Kaya, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Beton yığınına dönen Bursa’da tarım alanları giderek azalıyor.
Ova, plansız sanayi ile katlediliyor.
Merkezden uzak ilçelerde ise hoyratça sürdürülen madencilik faaliyetleri devlet destekli projeleri dahi tehdit ediyor.
Bölgede çalışma yapan Tunç Topkara Mermer İşletmesi, Devecikonağı Güvem Mahallesi’nde kapasite artışına giderek ilave kırma eleme tesisi kurmak istiyor.
Bu kapsamda hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından uygun bulundu.
Ardından resmî prosedür gereği rapor, halkın görüşüne sunuldu.
Mahalle sakinleri, kapasite artışı ve ilave tesise karşı çıktı.
Tesise karşı düzenlenen kampanyada çok sayıda imza toplandı.
ÇED Raporu’na yazılı itiraz da yapıldı.
Vatandaşların itiraz gerekçelerine gelirsek…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne yapılan itirazda; mera çeşmeleri ile mahalle çayının kuruması, tonajlı araç trafiğinin artmasının yanı sıra tarım ve hayvancılığın bitme tehlikesine de işaret edildi.
Ayrıca mermer tozları tarafından kaplanan bazı tarım alanlarının yok olduğu belirtildi.
İlave tesis kurulmak istenen söz konusu kırsal bölgede devlet destekli yaban mersini projesine başlandığını da ekleyelim.
Proje çerçevesinde 40 bin kökten fazla ekim yapıldı şu ana kadar.
Mermer ocağı kapasiteyi artırırsa, saçılacak tozların pH değerini yükseltmesi yaban mersini üretimini durma noktasına getirebilir.
Öte yandan yine korunan ayı gülü gibi bitkiler de bölgede yoğun olarak bulunuyor.
Mermer ocağının endemik örtüye de zarar vereceği düşünülüyor.
Açıkçası son dönemde ÇED raporlarına güvenilirlik ne yazık ki azaldı.
Dolayısıyla bölge halkının itirazı mutlaka ilgili resmî kurumlar tarafından dikkate alınmalı.
Elbette değerlendirilmeli yer altı kaynakları…
Ancak maden çıkaracağız diye geri dönüşü olmayacak tahribatlara da yol açılmamalı.