1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar polis memuru Oktay D. ile Semih T. ve Tugay A. cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanık Furkan Ali U, maktul İbrahim Can Asanı’nın ailesi ile taraf avukatları ise mahkeme salonunda hazır bulundu.
Savunmasını yapan sanıklardan Tugay A, diğer sanıklarla evinde alkol aldıktan sonra Semih T. ile trafikteyken araçlarına başka bir aracın çarptığını söyledi.
Diğer aracın sürücüsü İbrahim Can Asanı’nın elinde silahla küfrederek kendisine tokat attığını öne süren Tugay A, bunun üzerine Semih T’nin Balıkesir’de polis memuru olan ve senelik iznini Bursa’da geçiren arkadaşları Oktay D’yi aradığını, daha sonra onunla ve Furkan Ali U. ile buluşarak şikayetçi olmak amacıyla polis merkezine doğru hareket ettiklerini anlattı.
Yolda, Asanı’nın aracını gördüklerini dile getiren Tugay A, “Bizi görünce küfürler etti ve tekrar silahına davrandı. Oktay, ‘Polis memuruyum’ dedi. Havaya bir el ateş etti. İbrahim, koşarak ara sokağa girdi. Olay anlık gelişti. İbrahim’in yanımızdan kaçması ile iki el silah sesi duyulması ve arkasından yere düşmesi birden oldu. Yere düştüğünde yanına gittik. Elinde silah gördüm, namlusu bize doğruydu. Silahı ateşlemesin diye tekme ile vurdum.” diye konuştu.
Semih T. ise daha sonra olay yerine mahalleli ile Asanı’nın ailesinin geldiğini aktararak, “Bir ara Oktay yerde yatan şahsın silahını bana verdi. Bir süre sonra bunu ben Oktay’a geri verdim.” ifadesini kullandı.
“Suçluyu etkisiz hale getirip polise teslim edecektim”
Oktay D. ise kavga sırasında maktulün peşindeyken silahını kendisine doğrulttuğu için ona ateş ettiğini, yere düştükten sonra 155’i arayarak durumu anlattığını öne sürdü.
Maktulün neresinden vurulduğunu anlamaya çalıştığını bildiren Oktay D, “Tişörtünü ensesine kadar sıyırdım. Sırtından vurulmadığını anladım. Ölümcül yerinden vurulmadığını değerlendirdiğimden rahatladım.” dedi.
Mahkeme başkanının o sırada görevli olmadığını hatırlatması üzerine Oktay D, “Ben o esnada arkasından gittim. Üzerinde silah olduğunu görmüştüm. Suçluyu etkisiz hale getirip polise teslim edecektim. Görevde değildim ama o anda bir suçlu karşımdaydı, onu yakalamak için hareket etmiştim. Yaptığım tüm hareketler Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda belirtilen hususlara uygundur.” savunmasını yaptı.
Sanık Furkan Ali U. ise vurulduktan sonra yere düşen maktule hiç temas etmediğini ve vurmadığını anlatarak, beraat talebinde bulundu.
Maktulün annesi Gülsevim ve babası Florin Asanı, sanıklardan şikayetçi olduklarını anlatarak, cezalandırılmalarını talep etti.
Gülsevim Asanı, pencereden baktığında oğlunu koşarken gördüğünü, sonra yere düştüğünü ve peşindekilerin onu tekmelemeye başladığını belirtti.
Bunun üzerine dışarı çıktıklarını, sanıklardan birinin polis olduğunu söylediğini aktaran Asanı, şöyle devam etti:
“Eşim, ‘Sen oğlumu öldürdün, nasıl polissin?’ dediğinde biri elini beline attı, eşimin üzerine yürüdü. Bunun üzerine ben eşime tokat attım. Daha sonra ambulansla polisler geldi. Çocuğumu orada öldürdüler. Çocuğumun ağzından burnundan kan geliyordu. Yüzünde ayak izleri vardı. Ambulansa koyarken çocuğum sadece ‘anne’ diyebildi.”
Oktay D, Semih T. ve Tugay A’nın tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
Olay
Yıldırım ilçesi Millet Mahallesi’nde haziran ayında trafikte İbrahim Can Asanı (24) ile tartışan Semih T. ve Tugay A, daha sonra polis memuru Oktay D. ve Furkan Ali U. ile trafikte karşılaştıkları Asanı ile tartışmaya başlamış, kavgada Oktay D, kendisine silah çektiği ileri sürülen Asanı’yı tabancayla ateş ederek yaralamıştı. Asanı, olayın ardından hayatını kaybetmişti.
İddianamede, sanıkların “kasten öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
AA