Bursa Barosu adına davayı takip eden Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Üyesi Av. Erol Çiçek’in yaptığı açıklama şöyle:
“1/25.000 ölçekli İznik Gölü Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının iptali üzerine, dava konusu edilen Cargill’e ait 3 adet ruhsat, hukuki dayanağı kalmadığı gerekçesiyle iptal edildi. Bu durumda mevcut tesislerin de hiçbir hukuki dayanağı kalmamıştır
Bursa Valiliği ve Orhangazi Belediyesi’nden verilen yapı kullanım, çalışma izin ve ruhsatlarının iptaliyle hukuki dayanağı kalmayan tesisin mühürlenerek çalışmasının durdurulması ve yıkılması talep edilmiştir.
AİHM Cargill kararında, sürecin tamamının hukuka aykırı olduğunu, yargı kararlarının uygulanmadığını, bunun da hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu tespitini yapmıştır. Bu karar sonrası Cargill süreci Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından “yoğunlaştırılmış izleme”ye alınmıştır. Uzun dönemde Türkiye’nin kararları uygulamamakta ısrarcı olduğu kanaatine varılırsa, meselenin bir “ihlal” prosedürü altında tekrar AİHM önüne getirilmesi mümkün olabilecektir.”
Açıklamada, küresel ısınmanın, biyoçeşitlilik kaybı, toprak ve su kirliliği ve kıtlığı ile gıda güvenliğini de tehdit ederken, DSİ verilerine göre Cargill’in yılda 1.458.000 m3 su kullandığı, bu suyun 120 ila 155 metre derinlikten, stratejik yeraltı sularından çektiğine işaret edildi.
“Ülke genelinde su krizinin yaşandığı bir dönemde, stratejik yeraltı su kaynaklarının üstelik bedavaya bu çok uluslu şirketin sömürüsüne teslim edilemez” denilen açıklama şöyle devam etti:
“Onyıllardır süren böyle bir süreçten sonra bile, Türk Milleti’nin egemenliğinin bir kısmını kullanan yargı kararlarını yıllardır uygulamayarak; Anayasayı ve Türk Milleti’nin egemenlik yetkisini ihlal eden kişiler ve kamu kurumlarını, bir kez daha hukuka ve insan haklarına saygılı davranmaya çağırıyoruz. Takdir yüce Türk Milleti’nin ve onun egemenlik hakkının bir kısmını kullanan Türk Yargısı’nındır.”