şekilde dışarda güneşe maruz kalıyoruz. Bu dönemde de güneşten korunmak gerek.’

Özellikle kıştan çıkınca güneşi gördüğümüz gibi D vitamini depolama endişesiyle kendimizi güneşe bırakıyoruz. Bunun sakıncası ya da sınırı nedir?

‘Güneşin dik olduğu saatlerde yani 11 ile 14 arası 15 dakika kollarınızı güneşe tutmak günlük D vitamini ihtiyacını karşılamak için yeterlidir. Ama kışın bu imkan pek yok. Bu sebeple benim de bir çok hastamda kandaki D vitamini değerleri genelde düşük çıkar. Bu durumda dışardan D vitamini takviyesi almak gerekir.’

Sizin cildiniz de oldukça sağlıklı ve parlak görünüyor. Bunun sırrı ne?

‘Teşekkür ederim, bunu hastalarım da söylüyor. Hatta cildimiz sizinki gibi olsun diyorlar. Bu uzun bir çabanın sonucu. Ben beslenmeme çok dikkat ederim. Hastalarıma da beslenme reçeteleri veririm. Bir kere karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme cildi bozar. Kolojeni yok eder. ‘Güneş çok zarar verir. Ben yıllardır güneşe çıkmıyorum, çıkaracaksam da koruyucu kullanıyorum. Bunun dışında bir kere işimi seviyorum, müzikle uğraşıyorum, farklı uğraşlarım var. Bunlar genel sağlığa olduğu gibi cilt sağlığına da katkı sağlayan etkenler. Tabii ki cildin bakıma da ihtiyacı var. Cilt temizliği yapıyor ve uygun bir nemlendirici mutlaka kullanıyorum. Bu günlerde antioksidan cilt bakımı ürünlerine başladım. Bunun yanısıra yıllardır botoks uyguluyorum kendime. Ufak kırışıklıklar için de zaman zaman dolgu uyguluyorum.’

Şimdi bu uzun bir emeğin sonucu dediniz. Ancak öyle sanıyorum ki artık herkes en kısa sürede mümkünse hemen sonuca ulaşıp güzelleşmek istiyorlar. Aslında bu çok mümkün değil sanırım…

‘Bana gelen danışanların cildinin yaşlanma durumuna bakıyorum. Bazılarında küçük uygulamalar, mezoterapi, botoks, dolgu gibi küçük işlemler daha iyi görünmek için yeterli olurken, bazılarında cilt ciddi hasar görmüş olabiliyor. Bu zaman içinde genetik yada hormonel faktörler nedeniyle olabiliyor. Bunlarda da bazen 6 ayı bulan işlemler sonucu yine olumlu sonuçlara ulaşyabiliyoruz.’

Çözümsüz değil, sabır gerekli diyorsunuz.

‘Tabii cilt sağlığı vücut sağlığıyla da doğru orantılı. Bu yüzen ben cilt bakımında beslenmeye çok önem gösteriyorum.’

GÜZEL OLMANIN SIRRI DOĞALLIKTAN GEÇER

Botoks, dolgu artık çok normalleşti gibi. Peki fazlası zarar mı? Nerede durmak lazım?

‘Benim mottom doğallık. Botoks ta dolgu da insanı doğal göstermeli. İnsanı başka bir görüntüye ulaştırmak yerine onu 5 yıl önceki yine kendisi gibi görünmesini istiyorum. Botoksu belirli dozlarda uygulamak, aşırıya kaçmamak gerekiyor. Bu kritrelere dikkat edildiğinde sonuç güzel oluyor.’

Aslında çok kusursuz görünmeye çalışmak ta kusurlu bir durum sanki…

‘Tabii ki öyle. Bir defa yaradılıştan gelen yüzümüzün sağ yarısıyla sol yarısı birbiriyle eşit değil. Biz işlem yaparken bunu göz önünde bulunduruyoruz. Sonra dudak, burun veya çeneye dolgu yaparken yüzün profiline uygun orantıda bir değişiklik yapmamız gerekiyor. Mesela kişinin burnu çok belirgin olabilir, bu durumda çeneye yada dudağa dolgu yapıyoruz ve bu durumda burun gizlenmiş oluyor.’

Estetik yaptıran bütün kadınlar sanki birbirine benziyor gibi geliyor. Buunun sebebi ne?

