Olay Gazetesi Bursa

Bursa’da zincirli protesto!

İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı’nın Uludağ Alan Başkanlığı ile ilgili, Milli Park kapısı önünde yapacağı basın açıklamasına, Bursa Valiliği’nce izin verilmedi. Uludağ çatrağında önlem alan güvenlik güçleri partililerin geçişine izin vermezken, zincirli-kilitli basın açıklaması jandarma noktası önünde yapıldı.

İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, basın açıklamasına izin vermeyen Bursa Valiliği’nin kararını kınayarak, “Partilerin basın açıklaması anayasal bir haktır. Bilgi vermemize rağmen yasak getirilmesi kanunla verilmiş bir hakkın engellenmesi demektir. Milli Park kapısına geçit vermediniz. Canınız sağ olsun. Ancak bilinsin ki, bizler de Bursa’nın en önemli değeri Uludağ’ımız için kurulan rant zincirine geçit vermeyeceğiz” dedi.

Türkoğlu’nun açıklamasında öne çıkanlar şöyle;

Maalesef şimdi de ‘Alan Başkanlığı’ adı altında, yüzde 71’i orman örtüsüyle kaplı, sadece Bursa’ya değil, Marmara Bölgesi’nin tamamına hayat veren, ülkemizin en görkemli yaşam iksirini, sayısız medeniyetin asırlar boyu yaşam kaynağı olan Uludağ’ımızı mahvetmeye cüret ediyorlar.

Öylesine zenginliklerle dolu bir doğa mucizesine sahipsiniz ki… 2543 metre yüksekliğinde ve üzerinde tam 1320 çeşit bitki çeşitliliği bulunuyor. Sadece kendine özgü 32 farklı endemik türünü, dünya literatürüne kaydettirmiş. Sayısız börtü-böcek ve çok sayıda yaban hayvanını bağrına basıyor…

Bölgenin içme suyu ihtiyacının tamamını, yüzyıllar boyunca coşkun kaynaklarından sağlıyor. 3 metreyi bulan kar kalınlığı ile çok uzun yıllar kış sporları merkezi olma ünvanını taşıyor, ulusal ve uluslararası yarışmalara ev sahipliği yapıyor. Bu yıl henüz yağmamış olması bile başlı başına Uludağ’ın, bu tür kötülüklerden korunmasını gerektiriyor.

Çünkü Uludağ bu özellikleriyle yıllık iki milyonluk bir ziyaretçi potansiyeline ulaşıyor. İşte bütün bu nedenlerle de: 1961 yılından bu yana, yani tam 61 yıldır, Milli Parklar Kanunu hükümleri kapsamında bulunuyor. Yani iddia edildiği gibi Uludağ çok başlı ya da yedi kocalı hürmüz falan değil. Tek yetkili Orman Bakanlığı’na bağlı Milli Parklar Genel Müdürlüğü. Kamu kuruluşları ve belediyeler ise sadece hizmet alınan destekçi kuruluşlar.

13.024 hektar büyüklüğündeki bu mucizevi güzelliklerimiz, bugün itibarı ile ne yazık ki, büyük bir tehdit altında. Ülkemizin parmakla gösterilen bir doğa cenneti olan Uludağ’ımız, ucu açık bir Alan Başkanlığı yapılanması ile tahrip edilme tehdidi altında bulunuyor. Konu ile ilgili olarak hazırladıkları kanun teklifinde bile niyetleri sarih görünmüyor.

Mesela; Alan Başkanlığı bünyesinde yer alacak komisyon ve danışma kurulunun üyelerinin çoğunluğu, akademik odaların ortak imzasıyla hazırlanan geniş kapsamlı rapora göre, son derece yanlış bir yapılanmayı içeriyor. Kamu yararına denetim görevi yaparak hizmet üreten meslek odalarından temsilcilerin bulundurulmaması gerçekten çok ama çok manidar. Yani bu komisyonun ya da kurulun oluşma biçiminin dahi, Uludağ’ı koruma amacı taşıdığını söylemek çok zor.

Bu belirsizlikler altında Uludağ Alan Başkanlığı Yönetimi demek; Bursa’nın yerel yönetim iradesinin by-pass edilmesi demektir. Bilimsel yaklaşımların dikkate alınmadığı bir Alan Başkanlığı demek; Bursalılar başta olmak üzere, Marmara Bölgesi’nde yaşayan milyonların, Uludağ üzerindeki yaşam hakkı ve hukuklarının hiçe sayılması demektir.

Alan Başkanlığı projesinin bu şekilde hayata geçmesi demek; Sayısı muğlak yeni yapılanmalar, zincir oteller v.s. demektir. Yeni yapılanmalar demek, yeni yerleşim yerleri, yeni meskun mahaller demektir.
Aynı zamanda yeni yollar, alt yapı tesisleri, otoparklar v.s. demektir. Hepsinden önemlisi; Bütün bunlar, bölgede yeni bir nüfus yoğunluğu demektir.

Bununla birlikte; Yaz-kış oluşacak ısı yükselmeleri nedeniyle meydana gelecek, iklim değişiklikleri demektir. Aynı şekilde; Mevcut doğal dokunun, gözümüzün içine baka baka mahvedilmesi demektir. Daha da Türkçesi; Kamu adına denetim görevi gören akademik odaların açıkça dışlandığı bir Alan Başkanlığı demek; Uludağ’ın Bursa’dan değil, Ankara’dan yönetilmesi, yani davulun bizde, tokmağın başkasında olması demektir!.

Kendimizi, Uludağ Milli Park Kapısı’na sembolik olarak zincirleyip kilitleyecektik. Ancak Valilik izin vermeyip, Jandarma’ya talimat vererek önlem aldırdı ve basın açıklamamıza geçit vermedi.

Doğamızı, yeşilimizi, havamızı, suyumuzu, ovamızı, dağımızı yok etmeye yol açmak isteyenlere asla izin vermeyeceğiz. Onların hepsini sandıkta gereğini yapmak üzere millete havale ediyoruz.”