Taha TÜTÜNCÜ

Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu (Hür-Sen), Birleşik Kamu İş Görenleri Sendikaları Konfederasyonu (Birleşik Kamu-İş), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları (BASK) ve Askeri İş Yerlerinde Görevli Kamu Çalışanları Sendikası (ASİM-SEN), kamu emekçilerine yapılan yüzde 11,54’lük maaş zammını protesto etmek amacıyla iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.

Saat 11.54’ü gösterdiğinde 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndan yürüyüş başlatan sendika üyeleri Kent Meydanı’ndan çağrıda bulundu.

Düzenlenen basın açıklamasında, ekonomik kriz, artan enflasyon ve yetersiz maaş zamları sert bir dille eleştirildi.

“EMEKÇİNİN BOĞAZINI SIKIYORLAR”

Hür-Sen Konfederasyonu Temsilcisi Selahattin Gürses, yaptığı açıklamada zam oranlarının gerçek enflasyonun çok altında olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: “2025 yılı için yıllık zam oranı bize hükümetin kemer sıkmayı geçtiğini ve emekçinin boğazını sıkma eylemine geçtiğini gösteriyor. Emeklilerimiz açlık sınırı maaşıyla temel gereksinimlerini karşılamanın altında. Bu durumlarda yetkililerin susması kabul edilemez. Ne yazık ki kendilerini memurların sesi olarak lanse eden sarı sendika, iktidar odaklı politika izleyerek çalışanların haklarını izlemek için uzak kalmıştır. Siyasi iktidarlarla sendikacılık yapıldığı sürece kaybeden bu meydanlardaki kamu emekçileri olacaktır. Emekçiler burada peki Sarılar nerede?”

“HER ŞEY ZAMLANIRKEN MAAŞLARIMIZ ERİYOR”

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu adına konuşan Reha Çiftçi, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık yüzde 44,38’lik enflasyon oranının, halkın gerçek yaşantısı ile bağdaşmadığını dile getirdi. Çiftçi, hükümetin düşük zam oranlarının yanı sıra vergi yüklerini artırarak milyonları yoksulluğa sürüklediğini ifade ederek, “Kamu emekçilerine yapılan yüzde 11,54’lük zam, alın terimize yapılmış büyük bir hakarettir. Bu düzen sürdürülemez. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturalardan kira fiyatlarına kadar her şey zamlanırken maaşlarımız eriyor. Artık bu çarpık ekonomik düzene karşı birleşip mücadele etmek zorundayız” dedi.

Çiftçi ayrıca, kira fiyatlarındaki artışların kamu emekçilerini zor durumda bıraktığını belirterek, “Bugün kamu emekçileri, barınabilmek için öğrenci evlerini aratmayacak şekilde ortak yaşam alanları kurmaya mecbur bırakılmıştır. Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Taleplerimiz karşılanmazsa genel grev dahil tüm eylem seçeneklerini kullanacağız. Bu düzenin değişmesi için mücadelemizi büyüteceğiz” diye konuştu.

“KAMU KAYNAKLARI YANDAŞLARA AKIYOR”

KESK adına açıklama yapan Uğur Üçöz, hükümetin kamu kaynaklarını halkın refahı yerine sermayeye aktardığını iddia etti. Üçöz, ekonomik kriz karşısında emekçilerin giderek yoksullaştığını vurgulayarak, “Vergi yükü emekçilerin sırtına yıkılırken, zenginlerin borçları bir bir siliniyor. Kamu kaynakları, yandaş projelere aktarılıyor. Bu adaletsiz düzenin bedelini neden sadece emekçiler ödüyor” ifadelerini kullandı.

Üçöz, kamu emekçilerinin grev hakkının anayasal güvence altına alınması gerektiğini savunarak, emekçilerin taleplerini görmezden gelen bir düzenin sürdürülebilir olmadığını ifade etti. hükümete çağrıda bulunan Üçöz, taleplerini şu şekilde sıraladı: “En düşük memur maaşına yüz 100 zam yapılması, asgari ücretin insanca yaşamı sağlayacak seviyeye çıkarılması, kamu çalışanlarına ücretsiz kreş hizmeti sağlanması, vergi adaletinin sağlanması ve ücretli çalışanlar için vergi diliminin yüzde 10’a sabitlenmesi, tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, kamu kurumlarında liyakat esaslı bir sistem kurulmasını istiyoruz. Taleplerimiz yerine getirilmezse iş bırakma eylemlerine devam edeceğiz.”