‘Buna ben de katılıyorum. Ben onlara ucube vakalar diyorum. Ben asla talep edilse bile öyle uygulamalar yapmıyorum. Özellikle dudak dolgularında çok kötü görüntüler var. İnsanlık dışı dolgularla kaşılaşıyorum. Ben dediğim gibi doğal görünmekten yanayım. Ben danışanlarımın işine, mesleğine, sosyal tarzlarına ve yaşamlarına uygun işlemlerle değişiklik yapmalarını öneriyorum.’

ERKEKLERİ BİZE EŞLERİ GETİRİYOR

Güzellik, estetik kadınların ilgi alanı gibi görünmekle birlikte son dönemde erkeklerin de daha iyi görünmek adına çeşitli işlemler yaptırdıklarına şahit oluyoruz. Erkeklerin estetiğe ilgisi nasıl?

‘Erkekler genellikle eşleri tarafından getiriliyor bana. karı koca botoksa ve dolguya gelenler var. Çünkü kadınlar saçı, makyajı, giyimi kuşamıyla, aksesuarıyla hep bakımlı haldeler ve çok ön plana çıkıyorlar. Erkekler bu noktada kadınlardan geride kalıyorlar. Bu durumda erkeklerin de bir miktar kadınlara yetişmesi gerekiyor. Bu noktada biz de erkeklere de yardımcı oluyoruz.’

Kadınlar yanındaki erkeği kendi standardına yükseltmeye çalışıyor diyebilir miyiz?

‘E tabii biz de yanımızda güzel birşey örmek isteriz.’

Az önce müzikle de uğraştığınızı söylediniz. Bu anlamda neler yapıyorsunuz?

‘Bursa Belediye Konservatuvarını bitirdim, son 5 yıldır da koroda korist olarak şarkı söylüyorum. Konserlerim oluyor. Çok zevkli bir şey müzikle uğraşmak.’

Sanatla ilgilenmenin aslında sağlığı da olumlu etkilediğini söylediniz. Sanat insanı iyileştiriyor mu?

‘Elbette her insanın bir ilgi alanının olması gerekiyor. Deşarj olabileceği bir mekan, bir platform olması gerekiyor. Bu açıdan müzik beni tazeliyor. Sesimin de güzel olduğunu söylüyorlar. bu da beni mutlu ediyor.’

SAĞLIK REÇETEYE İLAÇ YAZMAKTAN İBARET DEĞİL

Ne zaman herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle hekime gitsek genellikle duyduğumuz ilk öneri stresten uzak dur oluyor. Buna karşılık hemen herkesin cevabı zor hayat şartları altında bu kadar koşuştururken nasıl stresten uzak kalayım? oluyor. Sanırım sanatla ilgilenin diyerek bu zor sorunun cevabını da vermiş oldunuz…

‘Sürekli çalışmak olmuyor. Arada kendimizi tazeleyecek uğraşlar bulmak lazım. Mesela sedef hastalarına yada cilt sorunları onlarlar ben resim yapmalarını yada sevecekleri bir uğraş bulmalarını öneriyorum. Bu gerçekten kafa dağıtan, insanı rahatlatan bir uğraş. Yoksa herşey reçeteye ilaç yazmaktan ibaret değil.’

Öte yandan ne yazık ki kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri vb konular gündemimizden hiç düşmüyor. Kendi ayakları üzerinde duran başarılı bir kadın hekim olarak siz hemcinslerinize ne mesaj verirsiniz?

‘Kadınların Türkiye’de iyi bir yere gelebilmeside Atatürk’ün rolünü tartışamayız. Onun sayesinde biz kendi yerimizi bulduk. Bunun dışında kız çocuklarının hayatında babalarının etkisi çok büyük. Babalar kızlarını aktif hayata hazırlıyor. Türkiye’de kadınlar bir defa eğitim alıp okumalı. Bir meslek sahibi olmalı. Bilgili, kültürlü olmalı ki kendi ayakları üzerinde durabilsinler. Benim önerim; kendilerine çocukluktan itibaren bir hedef koymaları ve o hedefe varmak için çalışmaları.’

Bu güzel söyleşi için teşekkür ediyor ve son sözü size bırakmak istiyorum…

‘Çok teşekürler bu güzel sohbet için. Kadınlar dünyanın yüzde 50’sini oluşturuyorlar ve bu yüzden çok değerliler. Kendi değernerini her zaman bilsinler.’